Yazışmalar
-
Kıyamette sadece yer mi değişecek? Yoksa 9 gezegenin hepsi değişecek mi?
-
Mukaddes kitapların, suhufların hepsi Arap dilinde miydi? Arap dilinde ise, niye Arap dilinde nâzil oldu?
-
Birinden alacağım var. Alacağımı istemeye gittiğimde “Param yok, ama milli piyongo bileti aldım” dedi. Bileti bana verdi. “Çıkarsa senin” dedi. Biletten çıkan parayı kullanmak câiz midir veya ne kadarını kullanabilirim?
-
"Fetvâyı müftüler verseler de sen kalbine danış" sözünün aslı nedir? Ne mânâya gelmektedir?
-
Şirk-i celî ne demektir?
-
Rükû’da iken sağ ayak sol ayak yanına mı getirilir? Yoksa sol ayağın topuğu sağ ayağın topuğuna mı değdirilir?
-
Kim milyoner olmak ister adlı yarışmada, elinde olan parayı ortaya koyup, yeni suali cevaplama bahis mevzuu olduğundan, uygun mudur?
-
Namazda iken kıl, tüy vb. şeyler ağzımıza dışarıdan kaçsa, bu namazı bozar mı? Elimizle çıkarmamız şart mıdır? Yutsak bir zararı olur mu?
-
Oruçlu iken dudak üzerine sıçrayan tükürüğümüzü yalamak ya da abdest sonrası dudak üzerinde kalan damlacıkları yutmak orucu bozar mı?
-
Eğer bir rek’atin de namaz vakti içinde kılınmamış olduğunu anladığımızda, bu namazı tekrar kılmamız gerekiyor mu? Yoksa bu namaz kazâ yerine geçip sahih oldu mu?
-
Bazen namazımız bazı zaruretlerden dolayı son dakikaya kalıyor. Mâlikî mezhebinde bir namazın sahih olması için, bir rek’atinin namaz vakti içinde kılınmış olması gerekiyormuş. Vakit çıkmadan namaza durduk ve namaz bittiğinde vaktin çıkmış olduğunu gördük. Geçen dakikayı rek’at sayısına böldük. Meselâ bir rek’ati vakit içinde kılmış olduğumuzu anladık. O zaman namaz sahih midir?
-
Namazda son oturuşta esselâmü aleyküm dedik, ama sağ tarafa başımızı çevirmeyi unuttuk. Daha sonra başımızı sağa çevirip tekrar selâm verdik. Bu şekilde namaz, sahih olur mu?
-
İmam Rabbânî hazretlerinin Mektubat’ında İbrahim aleyhisselâmın dininin ve milletinin bütün diğer dinlerden ve milletlerden üstün olduğu, bunun için bizim peygamberimiz aleyhisselâm onun milletine uymak emir olunmuştur yazıyor. En üstün din İslâmiyyet değil midir? Bunun izahı nasıl olur?
-
Müslüman müslümanın gözlerine uzun baksa (rahatsız edecek derecede) edepsizlik olur mu?
-
Her gün yatsı namazından sonra hemen yatıyorum. Saat 3’te kalkıp ders çalışıyorum. Öğlen 11’re kadar. Ama bir bakmışım çok az ders çalışmışım. Her gün öyle oluyor. Vaktin bereketli olması için ne yapmak lazım?
-
Alın yazısı, yani kader değişir mi? Ezeldeki takdir neyse o olur deniliyor. Ezeldeki takdir asla değişmez mi?
-
Bir televizyon programında “Mi’râc gecesi Peygamber Efendimiz Allahü teâlâyı kendi derecesine göre görmüştür; yoksa mahlûk, yani yaratılmış olan, sonsuzu nasıl ihata edebilir?” denildi. Allahü teâlâya sonsuz demekle neyi kastettiler? Sonsuz büyüklüğünde demek de uygun bir ifade olur mu?
-
Küçük yaştaki çocuğuna şehvetle dokunsa hürmet-i müsahere olmaz deniyor. Hürmet-i müsahere sadece büyüklerle mi olur?
-
Altınlarımı beyime hediye ettim deyip zekâtını vermemek olur mu?
-
Fâsık akraba ziyaret edilir mi? Fâsığın ölçüsü nedir?
-
Depremden dolayı İstanbul’a geldim Van’da bir borcum var ama adama ulaşamıyorum ne yapmam lazım?
