Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • Aktüel
    • Akademik
    • English
    • Arabic
    • Diğer Diller
  • Programlar
    • Televizyon
    • Radyo
    • Youtube
  • Yazışmalar
    • Tüm Sualler
    • Sual Başlıkları
    • Sual Gönder
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder

Sual Başlıkları

“İslâmiyetten Evvelki Devirler”

için arama neticeleri gösteriliyor
  • Sual: Müslüman, sadece Muhammed aleyhisselâmın dininde olanlar için kullanılır bir tabir midir?
    Cevab: Müslüman, islâm olmuş, teslim olmuş, selâmette olan mânâsına Müslim kelimesinin farsçasıdır. Türkçede Müslim yerine çok yaygın kullanılır. Muhammed aleyhisselâma iman edip şeriatını kabul edenlere Müslüman dendiği gibi; daha önce gönderilen peygamberlerin tebliğ ettiği tevhid inancına girenlere de Müslüman denir. Kur’an-ı kerimde meselâ İbrahim aleyhisselâm için Müslüman tabiri kullanılır. Bugün Müslüman denince, daha ziyade Muhammed aleyhisselâmın şeriatına dâhil olanlar kastediliyor. Önceki ümmetler için Musevî, İsevî tabirleri kullanılıyor. Mânâ bakımından hepsi müslümandır. Ama son peygamberlere inanmadıkları için tevhid inancında eksiklik bulunan bugünki Yahudi ve Hıristiyanları dışarıda tutmak itibarıyla yalnız Muhammed aleyhisselâma iman edenler Müslüman olarak anılmaktadır. Aslında tevhid dininin ismi İslamdır. Ama bugünki kullanışta ve anlayışta Muhammed aleyhisselamın şeriatına İslam deniyor. Doğrusu Muhammedîlik olmalıydı. Ancak önceki bütün dinlere şâmil olduğu için böyle denmiyor. İslam deniyor.
    18 Mayıs 2013 Cumartesi
  • Sual: Bazı kitaplarda “İsa aleyhiselâmın şeriati aslında Musa aleyhisselâmin şeriatini nesh etmemiştir, kuvvetlendirmistir” diyor. Bazılarında ise nesh ettiği yazıyor. Buradaki tezat nasıl giderilir?
    Cevab: Tamamını neshetmemiş; kısmen neshetmiştir. Bazı hükümlerini değiştirerek yeni hükümler getirmiş; bazı hususlarda ise Musa aleyhisselâmın şeriatına ait hükümlerin tatbikini emretmiştir.
    18 Mayıs 2013 Cumartesi
  • Sual: Pompei’nin başına gelenler, buradaki ahlâksızlıklar sebebiyle midir? Bir de Roma tarihiyle alâkalı tavsiye edeceğiniz bir kaynak var mıdır?
    Cevab: Zelzele, yanardağ normal şeylerdir. Her âfetin arkasında kötülük aranmaz. Pompei hakkında söylenenler abartılıdır. Zengin ve güzel bir şehirdi. Ahlâksızlık her yerde olur. Din kitaplarında, bir yerde ahlâksızlık aleni olursa, oraya belâ gelir, buyurulmaktadır. Bu söz mutlak değildir. Lut kavminin yaşadığı Sodom ve Gomora şehirleri için anlatılır. Piyasada çok sayıda kitap vardır. Gibbons’ın tarihi meşhurdur. Bir de Varlık'ın Romalılar kitabı iyidir.
    27 Mayıs 2014 Salı
  • Sual: Mum söndü iddiası nasıl ortaya çıkmıştır? Meşhur bir ansiklopedide Bektaşî âyini olduğu söyleniyor.
    Cevab: Çerağ gülbankı da denilen bu hâdisenin, cinsî serbestliği ile tanınan Kabala Yahudiliğinden (Sabatayistlerden) Bektaşî-Kızılbaş topluluklarına geçtiği veya Antik Çağ cinsî misafirperverliğinden kalma bir âdet olduğu yahud böyle bir âdetin hiç bulunmadığı söylenmiştir.
    23 Kasım 2014 Pazar
  • Sual: Kur’an-ı Kerim’de Hazret-i Meryem’in Hazret-i Harun’un kız kardeşi olduğuna dair âyetler var (Meryem suresi, 26). Halbuki Meryem Oğlu İsa ile Harun peygamber arasında asırlar var. Bu âyeti nasıl anlamak gerekir?
    Cevab: Tefsirlerde bu hususta çok rivayetler vardır. Bu Harun, Musa aleyhisselamın kardeşi Harun ise, Hazret-i Meryem, Hazret-i Harun aleyhisselâmın soyundan geliyordu. O devirde insanları bu şekilde anmak âdetti. Nitekim Temim kabilesinden olan birine “Ey Temîm’in kardeşi” denirdi. Süddî böyle buyurdu. Nitekim Hazret-i Peygamber bir gün “Südah’ın kardeşi ezan okuyor” buyurdu. Ezanı okuyan, Südah kabilesinden idi. Bir rivayette de bu söz “Biz seni ibadette Harun gibi zannediyorduk. Nasıl olur da böyle iş yaparsın?” demektir. Bir başka rivayette ise Hazret-i Meryem’in Harun adında bir kardeşi vardı. Kelbî böyle rivayet etti. İbni Atiyye der ki, “O zaman, Harun adında fâcir bir kişi vardı; Yahudiler, Hazret-i Meryem’i ona benzetmek için böyle söylediler”. Yani “annen ve baban böyle kişiler değildi” demektir. Bir başka rivayette ise o devirde İsrailoğulları arasında Harun adında çok âbid bir zât vardı. Hazret-i Meryem de önceleri onun yolunda gittiğinden dolayı böyle anılmıştır. Müslümanlığa girmeden evvel Yahudi âlimi olan Kâ’bü’l-Ahbar, Hazret-i Aişe’nin huzurunda, “Meryem, Musa'nın kardeşi Harun'un kızkardeşi değildi. Eğer Rasûlullah aleyhisselâm böyle bir şey demişse, elbette o daha doğru söyler, daha iyi bilir. Aksi takdirde ben bildiğim kadarıyla aralarında altıyüz yıllık bir zaman vardır” dedi. Bunun üzerine Hazret-i Âişe bir şey söylemedi. Mugîre bin Şu’be, Necran’a gittiğinde Oradaki Hristiyanlar, “Senin arkadaşın (yani Hazret-i Peygamber) Meryem’in, Harun’un kızkardeşi olduğunu iddia ediyor. Halbuki aralarında şu kadar asır vardır” dediler. O da dönüşünde bunu Hazret-i Peygamber’e sordu. Şöyle buyurdu: “Onlar peygamberlerinin ve kendilerinden önceki salihlerin isimlerini ad olarak veriyorlardı”. Nitekim Hazret-i Musa ile İsa arasında çok uzun bir zaman olduğu, hadis-i şerif ile sabittir. (Mefâtihü'l-Gayb)
    12 Mart 2015 Perşembe
  • Sual: Ebu Leheb’in asıl isminin Abduluzza olduğuna ve Abduluzza da Uzza putunun kulu manasına geliyorsa, Abdülmuttalib böyle bir ismi nasıl koymuştur?
    Cevab: Böyle bir manaya geliyor ise de, ismin bu olduğu kati olmayabilir. Kaldı ki Abdülmuttalib'in mü’min olduğu nazara alınırsa, o zamanki örfler çerçevesinde başka bir manaya, rabb'in kulu manasına geldiğini düşünmek daha doğrudur.
    29 Mayıs 2015 Cuma
  • Sual: Câhiliye devrindeki insanlar, putlara yaratıcı olarak mı tapınıyordu?
    Cevab: Bunlar muhtemelen eski zamanlarda yaşamış kahramanlar idi. Bunlara Allah ile arada vasıta olmak üzere tapınıyorlardı. Allahü teâlâya inanıyorlar; ancak putlarda da ilahi sıfatların bulunduğunu ve bunların Allahü teâlâdan müstakil kudret sahibi olduğuna inanıyorlardı. Bunun için müşrik oluyorlardı. Putperestlik, çok eskidir. İslâmiyette her ne niyet ile olursa olsun, insan resmi, heykeli yapmak ve bunlara hürmet etmek men edilmiştir. Evvelki dinlerde böyle değildi. Rivayete göre bunun için, İdrîs ve Îsâ aleyhimesselâm semâya çıkarıldıktan sonra, bu yüksek seciyeli ve çok güzel zâtların yokluğuna dayanamayan mü’minler, resimlerini, heykellerini yapıp, yükseklere koydular. Melekleri hatırlatması için de böyle yaptılar. Zamanla karşılarında eğildiler, secde etdiler. Sonra Allahın affı için, resimlerden, heykellerden şefaat istediler. Amr bin Lüheyy adında biri, putperestliği Suriye taraflarından Arabistan’a getirdi ve o zamana kadar İbrahim aleyhisselâmdan kalma tevhid inancındaki Kureyş arasında da yayıldı. Bir Peygambere ve bunun, sonradan bozulmuş olan mukaddes kitabına inanan bir gayrımüslim, bu peygamber tanrıdır veya tanrının oğludur dese ve putlara yalvarırsa da, buna ehl-i kitap denir. Çünki, ilah, rab, tanrı, baba gibi isimler, yardım eden, yaratılmaya sebep olan, çok sevilen mânâsına da kullanılır. Bu isimleri, Îsâ aleyhisselâma bu mânâlar ile söyleyen, müşrik olmaz. Ona, üç tanrıdan biri veya tanrı denilmesi, hakîkî bir söz değil, mecâz olur. Onda ulûhiyyet sıfatı bulunduğuna inanırsa, meselâ her istediğini yaratır derse, müşrik olur. Şimdi Hıristiyanların bir kısmı, ehl-i kitaptır. Putlara, heykellere, Îsâ aleyhisselâmı sevdikleri için, istediklerinin yaratılmasına sebep olması için yalvarıyorlar. Câhiliye devri müşriklerinin ise böyle olmadığı ortadadır. Bunlar hem Allah’a inanıyorlar; hem de putlarının da müstakil hâlık, yaratıcı olduklarına inanıyordu.
    16 Ağustos 2015 Pazar
  • Sual: ‘Kutsal Kâse’ diye bir şey var mıdır?
    Cevab: Roman ve filmlere mevzu olmuş bir efsanedir.
    16 Ağustos 2015 Pazar
  • Sual: Hazret-i Âdem’in oğlu Kâbil’in küfr üzere öldüğüne dair kat’i bir bilgi var mıdır?