-
Âdeti 17 gün temizlik, 9 gün kan olan bir kadının, kan ve temizlik günleri şöyledir: 17 gün temiz - 9 gün kan - 19 gün temiz - 13 gün kan - 15 gün temiz - 8 gün kan – 14 gün temiz - 15 gün kan. Bunu tahlil eder misiniz?
-
Gümüş saat ve tesbih kullanmanın bir mahzuru var mıdır? Yüzükdeki gibi belli bir grama kadar izin verilmiş midir?
-
22 Aralık 2010 tarihli, gazeteye de çıkmış olan Şah İsmail ile ilgili yazınızda, İsmail’in neseben Kürd olduğunu yazmışsınız. Mümkünse yazınızda kullandığınız ve bu bilginin geçtiği kaynağı öğrenmek isterim.
-
Kazâ namazlarını bitiremeden ölenin hiç mi kurtuluşu yoktur? Yani kesinlikle namaz borçları kadar yanar mı, yoksa affedilebilir mi?
-
Basit bir kavgada hanım “O zaman yatakları ayıralım” dedi. Ben de “Ayır, ayırırsan ayır” dedim. Boşama kastı yoktu. Nikâhımıza zarar gelmiş olur mu?
-
Sabah namazında uzun sureler veya ayetler okumak şart mıdır? Kısa okursak olmaz mı?
-
İçinde tapar gibi kelimeler geçen şarkıyı dinleyen küfre mi girer mi?
-
Had ve ta’zir suçlarında Allah hakkını ihlâl eden suçlar aleniyete intikal etmedikçe suç teşkil etmezler. Bunlardan gayrimeşru delil de elde edilemez. Ancak gayrımeşru delil elde etmek için dahi olsa hakkullahı ihlal eden bir suç (meselâ zina suçu) aleniyete intikal ettirilse, bu suçtan ötürü ceza verilmeyecek midir? İslâm hukuku bu şekilde ortaya çıkan bir hakikate gözlerini yumacak mıdır? Burada bahis mevzuu suçun aleniyet kesbetmesi dolayısıyla amme nizamının bozulduğu göz ardı mı edilecektir?
-
Osmanlıda hutbelerde Türkçe kullanılıyor muydu, yani sadece Arapça mı okunurdu?
-
Günlük sarı akıntıları meniden ayırmak için şöyle denilebilir mi: “Meni vediye benzer ve vedi gibi çok gelir”
-
Âdeti 17 temiz 9 kan olan bir kadın. Kan ve temizlik günleri şöyledir: 17 temiz - 9 kan - 18 temiz - 11 kan - 16 temiz - 13 kan - 9 temiz - 7 kan - 3 temiz - 2 kan. Bunu halleder misiniz?
-
Kavânîn ve düstur eserlerinin mahiyeti nedir?
-
el-Ehadisu'l-Arbain fi Vucubi Ta'ati Emiri'l-Mü'minin. (Beirut: 1312/1893) isimli eseri Sultan Hamid toplatmış mıdır?
-
Eşimle nikâhımız kayınpederin yanında ve rızasıyla imam tarafından kıyıldı. Şâhidlerimiz iki kadın ile bir erkekti. Babam, kayınpederim ve nikâhı kıyan hoca efendi de nikâhımıza şâhid sayılır mı? Nikâhımız Şâfiî mezhebine uygun mudur?
-
Hanefî ve Şâfiî mezhebinde, vedi ve mezy çıkınca cünüb olunmuyor. Peki Mâlikî mezhebini taklid eden kimsenin, vedi ve mezy çıkınca gusl etmesi gerekir mi
-
Sabah abdest aldım, sonra ayak tırnaklarımı kesip mest giydim. Gün boyu bir iki kere abdest yeniledim. Mest üzerine mesh ettim. Gece yatmadan önce mesti çıkardım. Baktım ayak parmağımın ucu kanamış ve kan biraz yayılmış. Ne zaman kanadığını bilmiyorum. Abdestiz namaz kılmış olur muyum? Namazlar kazaya kaldı mı?
-
Şapka nasıl çıktı? Hangi kiliseden çıkmıştı?
-
Bazı ilan sitelerinde online mağaza açma imkânı vardır. Yıllık belli bir ücret ödenir. Mağaza açınca, satmak istenen mamuller orada tanıtılır. İsteyen kredi kartıyla girip site üzerinden satın alabilir. Bu mağazalar kapıda ödeme yoluyla da yollayabilir. Site üzerinden kredi kartıyla alışveriş yapınca, o ilan sitesi %2 gibi bir komisyon kesiyor ve komisyonu kestikten sonra kalan meblağı satıcının hesabına yatırıyor. Bu komisyon kesip satış yaptırması sahih midir?
-
Kapıda ödeme yoluyla internet üzerinden alışveriş yapmak sahih midir? Yani mamulün resimlerini görüyoruz; hususiyetlerini biliyoruz; kargocu getiriyor; parasını kargocuya veriyoruz veya kredi kartı çektiriyoruz. Bu şekilde satın almak sahih midir? Bu şekilde mamul satmak isteyenler, nelere dikkat etmelidir? Kargo şirketini vekil mi etmelidir?
-
Komşum bana bakkaldan bazı şeyler almam hususunda sipariş verdi. Ben de alıp götürdüm ve hediye ettim dedim. Kabul etmedi ve parasını vermekte ısrarcı oldu. Ben de parayı aldım. Başta hediye ettim dediğim için, bu siparişler ve para kimin malı sayılır?
-
İlmihalde "Zengin veya fakir, mevcut koyununu veya kurban niyeti ile satın almadıkları koyunu kurban kesmek niyet etseler, kesmeleri vâcib olmaz, keserlerse, nâfile olur" diyor. Bu ne mânâya geliyor? Yani zenginin kendi sürüsünden kestiği hayvan, kurban olmuyor mu?
-
Cemiyette ihtiyaç sahipleri varken, servet sahibi olmak ne derece meşrudur?
-
Kına gecelerinde hanımlar damacana, tava gibi bazı ev eşyalarına vurup ses çıkartarak oynuyorlarmış. Bu caiz midir?
-
"Kadınların, namaz dışında, yalnız iken, diz ve göbek arasını örtmesi farz olup, sırtını ve karnını örtmesi vâcib, başka yerlerini örtmesi edebdir" deniyor. Bu erkek için de cari midir?
-
Süt çocuğunun ağız dolusu olmayan kusmuğu necaset değil midir?
-
Evlerde, yıkama özelliği de olan makineler ile halı yıkanınca necâset temizlenmiş olur mu?
-
Başkasının abdest alırken ıslattığı bir terliği başkası giyip de ayağı ıslansa necaset bulaşmış olur mu?
-
"Mâ-i müstamel, peştemala, elbiseye, kurnaya sıçrarsa ve necâset temizlemekte kullanılan her su, iğne ucu kadar sıçrarsa, kabı ve elbiseyi pisletmez" deniyor. Daha fazlası pisletir mi denilmek isteniyor?
-
İlmihalde “Abdestte veya guslde kullanılan su (mâ-i müstamel), İmâm-ı a'zama göre kaba necâsettir. Ebû Yûsuf’a göre, hafif necâsettir. İmâm-ı Muhammed’e göre temizdir” deniyor. Başka bir yerde ise “Mâ-i müstamel, yani abdestte veya guslde kullanılan yahud kurbet olarak kullanılan su, meselâ, yemekten önce ve sonra, sünnet olduğu için el yıkamakta kullanılan su, yıkanan uzuvdan ayrılınca necis olur. Bazı âlimlere göre, başka uzva, elbiseye, yere düştükten sonra necis olur. İlk düştüğü yeri kirletmez” deniyor. Yani temiz diyen İmam-ı Muhammed’e göre de yerden sıçrayıp elbiseye değen abdest suyu necis midir?
-
Temiz ve necâsetli sıvı karışımların temiz kabul edildiğini okudum. Buna göre alkol ihtiva eden parfümler sürülü halde namaz kılmak uygun olur mu? Olursa sevabı azalır mı?
-
Fıkıh kitaplarında "Birlikte yapılamayan şeyler otuzdört tanedir. Başında ağrı olup mesh edemeyen, abdest için; yıkanamayan da, gusl için teyemmüm edebilir denildi ise de, her ikisinin de sâkıt olacağını bildiren fetvâ daha evvel verilmiş olduğundan, bu sözle amel olunmaz" deniyor. Ne sâkıt oluyor?
-
"Kur'an-ı kerimi yapışık olmayan bir şey içinde, mesela çantada iken tutmak caizdir" ifadesine göre mushaf ile birlikte satılan içine mushafın girdiği kutular da böyle midir?