    Cevab: Kâbil, kadere razı gelmedi. Kendi kızkardeşi ile evlenmek istedi. Halbuki bu kız ile Hâbil evlenecekti. Hâbil’i takdime (kurban) yarışına çağırdı. Bakalım hangimizin kurbanı kabul olacak dedi. Hâbilin ihlâsla yaptığı kurban takdimesi kabul edildi. Kâbil, buna da razı gelmedi. Hâbil’i öldürdü. Kâbil'in Hâbil'i öldürdüğünü, Hazret-i Âdem aleyhisselâm rüyada gördü. Kâbil itiraf etti; fakat ilahî hâkim razı olmadı. Günahından dolayı değil, inkârından dolayı küfre düştü. Şeytan gibi. Bunun üzerine kaçtı. Yemen'e gitti. Burada kız kardeşi ile zina edip çoğaldılar. Şeytanın tesiriyle küfre düştüler. Tefsir kitapları da öyle yazıyor. Bu bilgi size de bize de lazım değildir.
    16 Ağustos 2015 Pazar
  • Sual: Hazret-i Nuh’un gemisine 6 milyon hayvan türünün her birinden birer çift nasıl sığmıştır?
    Cevab: Hayvanlar birkaç türden çoğalmıştır. Peygamberlerin işlerine şaşılmaz.
    28 Eylül 2015 Pazartesi
  • Sual: İbrahim aleyhisselâmın annesi mümin zevcinin (Taruh) vefatından sonra neden puta tapınan biriyle (Azer) evliydi?
    Cevab: Her devrin hükmü ayrıdır. Annesinin kiminle evlendiğinden İbrahim aleyhisselama ne?
    26 Nisan 2016 Salı
  • Sual: Göktürkler, Hunların devamı mıdır? 
    Cevab: Aynı ırktır. Hun İmparatorluğu’nun yerine Göktürk İmparatorluğu kurulmuştur.
    26 Nisan 2016 Salı
  • Sual: Nuh Tufanında her hayvan çifti gemiye alındıysa, nasıl sığmıştır?
    Cevab: Çok hayvan çeşitinin atası bir tanedir. Aynı cinstendir. Her hayvan cinsinin atası alınmış olabilir. Böyle şeyler Allahü teâlâ için zor değildir.
    29 Haziran 2016 Çarşamba
  • Sual: İsrailiyyat nedir? Muteber midir?
    Cevab: İsrailogullarindan gelen bilgi ve hikayelere denir. Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflerde geçenler muteberdir. Değilse, İslamiyete aykırı olmayanlar kabul edilir.
    19 Şubat 2017 Pazar
  • Sual: Osmanlı hanedan mensupları neden boğularak öldürülürmüştür?
    Cevab: Eski Türklerde ve Moğollarda cari kan tabusu sebebiyledir. Bu inanca göre, soyluların kanının yere akıtılması caiz görülmemektedir.
    23 Mayıs 2017 Salı
  • Sual: Kur’an-ı kerimde bahsedilen Sâbiîler kimdir?
    Cevab: Umumiyetle Şit aleyhisselâmın dinine tâbi olduğu kabul edilen ve az sayıda mensupları bugün Kerbelâ ve Hille tarafında yaşa¬yan bir topluluktur. Dünyadaki dinlerin en eskilerinden biridir. İbrânîce “Yıldızların ordusu” gibi bir mânâya gelen Sâbiî tabiri, zaman¬la “bilinen dinlere mensup olmayan” mânâsına dönüşmüştür. Böylece Müslüman, Yahudi ve Hristiyan olmayanlar mânâsına gelir. Böyle olunca Mecûsîler, Brahmanlar, Budistler vs. hep Sâbiî olmaktadır. Ancak burada kasdedilen bizzat Keldânîlerdir. Bunlar Süryânîlerle aynı kökten olup, Süryânîler Hristiyanlığı seçerek Keldânîlerden ayrılmıştır. Keldânîlerin bir kısmı da Hristiyanlığın Nastûrî mezhebine girmiştir. Dinlerinin esasını Hazret-i İdrîs’in oğlu Sâbi kurduğundan dolayı buna nisbet edilirler. Suhuf-i Şit adında kitapları var¬dır. Kendilerince namaz kılar; oruç tutar; Harrân’a hac yaparlar. Kıblesi yıldızlar ol¬duğu için, bazıları yanlış olarak yıldıza taptıklarını zannetmiştir. Nitekim bunlarda astronomi çok ileriydi. Bahsettiğiniz âyet-i kerimede, Sâbiî, Yahudi ve Nasrânîlerden Allah’a ve âhiret gününe iman edip sâlih amel yapanlar için korku bulunmadığı meâlindeki ifadenin hükmü, Resulullah aleyhisselâmdan evvelki zamanlarda gelenler veya O’nun tebliğini işitmeyenler içindir.
    12 Haziran 2017 Pazartesi
  • Sual: Yûsuf Suresi 20.âyetinde, Yusuf aleyhisselâmı birkaç dirheme sattıkları anlatılıyor. Yûsuf aleyhisselam takriben M.Ö 1600-1700 senelerinde yasamış. Kaynaklar diyor ki: ‘Eski Mısır’da, yani Yûsuf aleyhisselam devrinde dirhem yoktu; onların para birimleri başka idi. Dirhem M.Ö 700 yıllarında kullanılmaya başlandı.’ Şu halde bu âyet-i kerimeyi nasıl anlamalıdır?
    Cevab: Dirhem, bütün gümüş paralara verilen isimdir. Nitekim dinar da altın paralar için kullanılır.
    12 Haziran 2017 Pazartesi
  • Sual: Mecdelli Meryem kimdir?
    Cevab: Mecdelli Meryem (Maria Magdalena), İsa aleyhisselâma iman eden bir hanımdır. İsa aleyhisselâmın zevcesi olduğuna dair İslâm kaynaklarında bir malumat olmadığı gibi, Kilise de bunu kabul etmemektedir.
    12 Haziran 2017 Pazartesi
  • Sual: Hazret-i Peygamber’in doğumundan evvel Yemen’in statüsü neydi?
    Cevab: Yemen Habeşliler tarafından istila edilmişti. 72 sene Habeş hâkimiyetinde kaldıktan sonra son Yemen hükümdarı Seyf, Habeşilere karşı İran'dan yardım istedi. İran hükümdarı oraya Behruz adlı bir kumandan gönderdi. Yemen’i Habeşilerin elinden aldı ve burada Sasani hâkimiyeti kuruldu. Yemen hükümdarları İran’ın valisi derekesine düştü. Ta ki Asr-ı Saadet’te Müslümanların eline geçene kadar.
    21 Haziran 2017 Çarşamba
  • Sual: Bazı bilim adamları, 7000 yıllık Mısır tarihinde, piramitlerdeki kitâbelerde Musa aleyhisselâmdan  hiç bahsedilmediğini söylüyor. Ne denebilir?
    Cevab: Müminler, peygamberlere uyar; arkeologlara değil. Kitâbelerde veya tarih kroniklerinde yer almaması, iman için bir kıymet ifade etmez. O devre ait her bilgi bu güne ulaşmadığı gibi, tarihi kaydedenler o zaman için bunu mühim bir hâdise olarak görmemiş olabilir. İsa aleyhisselâm hakkında da neredeyse hiç tarihî bilgi yoktur. Ama Muhammed aleyhisselâm devri böyle değildir. Şu halde bunu ateizmi için delil göstermek makul değildir.
    2 Temmuz 2017 Pazar
  • Sual: İbni Arabi hazretlerinin Fütuhat kitabında bahsettiği Âdem aleyhisselâmdan evvel yüzbin Âdem yaratıldı sözünü nasıl anlamalıdır? Bu evrim faraziyesine delil olabilir mi?
    Cevab: Bilemeyiz. Mektubat-ı Rabbâni’de bundan bahsediliyor. Bunlar âlem-i misaldeki görüntüleri ifade diyor olsa gerektir.
    1 Ağustos 2017 Salı
  • Sual: Havva ismi Kur’an-ı kerimde geçiyor mu?
    Cevab: Kur’an-ı Kerim'de geçmez. Tevrat'ta geçer. Havva kelimesi, Sami dillerinde hayat kökünden gelen bir kelimedir. Kur’an-ı Kerim'de geçmemesi, olmadığını göstermez. Burada Hazret-i Âdem’in zevcesi olarak hikâye edilir. Çok peygamberin ismi de Kur’an-ı kerimde geçmez.
    1 Ağustos 2017 Salı
  • Sual: Eski Türkler'den gelen ve Osmanlı’da da devam eden hanedan kanının akıtılmasının uğursuzluk olarak görülmesi, İslamiyet'le imtizaç eder mi?
    Cevab: Bir kere bu dini bir mesele değildir. Eski Türk ve Moğollarda bulunan kan tabusu denen âdetin devamıdır. Hanedan mensuplarından birisi idam edileceği zaman, kanı yere akıtılmaz. Bunun felaket getireceği düşünülür. Bu sebeple umumiyetle boğularak öldürülür.
    14 Ağustos 2017 Pazartesi
  • Sual: Adaletiyle bilinen Sasani hükümdarı Nuşirevan hangi dine mensuptu?
    Cevab: Zerdüşt dininde idi.
    2 Eylül 2017 Cumartesi
  • Sual: Hatay ve Hitay arasında da bir irtibat var mıdır?
    Cevab: Alâkası yoktur. Hıtay adında Çin hududunda bir Türk yurdu ve Hıtay adında bir halk vardır. Hatay uydurma bir tabirdir. Şah İsmail, Hatay kabilesine mensup değildir. Şiir yazarken kullandığı ve hatalı, kusurlu manasına Hataî mahlâsını, böyle zannedenler olduğu anlaşılıyor.
    23 Kasım 2017 Perşembe
  • Sual: Hazret-i Âdem ilk insan olmasına rağmen, günümüzde “ilk insanları” konuşma, yazma bilmeyen, mağarada yaşayan vahşi insanlar olarak gösteriyorlar. Sebebi nedir?
    Cevab: Tamamen uydurmadır. Medeni iken medeniyeti unutan insan toplulukları olabilir.
    3 Ocak 2018 Çarşamba
  • Sual: Tasavvufî metinlerde ve divan edebiyatında geçen İskender’in aynası nedir?
    Cevab: İskender'in aynası, âyine-i âlem-nümâ (cihanı gösteren ayna) olarak da bilinir. Hakkında çeşitli rivayetler mevcuttur. Bunların birçoğu efsanedir. Büyük İskender, İskenderiye şehrini kurduğu zaman, orada bulunan hakimlerden Belinas, Hermis ve Valines bir ayna yapmışlar ve yüksek bir yere koymuşlar. Güya bu aynada oraya gelmekte olan gemiler daha bir aylık yolda iken görülebilirmiş. Eğer gelen düşman gemisi ise bu aynadan güneş ışığı aksettirilerek daha uzaktayken yakılabilirmiş. İskender tarafından hocası Aristo'ya yaptırıldığı da rivayet edilir. Bu aynanın bir gece, bekçileri uyurken çalınıp denize atıldığı söylenir. Bu aynanın Hind hükümdarı Kayd tarafından İskender'e hediye edilen dört kıymetli eşyadan biri olduğu söylenir. Yuvarlak (top ayna) ve düz olduğu hakkında ihtilâf bulunan bu aynanın iki tarafı da gösterirmiş. Arka yüzüne yalancılar baktığı zaman görüntü vermezmiş ve İskender de kimin yalan söylediğini bu ayna vasıtasıyla anlarmış. Çünkü aynanın arka yüzü yalancıların görüntüsünü kabul etmezmiş.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: A’raf süresi 175-176. âyetlerde bahsedilen şahıs, Bel’am bin Ba’ura mıdır?
    Cevab: Bel’am, Musa ve Yuşa aleyhimesselam zamanlarında yaşayan, İsm-i azam duasını bilip, her duası kabul olurken, dünyaya meylettiği için doğru yoldan ayrılan kimsedir. Musa aleyhisselam vefat ederken yerine Yuşa bin Nun aleyhisselamı halife bıraktı. Allahü teala Yuşa aleyhisselamı da İsrailoğullarına peygamber olarak vazifelendirdi. Yuşa aleyhisselam, İsrailoğullarının başında olduğu halde Arz-ı mev'ud denilen bölgeye gidip, Eriha ve İlya (Eyliya) şehirlerini fethettikten sonra, Belka şehrini kuşattı. Belka şehrinin Belak ismindeki zalim hükümdarı, Yuşa aleyhisselama karşı aciz kalıp, İsm-i azam duasını bilen, her duası kabul olan, ilim ve ibadette yüksek, sözlerini yazıp istifade etmek için elinde hokka ve kalem ile yanında 2000 kişi bulunan ve İbrahim aleyhisselamın dinine inanan Bel'am bin Baura isimli kimseden yardım istedi. Yuşa aleyhisselama ve ordusuna karşı beddua etmesini istedi. Belka şehri ahalisi de gelip beddua etmesi için Bel'am bin Baura'ya yalvardılar. Bel'am, Allahü tealanın peygamberine karşı beddua edemeyeceğini bildirdiyse de, azgın ve imansız Belka şehri ahalisi bedduada bulunması için daha çok ısrar ettiler. Bel'am bin Baura'ya hediyeler getirip birçok dünyalık vad ettiler. Karısı da; "Eğer bu kavmin topraklarımızdan gitmesi için dua etmezsen senden ayrılacağım!" diye tehditte bulundu. Zalim hükümdar da beddua etmediği takdirde onu idam edeceğini söyleyerek idam sehpası kurdurdu. Bütün bunlar karşısında Bel'am bin Baura'nın gönlünde dünya malına ve servetine karşı meyl belirdi. Dua etmeye razı olarak şehrin dışındaki Husban Dağına gitti. Husban Dağının tepesine ulaşınca, ellerini dua için kaldırdığı zaman, dilinden Belka şehri ahalisi aleyhine, Yuşa aleyhisselamı ve İsrailoğulları lehine kelimeler dökülmeye başladı. Bu sözleri işiten Belka şehri ahalisi; "Ey Bel'am! Ne yapıyorsun? Onlara dua, bize beddua ediyorsun!" dediler. Bel'am onlara; "Bu sözleri isteyerek söylemiyorum. Allah tarafından böyle konuşturuluyorum!" dedi. Bu sırada Allahü tealanın hikmetiyle dili ağzından çıkıp göğsü üzerine sarktı. Allahü tealanın kendisine ihsan ettiği nimetlerin kıymetini bilmeyen, irade-i cüz'iyyesini şeytanın ve kötü insanların istekleri doğrultusunda kullanan Bel'am bin Baura, nefsin ve şeytanın saptırmasıyla, dünya malına ve kadına meylederek yeni hileler peşine düştü ve imansız öldü. Kur'an-ı kerimde A'raf suresinin 175. ve 176. ayet-i kerimelerinde soluyan köpeğe benzetildi. "Onun gibiler köpek gibidir." sözü, dillerde darb-ı mesel kaldı.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: Her kavme peygamber gönderilmiş midir? Nahl suresinin 36.âyet-i kerimesinde geçen “her ümmete peygamber gönderdik” ibaresindeki ümmet kelimesinden kasıt nedir?
    Cevab: Her ümmete, yani muayyen insan topluluğuna peygamber gönderilmiştir. Bunların çoğunun isimleri malum değildir. Ekserisine bir kişi bile inanmamıştır.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: Dürr-i Meknûn ve Marifetnâme gibi kıymetli tasavvuf kitaplarında, Hazret-i Âdem’den evvel dünyada insansı bazı mahlûkların yaşadığı, sonra da bunlar devirlerini tamamlayınca helâk edildikleri, akabinde de ilk insan olarak Hazret-i Âdem''in yaratıldığı anlatılıyor. Bu mahlûkların varlığı sabittir diyemeyiz, fakat bunları hikemî olarak evrimcilerin “Neanderthal” dedikleri insanla özdeşleştirebilir miyiz?
    Cevab: Bilemeyiz. İlk insan Âdem aleyhisselamdır. Bunun dışında biyolojik malumata din karışmaz.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: Şeytan, Rabbini bildiği ve gördüğü hâlde, kendisinin akıbetini tahmin etmesine rağmen, niçin isyan etti? Bazıları Allahü Teâlanın kendisine kıyamete değin lanet ettiğini, şeytanın kendi rolünü bu sebeple oynadığını, kıyametten sonra bu lanetin kalkacağını söylüyor. Doğrusu nedir?
    Cevab: Bunun sebebi kibirdir. Bu, insanlara ibrettir. Şeytan hakkındaki lanet, kıyamete kadar değil, kıyametten sonra da devam ediyor. Cehenneme gidecek, ebedi kalacaktır. Şeytan secde etmediği için değil; secde emrini inkâr ettiği için kâfir oldu. Kur’an-ı kerimde bu hususta ilâ yevmi’l-vakti’l-ma’lum buyuruluyor. İlâ harfi ceri, o zamanı a içine alır. Zira abdest âyetinde, ilel-merâfikı ibaresinde, dirseklerin de yıkanmasının farz olduğu sünnet ile bildirilmiştir.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: Oğuzhan, Zülkarneyn aleyhisselam, Metehan aynı mı?
    Cevab: Böyle olduğunu söyleyenler var ise de makbul tutulmamıştır.
    5 Nisan 2018 Perşembe
  • Sual: Hazret-i Muhammed’in getirdiği şeriatın çok geniş ve derin olmasına rağmen; Hazret-i İsa’nın getirdiği şeriat niye çok mahdut olmuştur?
    Cevab: İsa Aleyhisselam çok kısa bir zaman peygamberlik yapmış; devlet reisi olmamış; kendisine çok az kişi inanmıştır. Onun için İsa Aleyhisselam'ın şeriatının hükümleri çok fazla değildir. Eksik kısımlarda Musa Aleyhisselam'ın şeriatına tâbi olmayı emretmiştir.
    15 Nisan 2018 Pazar
  • Sual: Hazret-i İsa’nın kelimetullah (Allahın kelimesi) olması ne demektir?
    Cevab: Allah'ın kelâmını bildiren demektir.
  • Sual: İslam hukukunda ele geçirilen bir yerde tarihi heykeller varsa yıkılması lazım mıdır?
    Cevab: Hayır. Yıkmamışlar zaten.
  • Sual: Musa aleyhisselâmın ümmetine 50 vakit namazın farz kılındığına dair rivayetler vardır. Şu takdirde 24 saatin nerdeyse her 25 dakikasında bir namaz kılmak gerekiyor. Bunu nasıl anlamalıdır?
    Cevab: Bu şeriatteki her bir namazın ne kadar sürdüğünü bilmiyoruz. Belki her biri 1 dakika sürüyordu.
  • Sual: Hazret-i Meryem evlenmiş midir?
    Cevab: Bazı Hristiyan kaynaklarında Yusuf isimli biriyle evlendiği; fakat yine İsa aleyhisselamı erkek eli değmeden dünyaya getirdiği anlatılıyor. İsa Aleyhisselam dünyaya geldikten sonra Yusuf ile evlendiği ve bundan çocukları dünyaya geldiği tarih kitaplarında yazıyor. Hatta bu çocuklardan Aziz Şemun (St. Simon), İsa aleyhisselâmın ilk bağlılarından ve Paulus’un dini tahrif davasında en büyük muhaliflerindendi. Fakat mağlub olub Şam’a çekildi. Bunun talebeleri olup doğru İsevîler bir müddet devam ettikten sonra kayboldu. Hazret-i Muhammed aleyhisselamın görüştüğü rahib Bahîra’nın bu topluluktan olması muhtemeldir.
  • Sual: Hazret-i İbrahim’in mücadele ettiği hükümdar, Akad kralı 1. Sargon mudur?
    Cevab: Öyle olduğu söyleniyor ise de, kati bir malumat yoktur.
    29 Haziran 2018 Cuma
  • Sual: Firavun, tahtının devrilmesi rüyası üzerine malum o sene doğan bütün erkek çocukların öldürülmesini emretti. Musa aleyhisselam tek sağ kalan bebek idi. Allahu teala öldürülen bütün bebeklerin hususiyetlerini, güçlerini Musa aleyhisselamda topladı. Bunun aslı var mıdır?
    Cevab: Muhyiddin ibnü’l-Arabî’ye ait bu söz, İmam-ı Rabbânî’nin Mektubat’ında, 256. mektubda geçer.
    12 Ağustos 2018 Pazar
  • Sual: Yakub aleyhisselâmın, oğlu Yusuf’u diğer kardeşlerinden çok sevmesi, bir peygambere yakışır mı?
    Cevab: Peygamberler suç ve günah işlemez. Bu, insanlık icabı bir sevgidir. Yusuf’taki nübüvvet nişanlarını görerek elinde olmadan fazla sevmiştir. Zira nübüvvet nuru, Yusuf’un alnında parlıyordu. Çok sevmiştir ama, haksızlık yapmamıştır.
    14 Eylül 2018 Cuma
  • Sual: Şeytan, Hazret-i Âdem’i nasıl kandırmıştır? Cennette ne eksikti ki elma için söz dinlemedi? Ya da hâdiseler teşbih midir?
    Cevab: Bir kere elma diye bir şey yoktur; ağacın meyvesi belli değildir. Kur’an-ı kerim Âdem aleyhisselâmın unuttuğunu söylüyor. Şeytanı, tanımamış; Allah adına yemin etmesine inanmıştır. O zaman Âdem aleyhisselâm peygamber değildi. Bu gibi hikâyelere sembolik demek doğru değildir