-
Eldeki veya yüzdeki bir yara kanadığında yara bandı ile kapatılıp üzerine mesh ederek hemen abdest alınabilir mi, yoksa kanın durmasını veya vaktin sonunu beklemek gerekir mi? Seferînin durumu da aynı mıdır?
-
İlmihal’de ödünç vermek bahsinde “Al, sarf et diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, teslim edilince, ödünç verilmiş olur. Al, giy diyerek verilen elbise, hediye olur” şeklinde bir cümle geçiyor. Meselâ hava soğuk, arkadaşım benim montumu ödünç almak niyeti ile istiyor, “Senin montunu alabilir miyim?” diyor, ben de ödünç vermek niyeti ile “Al, giy!” dediğim takdirde, bu hediye mi oluyor? Yoksa bir önceki cümlede geçen para mevzuu gibi montu geri getirince ödünç verilmiş mi oluyor?
-
Hazret-i Peygamber, Selimeoğullarının mescidinde Mescid-i Aksâ’ya doğru namaz kılarken Bakara suresinin 144. âyet-i kerimesi geliyor ve Peygamber Efendimiz yönünü Kâbe’ye dönüyor. Bu yaklaşık 180 derecelik bir harekettir. Tabî olarak cemaat Peygamber Efendimizin önünde kalıyorlar. Bu halde nasıl hareket ediyorlar?
-
İstanbul’daki Eshab-ı Kiram efendilerimizin kabirlerinin yerleri kat’î midir? Öyle ise hangilerinin kabirleri, hangilerinin makamları öğrenebilir miyiz?
-
Mâlikî mezhebinde kadınlardan, meselâ hâmilelikte veya başka sebeple önden gelen bevl, meni mezi, hayz ve nifas dışındaki akıntılar abdesti bozar mı?
-
Mâlikî’de ve Şâfiî mezhebine göre nikâhta şahitler âdil olmalıdır diye geçiyor. Bunlardaki adaletten maksat nedir?
-
Ehl-i kitap kadınla nikâhın sahih olması için, Hazret-i İsa'ya ilah demeyen bir Hıristiyan mı olması gerekir? Öyle ise bunu araştırmak veya kadına sormak gerekir mi? Müslüman olduğunu söyleyen, fakat daha ziyade Hıristiyan gibi yaşayan ve davranan bir kadınla nikâhın vaziyeti nedir? Kadının ağzını arayıp Hıristiyanlığa inandığını söylese, bu kadın mürted hükmünde mi olur, Hıristiyan hükmünde mi?
-
Bir kimse, kelime-i şahadet getirip müslüman olan bir Alman kadın ile evlendi. O zamandan beri kadında tek bir İslâm alâmeti mevcut değildir. Bu kadından ayrılırsa, çocuklar babadan kopma tehlikesi vardır. Bu halde çocuklara İslâmî terbiye veremezse, baba şer'an mes’ul müdür?
-
Erkek evleneceği kızın sözüne inanarak, onu bâkire diye nikâhlasa ve nikâhtan (bir ay veya bir sene) sonra kızın daha önce nikâhlı olduğu ve talâk da verilmediği iddiası ortaya çıksa, nikâhları bozulur mu? Veya erkek kızı boşamak zorunda mıdır? Yoksa araştırma yapması mı gerekir? Eğer boşaması gerekiyorsa veya araştırma sonunda iddialar doğru çıkarsa mehr vermesi gerekir mi?
-
Hem mehr-i muacceli, hem de mehr-i müecceli kızın da rızası ile çok az bir miktarda tayin etmek, meselâ her ikisi için 10'ar euro tayin edilse câiz midir?
-
Hanefî’de mehr konuşulmazsa, mehr-i misl lazım olur. Mehr-i misl için kadının baba tarafından akrabasına verilen kadar deniliyor. Peki bu miktar bilinmiyorsa en az ne kadar verilir?
-
Erkek şâhidlere kızı göstererek yanında "Bu benim karımdır" dese, kız da sadece "Evet" dese, nikâh sahih olur mu? Kız hiç bir şey demezse ne olur? Veya Hanefî’de tezvic ve nikâh kelimeleri şart olmadığından, erkek iki şâhide kızı göstererek "Bu bana ait" dese, kız da orada "Evet" dese, nikâh olur mu?
-
Hanefî’de nikâh akdinin sıhhati için mâzi sigası (geçmiş zaman kipi) kullanmak şart mıdır? Meselâ "Seni karılığa alıyorum" dense, kadın da "Kabul ediyorum" dese nikâh olur mu?