    19 Eylül 2018 Çarşamba
  • Sual: Hazret-i Yusuf ve Hazret-i Musa zamanlarındaki firavunların hangileri olduğu hakkında bir malumat var mıdır?
    Cevab: Akhenaton ve II.Ramses olduğu söyleniyor.
    19 Ekim 2018 Cuma
  • Sual: Çivi yazılı tabletlerde ve Sümer kitabelerindeki yazılarla Kur’an-ı Kerimdeki âyetler aynı diyenlere ne demelidir?
    Cevab: Benim İslam Hukuku ve Önceki Şeriatler kitabıma bakabilirsiniz.
    26 Ekim 2018 Cuma
  • Sual: Peygamberler tarihini anlatan şümullü bir kitap tavsiye eder misiniz?
    Cevab: Mirat-ı Kâinat, Kısas-ı Enbiya ve Türkiye gazetesinin neşrettiği Peygamberler Tarihi Ansiklopedisi münasiptir.
    26 Ekim 2018 Cuma
  • Sual: Milli Eğitim Bakanlığı’nın Kur’an-ı Kerim 6. sınıf ders kitabında, İbrahim aleyhisselâmın babasının put imalatçısı olduğu yazıyor. Bu bilgi doğru mudur?
    Cevab: Kur’an-ı kerimde putperest olduğu anlaşılan Azer, İbrahim aleyhisselâmın babası değil; amcası ve üvey babası idi. Tefsirlerde böyle yazıyor. Âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden anlaşıldığı ve binlerce İslâm kitabında yazıldığı üzere, Resûlullahın anaları ve babaları arasında bulunanların hepsi, zamanlarının ve memleketlerinin en asil, en şerif, en cemil ve en temiz zatları idi. Şuârâ suresi 219. âyetinde mealen, “Sen, yani Senin nurun, hep secde edenlerden dolaştırılıp, sana inkılab etmiş, ulaşmıştır” buyuruldu. Ehl-i sünnet âlimleri, bu ayet-i kerimeyi tefsir ederken, “Bütün ana ve babalarının mümin ve günahsız olduğunu” anlamışlardır. Resulullah, “Allah beni, dâima helâl babaların sulbünden, temiz anaların rahmine naklederek, sonunda babamla annemden ızhâr etti. Âdem’den, anne-babama gelinceye kadarki nesebim içinde nikâhsız birleşen olmamıştır.” ve “Ben devirden devire, nesilden nesile, âileden âileye seçilerek intikal eden Âdemoğulları soylarının en temizinden naklolundum. Sonunda içinde bulunduğum Hâşimoğulları âilesinden neş’et ettim” buyurdu. Âli İmran suresinin başında bildirildiği üzere, Kur’an-ı kerimin ayetleri iki türlüdür: Biri, muhkemat olup, manası açık, meydanda olan ayetlerdir. İkincisi müteşabihat olup, manası kapalı olan ayetlerdir. Bunlara görülen, anlaşılan, meşhur olan manayı vermeyip, meşhur olmayan mana verilir. Bunların açık ve meşhur manalarını vermek akla ve İslamiyet'e uygun olmazsa, meşhur olmayan mana vermek, yani te’vil etmek icab eder. Açık manalarını vermek günah olur. Mesela, tefsir âlimleri yed, yani el kelimesine kudret, gücü yetmek manasını vermişlerdir. İşte, bunlar gibi, En’am suresinin, “İbrahim babası Azere dediği zaman” meâlindeki 74. ayet-i kerimesine de, açık manası verilemez. Çünkü, Azer kelimesi, baba kelimesinin atf-ı beyanı olduğu Beydâvî tefsirinde yazılıdır. Bir kimsenin iki ismi olup, bu iki isim, birlikte söylendiği vakit, birinin meşhur olmadığı, ikincisinin meşhur olduğu anlaşılır. Meşhur olmayan birincisindeki kapalılığı açıklamak için, ikincisi zikir edilir. Bu ikincisine, atf-ı beyan denir. İbrahim aleyhisselam iki kimseye baba demektedir. Birisi, kendi babası, diğeri, baba dediği başkasıdır. İcaz, belagat ve fesahat kaidelerine göre, ayet-i kerimenin manası “İbrahim aleyhisselam, Azer olan babasına dediği zaman” demektir. Böyle olmasaydı, Kur'an-ı kerimde, “Babası Âzere dediği zaman” demeyip, “Azere dediği zaman” veya “Babasına dediği zaman” demek yetişirdi. Azer, kendi babası olsaydı, “Babası” kelimesi fazla olurdu. Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretlerinin bu husustaki bir risâlesi vardır.
    2 Kasım 2018 Cuma
  • Sual: Taş devri gerçekten yaşanmış mıdır? Öyle ise bu, İslâmiyete ve Âdem aleyhisselâmın varlığına muhalif olmaz mı?
    Cevab: İlk insan Âdem aleyhisselâmdır. İlk insanların medenî olduğunu din kitapları bildiriyor. Taş Devri vesaire gibi şeyler tamamen farazîdir. İptidai yaşayan insanlar her zaman olmuştur. Bunlar insanların iptidaîlikten medenîliğe inkişaf ettiğini göstermez. Pek çok medeniyet çökmüş; medenî cemiyetler iptidaî hâle dönüşmüştür.
    2 Kasım 2018 Cuma
  • Sual: Yusuf suresinin bir âyetinde Yusuf aleyhisselâm “Ya rabbi sen olmasaydın ben o kadınlara meylederdim, cahillerden olurdum” diyor. Peygamberler günah işlemezler. Bunu nasıl anlamalıdır?
    Cevab: Yusuf aleyhisselâm o zaman peygamber değildi. Kaldı ki bu günahı işlememiştir. Nefis, peygamberlerde de vardır. Yani ey rabbim, senin lütfunla bu günahtan korundum demektir. Peygamber olsaydı bile, bu söz, ey rabbim senin lütfunla peygamber olmasaydım, sıradan insanlar gibi nefs-i emmârem olurdu; günah işlerdim manasına da gelir.
    28 Ocak 2019 Pazartesi
  • Sual: Nuh Tufanı tüm dünyada olmuş ise ve tüm dünya nesilleri Hazret-i Nuh’un üç evladından türemiş ise, bugünki Latin Amerika milletleri, Avustralya yerlileri vesaire nereden gelmişlerdir?
    Cevab: Nuh tufanı lokal bir hadise olsaydı, bu kadar ehemmiyetli olmazdı. Her zaman her yerde büyük sel baskınları olur. Bütün insanlar, Nuh aleyhisselâmın üç evladından türemiştir. Bunu hadis-i şerif bildiriyor. Onun için kendisine ikinci Adem denir. Kıtalar sonradan birbirinden ayrılmıştır. Bu kıtalardaki halk da diğerlerinden geçmiştir. Biz bugün elde bulunan Kitabı Mukaddes’teki ifadelere değil; Kur’an-ı Kerim ve Hazret-i Peygamberin sünneti ve buna aykırı olmayan tarihçilerin beyanlarına itibar ediyoruz.
    13 Şubat 2019 Çarşamba
  • Sual: İslâm mehazlarında Zülkarneyn ile İskender birbirine mi karıştırılıyor veya aynı kişi midir?
    Cevab: İskender ve Zülkarneyn aynıdır. Ama her İskender, Zülkarneyn değildir. 
    22 Şubat 2019 Cuma
  • Sual: Hazret-i Nuh’un 950 sene yaşadığına dair olan âyetleri, İbn Arâbî’nin “buradaki yıldan kasd, belki ay yahud mevsim olabilir" diye tevil ettiğini Ömer Nasuhi Bilmen, Muvazzah İlm-i Kelam’da bildiriyor. Sümer takvimindeki bir sene de, bir aya tekabül eder. Böyle inanmak, câiz olur mu? Zira eski insanların bu denli uzun yaşamasını ilim imkânsız görüyor.
    Cevab: Bunlar bilebileceğimiz şeyler değildir. İnsanların uzun yaşaması Allah’ın kudretindedir. Bunlar hakkında te’vile gitmeye gerek yoktur.
    2 Mart 2019 Cumartesi
  • Sual: Diğer dinlere göre kadın peygamber gelmiş midir?
    Cevab: Allah katında hak din İslâmiyettir. İslamiyet'e göre kadından peygamber gelmez veya gelmemiştir. Diğer muharref dinlerde de kadın peygamber olduğunu duymadık.
    19 Mart 2019 Salı
  • Sual: Urfa’daki Eyyüb ve Elyasa peygamberin kabri sahih midir?
    Cevab: Bunların kati olduğunu söylemek mümkün değildir. Fakat mezarın illa o zata ait olması icap etmez. O niyetle ziyaret edilirse inşallah onlardan feyz alınır.
    19 Mart 2019 Salı
  • Sual: Önceki peygamberlerin ümmetlerini Deccalle korkuttukları söyleniyor. Deccalin kıyamete yakın geleceği bilindiği halde niçin böyle yapmışlardır?
    Cevab: Kıyametin ne zaman kopacağı belli değildir. Peygamberler ümmetlerini bu azim zamanda olacak şeylerle ikaz ediyorlar. Ümmet de kendinden sonraki nesilleri korkutuyor ki kıyamete kadar bu bilgi devam etsin. Ayrıca ümmetimden 30 Deccal çıkar hadisi şerifi vardır. Bir büyük Deccal vardır; bir de küçük Deccaller vardır.
    31 Mart 2019 Pazar
  • Sual: Makedonya kralı İskender’e, Büyük İskender demekte beis var mıdır?
    Cevab: Zaten öyle biliniyor. Ama Zülkarneyn o değildir. 
    31 Mart 2019 Pazar
  • Sual: Yemen kralı Tübba’nın Peygamber efendimize yazdığı mektup günümüze kadar ulaşmış mıdır? Duhan suresinde bahsedilen Tübba kavmi peygamber efendimize mektup yazan Tübba’nın kavmi mi?
    Cevab: Tübba’ Yemen’de Himyer’de Belkis’in memleketinde hüküm süren Kahtan meliklerindendir. Türkistan’a, Hindistan’a seferler yaptığı, Semerkant’ı kurduğu, Hindistan’da öldüğü, antik çağ meliklerinden dünyayı gezen beş kişiden biri olduğu rivayet edilir. Diğerleri Süleyman, Feridun, İskender ve Erdişir’dir. Bazılarına göre İskender-i Zülkarneyn, Tübba’dır.