-
Ayaklardan çıkarıldığında normal çoraplardan biraz farklı olarak daha dik ve sert kalabilen ve epey yaş elle üzerine mesh edildiğinde çorabın üstünden ayaklara yaşlık nüfuz etmeyen kalın çoraplara mesh câiz midir?
-
Mâlikî ve Şâfiî mezheblerinde özürlünün abdesti aynen Hanefî’deki gibi vakit çıkmasıyla bozulur mu?
-
Nikâhta şâhidlerin ve hocanın kızı ve babasını tanıması gerekir mi?
-
Zevce kocasına “Her ne zaman istersen aramızda nikâhı tazelemek/nikâh yapmak üzere seni vekil ettim” dese, daha sonra bu karı-koca ayrılırlarsa, kadının zamanında vermiş olduğu vekâlet muteber olarak kalır mı, yoksa iptal mi olur?
-
Kâfirlere cehennem azabı ebedî midir?
-
Yurt dışındaki müşteriler Türkiye piyasasını ve nakliye firmalarını bizim kadar iyi bilemediği için bizden yardım istemektedir. Bu gibi hallerde nakliyecilerden onlara müşteri bulduğum için şahsıma makul bir komisyon talep etmemin bir mahzuru olur mu? Bu vaziyeti çalıştığım firmaya ve müşteriye söylememe gerek var mıdır?
-
Tatil sebebi ile tayyare bileti aldım. Almanya saati ile 13:40’da tayyare inmiş olacak ve o gün 14:40’da ikindi vakti giriyor. Namazı cem-i te’hir etsem, ikinci namazı da kılıp bitirinceye kadar yolculuğun devam etmesi gibi şartın gerektiğini işittim. Ben vatanım olan Dortmund şehrine gelmiş olacağım ve yolculuğum bitmiş olacak. Bu durumda ne yapmam gerekir?
-
Bir ilmihalde yemin keffâretinin nasıl verileceği anlatılırken; "On fakire bir kere veya bir fakire on gün, her gün bir kere yarım sâ’ buğday veya un veya ekmek yahud bu değerde [kumaş, havlu, mendil, çorab, et, pirinç, çamaşır, terlik, ilâç veyâ din, fen, ahlâk kitabı gibi] başka mal, altın, gümüş para temlik, yani vermek de olur" yazıyor. Yarım sa' buğdayın fiyatı yaklaşık 2,5 lira olduğu için meselâ tanesi 1 liradan 10 tane namaz hocası kitabı dağıtsak, yemin keffâreti sahih olur mu? Yani esas olan kitabı bizim aldığımız değer midir, yoksa etiket fiyatı mıdır?
-
Kanuni Sultan Süleyman Kanunnamesi’nde birkaç kez hırsızlığı zâhir olmuş kimse için, esir çalan ve dükkân açan (dükkâna delik açıp soyan) için katl cezası öngörülmüş. Mumcu ve Üçok da bu hükümlerin İslâm ceza hukukuna aykırı olduğunu iddia etmişler. Esir çalmak hadd grubuna giren hırsızlık suçunu teşkil eder mi?
-
Rastladığım bir videoda Allahü teâlâ kastedilerek söylenen ''Ete kemiğe büründüm, Mahmud diye göründüm'' cümlesinin Ehl-i Sünnet'e uygun bir te'vili var mıdır?
-
Öldürülmesi vâcip olan hayvanlar nelerdir?
-
Zimmîlere dair olarak Müslümanların tavırları ilmihal kitaplarında yazılmıştır. Acaba günümüzdeki gayrımüslimlere (özellikle zararı olmayan) davranışlarımız nasıl olmalıdır?
-
Mâlikî mezhebinde farz namazda fâtiha okumayı unutan ne yapar?
-
Gerçek ve sahte seyyidler nasıl ayrılır? Osmanlı Devleti’nin belki kendi bünyesinde bir kontrol mekanizması vardı. Ama Acemistan ya da diğer yerlerde bunun bir kontrolü var mıdır? Ya da seyyidlerin kendi kendilerine kurdukları bir mekanizma var mıydı?
-
Şiîlerden ya da diğer bid’at sahiplerinden seyyid olan var mıdır?
-
Şâfiî mezhebinde namaz kılarken seccadenin yönü tam kıbleye mi isabet etmeli? Bunu ayarlamak bazen zor oluyor. Yoksa biraz sapmasında mahzur var mıdır?