    Bazı siyer kitaplarında yazdığına göre, Tübba’ bi’setten 700 veya 1000 sene evvel Kâbe’ye geldiğinde, Mekkeliler kendisini karşılamaya çıkmayınca kızıp Kâbe’yi yıkmaya davrandı. Ama şiddetli hastalanıp üç gün gökyüzü kararınca, bunun ilahî işaret oluğunu anlayarak tövbe ve iman etti. Mekkelilere ihsanlarda bulundu. Rüyasında gördüğü üzere, Kâbe’yi ilk defa süslü bir ipekli örtüyle örttü ki bu âdet ondan kalmadır.

    Sonra Medine’ye geçti. Beni İsrail âlimlerinden, âhir zaman peygamberinin geleceğini işitince, burada Hazret-i Musa dininden âlimler bırakıp birini bunlara reis yaptı. Resulullah için bir ev yaptırıp, bir de hürmetkâr mektup yazdı. Gelince verirsiniz diye bu âlimlere teslim etti. Medine halkından iman edenler, hep o âlimlerin neslindendir. Ebu Eyyüb el-Ensârî de onların reisi Şâmul’un soyundandır.

    İbn İshak ve başkalarının rivayetine göre Tübba'nın yazdığı mektupta şunlar varmış: “Ahmed hakkında şahidlik ederim ki o, bütün canlıları yaratan Allah’tan bir resuldür. Ömrüm uzatılırsa, o hayata geleceği vakte kadar, ben onun yardımcısı ve amcası oğlu olurdum. Şimdi ben sana ve sana indirilen kitaba iman ettim. Ben senin dinin ve sünnetin üzereyim. Senin ve herşeyin Rabbine iman ettim. Rabbinden gelen İslâm'ın bütün şeriatine de iman ettim. Eğer sana yetişecek olursam ne güzel. Şayet yetişmeyecek olursam, bana şefaat et ve kıyamet gününde beni unutma. Ben senin ümmetinin ilklerindenim. Sen gelmeden önce sana biat ettim. Ben senin ve baban İbrahim dini üzereyim.” Daha sonra mektubunu mühürleyip, onun üzerine de: “Önünde de, sonunda da emir Allah’ındır” diye nakşetti. Mektubunun üzerine adres olarak da şunu yazdı: “Allah'ın nebisi ve resûlü, peygamberlerin sonuncusu, âlemlerin Rabbinin elçisi, Abdullah oğlu Muhammed'e birinci Tübba’dan.”

    Hazret-i Peygamber, Medine’ye doğru yola çıktığında, Ebu Eyyüb mektubu Medinelilerin çok itimat ettiği Ebu Leylâ’ya verdi. Kendisini karşılayanların arasında Resulullah onu görünce, “Sen Ebu Leyla değil misin? buyurdu. “Evet” deyince “Hani Tübba’nın mektubu?” buyurdu. Ebu Leyla çok şaşırdı. Resulullah mektubu alıp okutunca, Tübba’dan razı olup, üç defa “Merhaba salih kardeşim” buyurdu.

    İsmi Ebû Kerb Es’ad bin Kerîb bin Tübba’dır. Mümin idi. Kavmini de imana getirmişti. “Tübba’yı kötülemeyin. O mümin idi, bilemiyorum peygamber midir?” hadis-i şerifinde geçen Tübba' budur. İbn Abbas, “Tübba’ bir peygamber idi.” derdi.

    Rum hükümdarlarına Kayser, İran hükümdarlarına Kisra dendiği gibi, Tübba’, zamanla Yemen meliklerinin unvanı olmuştur. Tübba’ gölge manasına olup, güneşin doğduğu yeri takib ederek, askerleriyle birlikte doğuya doğru yolculuk etmiş olmasından dolayıdır.

    Duhan suresinin 37. âyet-i kerimesinde geçen “Bunlar mı, yoksa Tübba’nın kavmi ve ondan evvelkiler mi hayırlıdır? Biz o günahkârları bile imha ettik” meâlindeki âyet-i kerimede geçen Tübba’, muayyen bir kişi değildir; bununla bütün Yemen hükümdarları kast edilir. Burada müşriklere, Tübba’ kavmi misal gösteriliyor. Onlar daha güçlü olduğu halde, Allah onları mağlup etti, manasınadır. Kâf suresi’nin 14. âyet-i kerimesinde Eykeliler gibi Tübba’ kavminin de dini yalanladığından bahsedilmiştir. Âyet, kavmini kötülemiş; ama Tübba’yı kötülememiştir.

    14 Nisan 2019 Pazar
  • Sual: Haram birşey adak yapılabilir mi? Mesela şu işim olursa şu kadar şarab içeceğim veya şarap dağıtacağım denebilir mi? Hazreti İbrahim’in oğlunu kurban etmeyi adamasını nasıl değerlendirmek lazım?
    Cevab: Denemez. Kıymeti yoktur. Ama yemin etmişse, yemin kefareti yapılır. Oğlunu kurban etmek İbrahim aleyhisselâm şeriatinde caizdi.
    7 Mayıs 2019 Salı
  • Sual: Hadis-i şerifte Süleyman aleyhiselâmın bütün dünyaya hâkim olan hükümdarlardan biri olduğundan bahsediliyor. Bildiğimiz tüm kıtalara mı hâkim idi?
    Cevab: O zaman bilinen dünyanın çoğuna hâkim idi.
    7 Mayıs 2019 Salı
  • Sual: Altıparmak Tarihi’nde hayvanların yaratılışıyla alâkalı rivayetleri mucize olarak mı görmek lâzımdır?
    Cevab: Bunlar İsrailiyyattır. Üzerinde durmak gerekmez.
    8 Haziran 2019 Cumartesi
  • Sual: Peygamber Efendimizin mensup olduğu kabilenin aslen Arap olmayan fakat sonradan Araplaşan bir kabile olduğu doğru mudur?
    Cevab: Resulullah’ın onbirinci babası Fihr, Kureyş diye de bilinir. Nuh aleyhisselamdan sonra Arabistan yarımadasında yerleşenlere Arab-ı Bâide denir. Âd, Semûd ve Amâlika bunlardandır. Hûd aleyhisselâm Âd kavmine, Sâlih aleyhisselâm Semûd kavmine gelmişlerdir. Hepsi Sam soyundandır. Bunlardan sonra, gelip Yemen’e yerleşen Kahtan evlâdlarına Arab-ı Âribe denir. Bunlar Yemen’de Himyer devletini kurdu. Bu devlet çökünce, önce Habeşliler, sonra İranlılar Yemen’e vâli tayin ettiler. Etrafa dağılan Himyerîlerden Medine’de Evs ve Hazrec kabileleri meydana geldi. Şam tarafına gelenler, Gassan devletini kurup Hıristiyan oldular. Irak’a gelenler Hire devletini kurdu. İsmail aleyhisselâmın oniki evladının Arab-ı Âribe ile karışmasından Arab-ı Müsta’ribe meydana geldi. Arablar, İslâmiyet'ten sonra yabancılarla karıştı. Lisanları değişerek Arab-ı Müsta’cime meydana geldi. Arab-ı Müsta’ribe’den Beni Adnan ve bunlar arasında da Mudar ve Rebia kabileleri meşhur oldu. Beni Mudar’dan Kenane, Kureyş, Hevâzin, Sakif, Temim ve Müzeyne kabileleri meydana geldi. Bunlardan Kureyş; Mekke’de yerleşmekle ayrıca şeref kazandı. Kureyş kabilesi de, Hâşimî, Emevî, Nevfel, Abdüddâr, Esed, Teym, Mahzum, Adiy, Cumah ve Sehm adında on kola ayrılmıştı.
    30 Temmuz 2019 Salı
  • Sual: Cahiliye devri Araplarında kızların yaşlarının buluğdan sonra sayıldığı doğru mudur?
    Cevab: Hiçbir yerde okumadım. Milletin yanlış anlamasından korkarak hakikatleri zorlama tevile tâbi tutmak doğru değildir.
    30 Temmuz 2019 Salı
  • Sual: Enok kitabı diye bir kitap var mı?
    Cevab: Efsanedir.
    24 Ağustos 2019 Cumartesi
  • Sual: Âdem aleyhisselam hangi cennetten kovuldu?
    Cevab: Âdem aleyhisselâm cenneten kovulmadı; ilahî irade icabı dünyaya gönderildi. Bu cennetin dünyadaki bir bahçe mi, ölümden sonra gidilecek cennet mi, başka bir yer mi olduğu tefsir kitaplarında ihtilaflıdır.

    Mutezile'ye göre dünyada Aden taraflarındadır. Ehli sünnete göre bu yanlıştır. Bu cennetin, ebediyet cenneti olduğunda icma vardır. Zira Kuranı Kerim'de el-cenne şeklinde harf-i tarifle gelir. Bu cennetin tasviri "Orada ne bir boş söz ne de günahı gerektiren bir iş vardır" mealindeki tur Suresi'nin 23. ve "Orada ne boş bir söz ne de günahı gerektiren bir söz işitirler; orada işittikleri ancak selam sözüdür" mealindeki Vâkıa suresinin 25 ve 26. ayet-i kerimeleri icabı bu cennet dünyada değildir.

    8 Ekim 2019 Salı
  • Sual: Hazret-i İbrahim’in lisanı neydi?
    Cevab: İbranî.
    22 Kasım 2019 Cuma
  • Sual: Ari ırk nedir?
    Cevab: Hint-Avrupa dil ailesinin dillerini konuşan ırklara deniyor. Hintliler, İranlılar ve Avrupalılar Ari ırktan olduklarını iddia ediyorlar. Aryan, İranlı demektir.
    4 Aralık 2019 Çarşamba
  • Sual: Adem aleyhisselamın yaratılışına dair nasıl inanmamız lazımdır?
    Cevab: Âdem aleyhisselâmın nasıl yaratıldığını Kur'an-ı kerim haber veriyor. Topraktan yaratılmış, sonra şekil verilmiş; ondan sonra insan suretine dönüşmüş; ardından ruh üflenerek, evvelce yaratılmış olan ruh bu bedene girmiştir. Bunun tafsilatı Altıparmak Peygamberler Tarihi’nde uzun yazılıdır.
    7 Şubat 2020 Cuma
  • Sual: İlk insanların mağaralarda yaşadığı gibi hususlarda İslâmiyetin bakışı nasıldır?
    Cevab: İlk insan medenidir. Ondan sonra insanlar tarihin çeşitli devrelerinde çok iptidai seviyelere düşmüş olabilirler. Taş ve saire vasıflandırmalar bunlar için mümkün olabilir.
    15 Şubat 2020 Cumartesi
  • Sual: Orhun Kitabeleri’nde bahsedilen Demir Kapı ile Zülkarneyn aleyhisselâmın inşa ettiği demir kapı (ya da set) aynı mıdır?
    Cevab: Bazı tarihçiler ve müfessirler öyle olduğunu söylüyor.
    22 Şubat 2020 Cumartesi
  • Sual: Roma’nın 380 yılında Hristiyanlığı kabulünden, 610 yılına kadar olan zamanda gelen Roma İmparatorları, zamanın İslâm hükümdarları sayılır mı? Dinin yayılmasına çaba gösterenleri, ila-yı kelimetullah davasına hizmet etmiş denebilir mi?
    Cevab: Bu devir, fetret devridir. Zira Hristiyanlık tahrife uğramıştır. Ama ehli necattırlar. Attila gibi o zamanın müminlerine eziyet edenler de zalimlikle tavsif edilir.
    22 Şubat 2020 Cumartesi
  • Sual: Peygamber Efendimizden evvel Araplar arasında Muhammed ismi var mıydı?
    Cevab: Tabiun ulemasından Said bin Müseyyib der ki: Araplar kendilerinden Muhammed isminde bir peygamber gönderileceğini ehli kitaptan işitmişlerdi. Onun için peygamber olması ümidiyle oğullarına Muhammed ismini verirlerdi. Mesela Beni Temim’den Muhammed bin Süfyan vardır. İslâmiyetten evvel yaşamış; Hristiyanlığa girmiş; papaz olmuştur. Beni Süleym’den Zekvan oğullarından Muhammed Bin Huzai vardır. Yemen hükümdarı Ebrehe bunu Yemen’e götürmüştü. Orada Hristiyanlık dininde öldü. Beni Süleym’den Muhammed Cüşeni var. Muhammed Üseydi var. Muhammed Fukaymi var. Muhammed bin Berr el-Kenani var. Muhammed bin Humran bin Malik el-Cu’fi var. Beni Cahcaba’dan Muhammed bin Ukbe var. Muhammed bin Hirmaz et-Temim var. Evsilerden Muhammed bin Mesleme el-Ensari var.
    2 Mart 2020 Pazartesi
  • Sual: Kısas-ı Enbiya’da kalem ile kâğıda ilk yazı yazan Hazret-i İdris diyor. Lakin Hazret-i Adem’e suhuf gelmiştir. Bunu nasıl anlamalıdır?
    Cevab: Yazı yazmak ile suhuf arasında bir alaka yoktur. Suhuf, yazılı olarak geldi.
    7 Mart 2020 Cumartesi
  • Sual: Romalıların ilk Hıristiyanlara zulüm yaptığı iddiasının mübalağalı olduğu doğru mudur?
    Cevab: Her devir aynı değildir. Bazı imparatorlar serbest davranmış; bazıları baskı yapmıştır.
    16 Nisan 2020 Perşembe
  • Sual: Şuayb aleyhisselâmın kavmi helak edildiğine göre, Peygamberimizin zamanındaki Medyenli Araplar nereden geliyor?
    Cevab: Medyen halkı helak olmuştu. Hazret-i Peygamber zamanındaki Medyen halkı Arap değildir.
    16 Nisan 2020 Perşembe
  • Sual: Sokrat, Lokman Hekim’in talebesi olduğu doğru mu?
    Cevab: Rivayettir. Lokman çok eskidir; İbrahim aleyhisselâm zamanındır. 
    24 Mayıs 2020 Pazar
  • Sual: İsa  aleyhisselâm zamanında müminlerin ibadet ettikleri yere kilise mi deniliyordu?
    Cevab: Kilise (ekklesia), Yunanca câmi, toplanılan yer demektir. Havra da İbranicede aynı manaya gelir.
    24 Mayıs 2020 Pazar
  • Sual: Hazret-i İsa ile Hazret-i Muhammed arasında gelmiş peygamber var mı?
    Cevab: Yemen’deki Arab kavmi arasında Halid bin Sinan Abesî adında peygamber zuhur etmiştir. Kızı nezd-i risaletpenahiye gelerek Müslüman olmuştur. Resulallah onun için “Kavminin zayi ettiği peygamber” buyurmuştur. “Benimle İsâ arasında peygamber yoktur” hadis-i şerifi, sahib-i şeriat resul için söylenmiş olsa gerektir. (Mir’at-i Kâinât)
    5 Haziran 2020 Cuma
  • Sual: Bir ilahi din bozulmadan yeni bir ilahi din gelmiyorsa, nübüvvet gelmeden evvel peygamberimiz nasıl İbrahim aleyhisselâmın Hanif dinine mensup olabilir?
    Cevab: Din, inanç ve amel olmak üzere ikiye ayrılır. İbrahim aleyhisselâmın koymuş olduğu din, inanç ve bazı ibadetler olarak devam ediyordu. Ancak insanların çoğu sapıtmıştı ve buna inanmıyordu. İbrahim aleyhisselamın ibadetlerine ait bazıları anane olarak yaşıyordu.
    9 Temmuz 2020 Perşembe
  • Sual: Timur’un iskeleti tedkik edildiğinde boyunun 1.73 olduğu anlaşılmış ve o devre göre bu boy uzunmuş. Bu, Hazret-i Âdem’den beri insanların kısalmasıyla tenakuz arzetmez mi?
    Cevab: Âdem aleyhisselâm 315 bin sene evveldir. İnsanlar ilk zaman diliminde bugünki gibi kısalmıştır.
    20 Ağustos 2020 Perşembe
  • Sual: Âdem aleyhisselam’dan beri inen semavi kitaplar hangi alfabelerle inmişlerdi?
    Cevab: Her peygamberin kavminin dili ve yazısıyla indirildi. Musa aleyhisselam İbranice konuşurdu. Tevrat da İbranice idi. İsa aleyhisselam Aramice konuşurdu. İncil de Aramice idi.
    22 Ekim 2020 Perşembe
  • Sual: Firavun, Hazret-i Musa yıllar sonra Mısır’a döndüğünde, yıllar önceki Kıpti mevzusundan dolayı niye cezalandırmadı?
    Cevab: O hadise mürurızamana uğradı. Firavun değişti. Masum olduğunu anladılar. Hepsi mümkündür.
    29 Ekim 2020 Perşembe
  • Sual: Hazret-i Âdem’in çocuklarının farklı batında doğanlarla evlilik yaptığını inkar etmek küfr müdür?
    Cevab: Sarih ve kati nass olmadığı için küfr değildir. Ancak inkârı aklen mümkün değildir. Aksi takdirde nasıl çoğaldıkları izah edilemez.