-
Şâfiî mezhebinde etil alkol dışındaki alkoller, mesela metil alkol, propil alkol vs necis midir?
-
Hanefî bir kadın 8 gün kan, 2 gün temizlik ve 3 gün kan görse, son gördüğü 3 gün kan önündeki 2 temiz günü kirli yapar mı? Bu 8 gün sahih kan ve bu 8 günü takip eden temizlik 3 kan karıştığı için fâsid temizlik midir?
-
Şeriatın doğru tatbik edildiği bir İslâm ülkesinde hanımların başlarını örtmesi mecburi midir? Eğer mecburi ise uymak istemeyenler insan haklarına aykırı diyebilirler veya dinde zorlama yoktur deyip karşı çıkabilirler.
-
Nikâhımızda mehr söylenmemişti. Ne yapmalıyız?
-
Akıllı, ancak bâliğ olmayan çocuğumuza gelen hediyeleri başkasına verebilir miyiz?
-
Horoz ötünce, melekler bu sesi duyar, göğe yükselirlermiş ve o anda yapılan duâ kabul olurmuş. Bu sözün aslı var mıdır?
-
Hanıma olan mehr borcunu, kurban ve zekât için nisab hesabına katmamız gerekiyor mu? Biz borç olarak katacak mıyız? Hanım alacaklı olarak katacak mı?
-
Bir keresinde, hanımla münakaşa esnasında ağzımdan “Bıraktım artık” veya “Ben bıraktım” gibi bir söz çıkmıştı. Ben bunu “Artık seninle uğraşamıyorum, sana alâka göstermeyi, değer vermeyi, mücadele etmeyi vs bıraktım” mânâsına söylemiştim. Boşamak gibi bir mânâ asla yok idi. İlmihalde “Bırakmak, terk etmek kelimeleri, kinâye iseler de, boşamak için kullanılmaları âdet olduğundan sarîhdirler” ifadesine göre nikâhımız ne oldu?
-
Hibe edilen şey, karşı tarafa teslim edildikten sonra hibeden vazgeçilebilir mi?
-
Ta’zir cezasında bir sınır var mıdır?
-
Kanuni Sultan Süleyman Kanunnâmesi’nde 41, 46 ve 47. maddelerde işkenceden bahsediliyor. Buradaki işkence ifadesi bugün anladığımız mânâda işkence midir, yoksa farklı bir mânâda mı kullanılmıştır?
-
Kadın hâkim olabilir mi?
-
Kadının şâhidliği mevzuunda Kur’an-ı kerimde ticarî meselelerde bir erkek ile iki kadın şahid şartı vardır. Diğer geçtiği yerlerde (bildiğim kadarıyla) sadece şâhid ifadesi kullanılıyor. Fakat kitaplarda diğer muameleler için de bir erkek ile iki kadının şâhidliğinin gerektiği hususu yazıyor. Bunun dayanağı nedir ve neden Kur’an-ı kerimde sadece bu hususta söylenmiş de, diğer yerlerde söylenmemiştir?
-
Kocanın karısını üç talâkla boşaması meselesinde, boşama ifadesi arka arkaya üç kez tekrarlanırsa üç talâk gerçekleşmiş olur mu? Yoksa "Kadın bir temizlik süresi içinde ancak bir kez boşanabilir. Üç talâkın aynı anda verilmesini Peygamber efendimiz tek talâk saymıştır" ifadesi dolayısıyla, bu üç talâğın ayrı ayrı verilmesi mi gerekir?
-
Say bil fesad nedir? Buna dayanarak ölüm cezası verme salahiyeti kimdedir? Bunun için bir mahkeme kararı şart mıdır?
-
Muamele ve ıyne satışı ile fâiz aynı yere gelmiyor mu?
-
Fâizden kurtulmak için ıyne ve muamele gibi satışlara şer’an müsaade ediliyor. Fakat bu, niçin fâize bir kılıf uydurma şeklinde anlaşılmamalı? Yani Yahudilerin cumartesi yasağını delmek için yaptıkları şeye benzemiyor mu? Resulullah efendimizin o hususta “Yahudilerin işlediğini siz işlemeyin. Onlar Allah’ın haram kıldığını hilelerin en basit ve adisi ile helal kılmak istediler” şeklinde bir hadisi var. Bu işi Yahudilerin yaptığından ayıran nedir?
-
Bir kadın üç günlük yolun bir günlük kısmını yalnız, kalanı ise bir mahremi ile gitse câiz olur mu?
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159