    6 Kasım 2020 Cuma
  • Sual: Hazret-i İbrahim’in kurban etmek istediği evladı İsmail mi, İshak mı?
    Cevab: İsmail olduğu meşhurdur. İshak diyen âlimler de vardır. Kur’an-ı kerimde açık bildirilmiyor. Tevrat’ta İshak geçer. Hadis-i şerifte “Ben iki kurbanlığın oğluyum” buyurularak İsmail ve Abdullah’ın kurban edilmek istenişine işaret vardır.
    15 Aralık 2020 Salı
  • Sual: Tarihte Avrupa’ya peygamber geldiğine dair bir iz var mıdır?
    Cevab: Hayır. Ama filozofların eserlerindeki, ayrıca yazılı ve sözlü kültürdeki yüksek ahlaki beyanlardan geldiği anlaşılıyor. Zira bu sözlerin o beldelere gönderilen, ama bugün bilinmeyen peygamberlerin tebligatından alındığı ve nesiller boyu eksik veya muharref şekilde nakledildiği, ulema tarafından beyan olunmuştur.
    17 Aralık 2020 Perşembe
  • Sual: Süleyman Mührü insanı korur mu?
    Cevab: Mühr-i Süleyman veya Davud Yıldızı diye bilinen altı köşeli yıldız, Davud aleyhisselâmın mührüdür. Sonra Süleyman aleyhisselâma intikal etmiştir. Müsned’de geçen bir hadis-i şerifte, “Kıyametten önce yer altından elinde Süleyman’ın mührü ve Mûsâ’nın asâsı olduğu halde bir dâbbe çıkacak ve asâsıyla müslümanların yüzünü aydınlatacak, mührüyle kâfirlerin yüzünü mühürleyecektir” buyuruldu. İsrailiyyat menşeli rivayetlerde, bu mühür Cebrail aleyhisselâm tarafından Âdem aleyhisselâma verilmiş; nesilden nesile intikal etmiş tılsımlı bir yüzük idi ve üzerinde ism-i azam duası yazılıydı. Süleyman aleyhisselâm helaya girerken ya veziri Asaf’a veya zevcesine bırakırdı. Bir defasında bir cin, Hazret-i Süleyman kılığına girerek mührü aldı; sonra Süleyman aleyhisselâm mührü istediğinde, ona inanmadılar. Cin, saraya yerleşip hüküm sürmeye başladı. Süleyman aleyhisselâm ise balıkçılık yapmaya başladı. Cin, mührü suya düşürdü. Bir balık yuttu. Balıkçı, bu balığı ücret olarak Hazret-i Süleyman’a verdi. O da mührü bulup bu sayede tekrar tahtına geçti. Cinni de bir sandığa kapatıp denize attı. Kur’an-ı kerimde, "Biz Süleyman’ı imtihan ettik; tahtına bir cin oturttuk” mealindeki ayet-i kerime (Sad, 34) bu hadiseye işaret eder, denilmiştir. Razi ve Keşşaf gibi bazı tefsirlerde bu hikâye reddedilmiştir. Bu sebeple gerek padişahların ve muhariplerin giydiği tılsımlı gömleklerde, gerekse camilerdeki tezyinat sanatlarında bu motif çokça kullanılmıştır. İsrail bayrağındaki altı köşeli yıldız da bunu temsil eder.
    25 Aralık 2020 Cuma
  • Sual: Hazret-i Adem’e elmayı yemesi için Havva’nın teşvik ettiği söyleniyor. Dinimiz kadına değer verirken, bu nasıl anlaşılmalıdır?
    Cevab: Kur'an-ı Kerim’de böyle bir şey anlatılmıyor. Adem aleyhisselam unutarak, yemesi yasaklanan ağaçtan yedi. Bu ağacın ne olduğu belli değildir. Bunların hepsi Hristiyanlıktan gelmedir. Kadınlar hissi olabilir. Bunun kadına verilen değer ile bir alakası yoktur.
    16 Şubat 2021 Salı
  • Sual: Araplar Cahiliye devrinde bütün kız çocuklarını mı diri diri gömüyorlardı?
    Cevab: Hepsi değil, bazısı geçim endişesiyle, bazısı kız çocuklarını evlendirmenin kendilerine ağır gelmesi sebebiyle gömüyordu. Antik cemiyetlerin çoğunda insan kurbanı âdeti vardır.
    28 Şubat 2021 Pazar
  • Sual: Hazret-i İsa evlenmiş midir?
    Cevab: İsa aleyhisselamın Mecdelli Meryem (Maria Magdalena) adında kendisine inananlardan bir hanımla evlendiği, hatta çocuğu olup soyunun bu zamana kadar geldiği, ancak kilisenin bunu saklandığına dair son 20 senedir bir rivayet çıkmıştır. Da Vinci’nin Şifresi adlı roman da bunu mevzu edinir. Bu doğru olabilir; ama elde bunu tevsik edecek bir delil yoktur. 30 yaşına gelmiş bir haham olan Hazret-i İsa’nın bekâr olması zaten pek beklenemez. Karen King adında bir teolog 2001 senesinde bu iddiayı akademik bir makalede ele almıştır. O sırada bulunan ve Kıpti (eski Mısır Hristiyanlarının) lisanında yazılmış erken devir Hıristiyanlığına dair bir metnin kopyasını teşkil eden eski bir el yazması papirüs parçasında “Ve İsa’nın karısı da dedi ki” ibaresi geçmektedir. Bu iddia üzerine fırtınalar koptu. Amerikalı bir gazeteci bu iddianın ardına düştü. Papirüsün, Mısır’dan Amerika’ya nasıl geldiğini dedektif gibi araştırdı. Sahte olduğu ortaya çıktı. Bunu Doğu Almanya’da bir ejiptolog (Antik Mısır mütehassısı) uydurdu. Berlin Eski Mısır Müzesi’nin eline geçti. Orada bir müddet çalışan ve hayatı çeşitli dolandırıcılıklara karışmış olan bir mütehassıs, bunu satın aldı. Florida’ya geldi. Karen King’in peşinden aylarca koştu ve nihayet ona satmaya muvaffak oldu. Karen King sonradan bunları anlattı. Kendisi ciddi bir araştırmacı olduğu halde, kadınların kiliseye kabulü ve papaz olması davasının müdafii olduğu için, ideolojik tercihleri ve hissiyatı, aklının önüne geçmiş; yıllarca vesikanın sahteliğini kabul etmeye yanaşmamıştır. İlimle ve araştırmayla uğraşanlar, ister akademik, ister dedektif olsun, şahsi temayüllerini bir tarafa bırakmalıdır. Bir şeye karar verip, sonra bunun delilini araştırmaktansa, bulduklarından bir neticeye varmalı, her zaman şüpheci olmalıdır. Global ısınma veya kadın hakları gibi meseleleri ideolojik hale getirip ahlaki bir mücadeleye dönüştürüp, iyilerle kötüleri ayıran bir kriter olarak görmeye başlayanlar, maalesef internet ve sosyal medya vasıtasıyla, ayrıca resmi ideoloji ve piar yardımıyla çok geniş bir kitleyi inandırmaya muvaffak olabilmektedir.
    8 Nisan 2021 Perşembe
  • Sual: İsrailoğulları’nın iki defa bozgunculuk yapacağı Kur’an-ı kerimde geçmektedir. Bunlar hangisidir?
    Cevab: İsrâ suresinin 4. yet-i kerimesinde geçer. Kati olmamakla beraber tefsirlerde birincisi ME VI. asırda babil hükümdarı Buhtunnasr'ın Kenan ilini işgal edip İsrailoğullarını Babil’e sürgünü, ikincisi MS I. asırda Zekeriya, Yahya ve İsa aleyhisselâma yapılanlardan dolayı Romalıların icra ettiği sürgünleridir.
    31 Mayıs 2021 Pazartesi
  • Sual: Mekke’nin en mübarek belde olmasının sebebi nedir?
    Cevab: Bunun sebebi ilahidir. İlk mabed olan Kâbe-i Muazzama oradadır. Arzda ilk soğuyan yer olduğu rivayet edilir.
    31 Mayıs 2021 Pazartesi
  • Sual: İnsan ömrü ortalama 100 yıl olduğuna göre, Adem, Nuh aleyhisemesselam gibi peygamberlerin 1000 sene yaşaması nasıl izah edilir?
    Cevab: Her insana teşmil edilmezse mucize olabilir. Veya o zamanlar bilinen, lakin sonradan unutulmuş tıbbi imkanlar olabilir.

    Uzun boy ise, gen mutasyonu ile izah edilebilir. Kısa insanlar daha avantajlı olduğundan sonrakiler zaman içinde kısalmış olabilir. Lakin ömrün mutasyonla kısalması işin tabiatına terstir. Çünki mutasyonlar arasında daha avantajlı olan genler, sonraki nesillerde daha dominant olacağından bin sene yaşama geni olan kişinin genleri daha kısa ömürlü kişiye göre daha fazla yayılırdı. Lakin şimdi hiç yoktur.

    31 Mayıs 2021 Pazartesi
  • Sual: Âdem aleyhisselam hangi lisanı konuşuyordu?
    Cevab: İnsanlık tarihi Âdem aleyhisselam ile başlar. Kendisine suhuf gönderildiğine göre okuma yazmayı biliyordu. Bunu Kur’an-ı kerim de haber veriyor. Dünyada mevcut olan dillerin hepsi sonradan ortaya çıkmıştır. Bunların atası olan dillerin hepsini biliyordu.
    20 Temmuz 2021 Salı
  • Sual: Ashab-ı Kehf ve köpeğin isimlerinin mehazı nedir?
    Cevab: Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde geçmez. Çeşitli İsrailiyat rivayetleri vardır. Farklı farklı isimler bildirilmiştir.
    14 Eylül 2021 Salı
  • Sual: Tefsir âlimlerinden Âdem aleyhisselâmın ilk insan olmadığını söyleyen var mı?
    Cevab: Âdem aleyhisselamın ilk insan olduğunda icmâ vardır. Bu icmâ, Kur’an ve sünnete istinad eder.
    14 Eylül 2021 Salı
  • Sual: Oğuz Han’ın İskender Zülkarneyn olmak ihtimali var mıdır?
    Cevab: Kur’an-ı kerimde ismi geçer; ama peygamber olduğuna dair sarahat (açıklık) yoktur. İsminin İskender olduğu söylenir. Üç İskender vardır: 1-Makedonya kralı Filip’in oğludur. ME 356’da tevellüd, 323’de 33 yaşında vefat etti. Aristo’nun terbiyesinde yetişti. 20 yaşında tahta çıktı. Dara’yı yendi. Yunanistan, Anadolu, Suriye, Anadolu, Mısır, Horasan, Afganistan’ı aldı. 2-Çok eski bir Yemen hükümdarıdır. Makedonyalı İskender’den iki bin sene evvel yaşamıştır. Esas adının Münzir olduğu, Çin’e kadar gittiği söylenir. 3-Kur’an-ı kerimde Zülkarneyn adı ile bildirilen mübarek bir zattır. Doğuya ve batıya gittiği için Zülkarneyn denildi. Zülkarneyn iki karn’lı, yani boynuzlu demektir. Diğer iki İskender’den evveldir. Hazret-i İbrahim ile görüşüp duasını aldığı; Hızır’ın, bunun veziri olduğu anlatılır. Dünyanın büyük bir kısmına hâkim olmuş; şarkta yaşayan bir halkın ricası üzerine Yecüc ve Mecüc kavminden korunmak için büyük duvar yaptı. Tarihler, hatta bazı tefsirler, bu üç İskender’i birbiri ile karıştırmaktadır. Vani Mehmed Efendi gibi, Oğuz Han’ın, Zülkarneyn olduğunu söyleyenler vardır. Bunu kati bilmek mümkün değildir.
    7 Kasım 2021 Pazar
  • Sual: Miraç mucizesinin Zerdüştlük’ten alındığına dair bir iddia vardır. Hicretten dört asır önce Zerdüştler tarafından yazılmış olan bir kitapta (Ardavirafnâme), Arta Viraf isimli keşişin, Sarosh isimli melek eşliğinde göğün yedi katını ziyaret etmesi, cenneti ve cehennemi görmesi gibi hadiseler anlatılıyor. İslamiyetteki Miraç hadisesinin buna benzediği ve buradan ilhamla uydurulduğunu söyleyene ne denir?
    Cevab: Bu, bazı zındıkların iddiasıdır. Hadisenin doğru olup olmadığı, yani Zerdüştlükte böyle bir şey yaşanıp yaşanmadığı söz götürür. Yaşandı ise, bunu bildiren metin ne kadar eskidir? Müslümanlıktan alıp Zerdüşt dinine tatbik etmiş olamazlar mı? Miraç her peygambere verilebilir. Eski bir peygamberin miracını Zerdüştlüğe tatbik etmiş olabilirler. Bazılarına göre Zerdüşt peygamberdir.
    5 Ocak 2022 Çarşamba
  • Sual: Lut kavminin helak olmasının sebebi eşcinsellik mi?
    Cevab: İmansızlık. İlahi emirlere inanmayıp hafife almak.Ancak Kuran-ı Kerim'de işledikleri bu çirkin fiil sebebiyle anıldıkları için akılda böyle kalmıştır.
    30 Mart 2022 Çarşamba
  • Sual: Deist bir arkadaşım Nuh tufanının Gılgamış destanından ilham alan bir mit hikaye olduğunu düşünüyor. Ne dersiniz?
    Cevab: Maşallah, Tufan'ın ne zaman olduğunu ve Gılgamış Destanı’nın ne zaman düzüldüğünü nereden biliyor? Tufan 300 bin sene evveldir. Gılgamış Destanı, 5 bin senelik bile değildir.
    4 Haziran 2022 Cumartesi
  • Sual: Hazret-i İbrahim’in, Musa’nın, İsa'nın yaşadığına dair müşahhas delil var mıdır?
    Cevab: Bu inanç meselesidir. Tarihi delil aranmaz.
    4 Haziran 2022 Cumartesi
  • Sual: Latince nasıl oldu da ölü bir lisan haline geldi?
    Cevab: Latince, Roma İmparatorluğu’nun ilk devresinde Roma şehri ve çevresinin lisanıdır. Roma, imparatorluk haline gelince bir yüksek kültür dili olarak donduruldu, bir norm haline geldi. Cicero, Caesar gibi konuşup yazmak, kültürlü ve medeni insan olmanın kriteri oldu. Halbuki ülkede konuşulan dil bu değildi. Bir şehirden çıkıp, bir ucu İskoçya’ya bir ucu Basra körfezine dayanan bir imparatorluk kurulmuştur. Bu satıhta müşterek kültürü ve müşterek lisanı teşkil eden tek müessese, memleketin bir ucundan öteki ucuna savrulan ordu idi. Mesela Britanyalı asker, Mezopotamya’dadır. Orduda teşekkül eden konuşma dili, Roma’nın lingua francası haline geldi. İki tabaka arasında birbirinden ayrı lehçe daha ilk asırdan itibaren vardı. Zamanla tamamen birbirinden ayrıldı.  Kur’an-ı kerim Arapçası ile Arap ülkelerinde konuşulan avamca gibidir. Roma’da bir yüksek edebiyat ve bürokrasi dili vardı. Bir de ordu sayesinde bütün imparatorluğa dağılan homojen Romanik vardır. Avrupa lisanları, bu ikincisinden türemiştir; yazı dilinden değil. Ordu dilinin yazılı şekil yoktu. Bunun çeşitli lehçeleri bugünki Latin dillerine dönüştü dönüştü. İşte bu lisanlar, Romanş diye aşağılanan bir avam dilinin müştaklarıdır. Mekteplerde 18. asra kadar Latin dili yazı dili öğretilirdi. Bu hiçbir zaman konuşulan dille birebir değildi. Yazı Latincesi 2000 sene evvel ölmüş bir dildi. Kilisede cariydi. Okumuşlar bununla yazardı. İtalya ve Fransa’da 13. asra kadar, sokakta konuşulan dilin yazı idil olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Erzurum lehçesiyle gazete çıkarmak gibi bir şeydi. Cahillik olarak görülürdü. Konuşulan dil, Latince’ye benziyordu, ama farklıydı. Şu halde konuşulan dili niye yazalım diye düşünülüyordu. Dante gibileri çıkıp, bu dil de Latince kadar güzeldir. Edebiyat da yapılır, felsefe de diyene kadar. Lisanların adı da böyle kondu. İspanyolca, Portekizce, Şimal Fransızcası, Cenup Fransızcası (Oksidan), Katalanca, İtalyanca, İsviçre Romanskası ve Romence böyle doğdu.
    7 Haziran 2022 Salı
  • Sual: Mazbut bir şekilde bilinen peygamber kabirleri var mıdır?
    Cevab: Muhammed aleyhisselamın kabri katidir. İbrahim, İshak, Yakub, Yusuf, Musa, Davud, Şuayb, Harun, Yunus, Nuh aleyhimüsselamın olduğu çok meşhur kabirler vardır. İsmail ve Hud aleyhimesselamın da yeri az-çok biliniyor.
    8 Haziran 2022 Çarşamba
  • Sual: Bütün kitaplar İslam harfleriyle gönderilmiştir sözü doğru mudur? Halbuki mukaddes kitaplar İbranicedir.
    Cevab: Hepsi İslam harflerinden çıkmadır. Arap harflerinin aslı da, İbrani ve Süryani harflerinin aslı da aynıdır: Semitik harflerdir.
    14 Temmuz 2022 Perşembe
  • Sual: Hazret-i Musa diye bir şahsiyetin yaşamadığını söyleyenlere ne denir?
    Cevab: Peygamberler için tarihi delil aranmaz. Bu bir vicdan meselesidir. Her tarafta Musa aleyhisselamın izleri ve hatıraları vardır. Asası, Topkapı Sarayı’ndadır. Bununla vurup 12 su çıkan taş (Uyunu Musa) Ürdün’dedir. Türbesi, Filistin’de Eriha’dadır. Halkını Mısır’dan getirip Arz-ı Mevud’ü gösterdiği Nibo Dağı Ürdün’dedir. Musa ismi, yaygın bir isimdir. Müminler, avam, peygamberlerini ilah mertebesine çıkarmasın diye çoğu maddi hatırayı gizlemeyi tercih etmişlerdir. Anlaşılıyor ki murad-ı ilahi de bu istikamette olmuştur. Peygamberlere dair fazla maddi iz bulunmamasının bir sebebi de budur.
    6 Eylül 2022 Salı
  • Sual: Musa aleyhisselamın denizi ayıracak gücü vardı ise neden kaçtı?
    Cevab: Kaçmadı. Allah’ın emriyle hicret etti. Allah dilese, onlara karşı koyacak gücü de verirdi. Güç ve harikulade işler, hep Allah’ın emri, izni ve kudretiyledir. Peygamberler ve onların varisi alimler, veliler hep Allah’ın iradesine teslim olmuştur. Bunları sıradan insanlarla bir tutmamalıdır.
    6 Eylül 2022 Salı
  • Sual: Kavminin yaptığı kötü fiili Lut peygamberin ismiyle anarak Lutilik, Livata demek caiz mi?
    Cevab: Ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde amelü kavmi Lut (Lut kavminin ameli) diye geçiyor. Hadis-i şeriflerde Luti ve livata kelimeleri geçiyor. Burada Lut aleyhisselama bir şetime yoktur. Kelime, Lut aleyhisselamın kavmine racidir. İkisi farklı kelimelerdir.
    21 Eylül 2022 Çarşamba
  • Sual: Hiç Türk peygamber var mıdır?
    Cevab: Her kavme kendilerinden peygamber gönderildiği nassla sabittir.
    25 Eylül 2022 Pazar
  • Sual: İskender Zülkarneyn kimdir?
    Cevab: Üç İskender vardır:

    1- Makedonya kralı Filip’in oğludur. Miladdan 356 sene önce doğdu. Miladdan 323 sene evvel 33 yaşında vefat etti. 13 yaşında Aristo’nun terbiyesine bırakıldı. 20 yaşında hükümdar oldu. Yunanistan, İran ve Anadolu’yu aldı. Ayaş yanında Pers hükümdarı Dara’yı esir etti. Suriye ve Mısır’ı aldı. İskenderi’ye şehrini kurdu. Erbil’de Dara’yı ikinci defa bozguna uğrattı. Dara kaçarken öldü. Horasan, Herat ve Belh’i de aldı.

    2- İkinci İskender, çok eski Yemen hükümdarı olup, birinci İskender’den ikibin sene evvel idi. Çin’e kadar gitmişti. Adı Münzir idi.

    3- Üçüncü İskender, Kur’an-ı kerimde Zülkarneyn adı ile bildirilen mübarek bir zattır. Peygamber veya evliyadandır. Şarka ve garba gittiği için Zülkarneyn (İki boynuzlu) denildi. Yafes soyundan idi. Hızır aleyhisselam bunun kumandanlarından ve teyzesinin oğlu idi. Birinci ve ikinci İskenderlerden evvel idi. Hazreti İbrahim ile görüştü. Duasını aldı. Avrupa ve Asya kıtalarının bir kısmına malik oldu. Asya’nın şark şimalindeki müminlerin ricası üzerine Yecüc ve Mecüc kavminden korunmak için taş ve demirden büyük duvar yaptı. Bugün bilinen Çin seddi başkadır. Tarihler, hatta bazı tefsirler, bu üç İskender’i birbiri ile karıştırmaktadır.

    1 Kasım 2022 Salı
  • Sual: Ululazm peygamberler kimlerdir?
    Cevab: Meşhur olan Adem, Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed aleyhimüsselamdır. Ama bu adedi ve isimleri farklı verenler olmuştur. Nihayet Kur’an-ı kerimde ismi geçen bütün peygamberlerin ululazm olduğu kavli de vardır.
    2 Ocak 2023 Pazartesi
  • Sual: Hazret-i Adem hangi dili konuşuyordu? Yazı yazabiliyor muydu?
    Cevab: Adem Aleyhisselam'ın hangi dili konuştuğu bilinmiyor. Ama sonra gelen bütün dillerin hepsini veya bu dillere kaynak olan dili bildiği anlaşılıyor. Yazı yazdığı da kaynaklarda sabittir.
    8 Ocak 2023 Pazar
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • TR
  • EN
© 2019
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder