Yazışmalar
-
Bazen bir ailenin çocuklarına bir musibet geldiğinde, bazıları baba veya annelerinin günahının neticesini yaşıyor diye fikir beyan ediyor. Bu ne kadar doğrudur?
-
Bazı kişiler insanın kendi idrarının yara, siğil ve benzeri yaralarda faydalı olabileceği ve eskiden bu usulle birçok tedavinin yapıldığını söylediler. Caiz midir?
-
Bir kimse ülke çapında tanınan, at yarışlarinda ün salmış, iyi cins bir atı damızlık olarak kullanmak niyetiyle satın alsa, atı damızlık olarak kullanabilmesi için ödenmesi mecburi olan bir ücreti jokey kulübüne ödese, kumar günahına bulaşmış olur mu? Bir kimse bu at ile kendi atını çiftleştirmek istese, daha sonra doğacak olan tayı at yarışlarında kullansa damızlık atın sahibi kumar günahına girmiş olur mu?
-
Kolonoskopi yapılması gereken bir hasta, doktorun yanında kadın hemşire bulunduğu için tedaviyi terk etmesi caiz olur mu?
-
Tedavi imkânı olup da tedavi olmayanın abdest ve guslde özürlü olması câiz midir?
-
“Allah’ın bütün işleri iyidir” ifadesini Ehl-i sünnete göre nasıl anlamak lâzımdır?
-
Ayna bulunan odada namaz kılmanın hükmü nedir?
-
Osmanlılarda köle menşeli saraylıların ve devlet adamlarının vakıflar yaptığı görülmektedir. Köle vakıf kurabilir mi?
-
Osmanlı Devleti’nde tatbik edilen devşirme müessesesi İslâm hukukuna uygun mudur?
-
Müstekimzade’nin İkdam matbaasında 1314’de basılan Fıkh-i Ekber tercemesinin 44. sahifesinin hâtime faslında;(İbni Abbâs hazretleri bir âyet-i kerimenin tefsirinde, eğer bu âyetin tefsirini söylesem, beni zecr ve tekfîr ederdiniz) buyurduğu nakl ediliyor. Âyet-i kerimelerin bâtınî manası olmadığına göre İbni Abbâs hazretlerinin buyurduğunu nasıl anlamak lâzımdır?
-
Giyim işiyle iştigal eden birisi, tek fiyat söylerse, müşteri tenzilat yapmadığı için serzenişte bulunuyor. Tenzilat yaparsa, zarar ediyor. Bu kişi sattığı mallara pazarlık payı koyabilir mi?
-
Marketlerin alışveriş karşılığı verdiği piyango biletleri kumara girer mi?
-
Define kime aittir?
-
Diyabet insülinleri domuzdan mı elde ediliyor? Kullanılması caiz midir?
-
Zengin bir kişi mazereti olmadığı halde bir başkasını umreye vekâleten gönderebilir mi?
-
1999’da bir arkadaşıma kâr ortaklığı olarak yüklü bir mikdar dolar ve mark verdim. Arkadaşım bu parayı çalıştıracak ve bana da 40 günde bir ödeme yapacaktı. Bir kaç kere ödeme yaptıktan sonra işlerim iyi gitmiyor diyerek durdurdu. Sonrada ben battım dedi. İşini bırakıp memleketine döndü. 10 yıl başka işler yaptıktan sonra tekrar eski işine başladı. Şimdi vaziyeti düzeldi ve borcunu ödemek istiyor. Bir hocaya sormuş; aldığın parayı aynen ödersin; fazlası fâiz olur, cevabını almış. Nasıl ödemesi gerekir?
-
Tekke, zaviye ve âsitâne arasında kelime manaları dışında fonksiyonel bir fark var mıdır?
-
İstanbul’da 6 Mart’ta imsak vakti 04.41 de giriyor. Bundan 15 dakika sonra da sabah namazını kılabiliyoruz. Saat 04.41 de, yani imsak vaktinin tam girişinde dört, üç veya iki rekât farz [kaza], vacib veya sünnet herhangi bir namaz kılan kimse, sabahın sünnetini de kılacak mı?
-
Tevessül ve istigâse hususunda Aliyyü’l- Kari Şerhu’l-Fıkhı’l-ekber’de ve İbni Ebi’l-İzz Tahavi Şerhi’nde Ebu Hanife’nin şöyle dediğini yazıyor: Dua eden bir kimsenin, filanin hakkı için veya nebilerin ve rasullerin hakkı için veya Beytülharam ve Meş’ari’l-Haram hakkı için senden istiyorum demesi mekruhtur. Ne dersiniz?
-
Boşanan kadının beklemesi gereken zaman ne kadardır?
-
İmam ve müezzinlerin maaşla çalışması câiz midir?
-
İşyerimde üç ay evvel altın bir kolye buldum. Bir sene saklayıp fakirlere verecektim. Kardeşim iş yerimi dekore ederken bir yere kaldırmış. Nereye koyduğunu hatırlamıyor. Bu halde ne yapmak gerekir?
-
Milli Piyango bileti almak câiz midir?
-
Fakirler cennete 500 yıl önce girecekler diye bir hadis var. İslâmiyette zenginliğin ve fakirliğin ölçüsü nedir?
-
Peygamberin sayısının 124.000 olduğuna dair hadis-i şerif var mıdır?
-
Kefaret için azat edilmek üzere huzuruna getirilen bir câriyeye Hazret-i Peygamber bir cariyeye “Allah nerededir?” diye sormuş; o da “Semâdadır” demiş. Sonra “Ben kimim?” diye sormuş, cariye de “Sen Allah'ın Resulüsün” deyince, Hazret-i Peygamber, câriyenin efendisine; “Sen bunu azad et, çünkü o mümindir” demiştir. Bu hadis-i şerifi, Allah’ın mekândan münezzeh olması bakımından nasıl anlamak gerekir?
-
Bir kimsenin demokratım, sağcıyım, liberalim, solcuyum gibi tariflerde bulunması dine aykırı mıdır?
-
İslâm Hukuku Tarihi kitabınızda "İslâm dünyasında, Yezidîlik ile son asırlarda ortaya çıkan Bahâîlik ve Kâdiyânîlik (Ahmediyye) gibi mezhebler de vardır. Bazı Batılı müelliflerin müslüman kabul ettiği bu fırkaların, İslâmiyetin esasları ile hiç alâkası olmadığı gibi, kendileri de zaten bu iddiada değildir" ifadesine rastladım. Diğer ikisi Müslüman olmadıklarını söylüyorlar, ama Kâdiyânîler kendilerine Müslüman diyorlar diye biliyorum. Hatta İngilizce sitelerinde de açıkça böyle yazıyor. Acaba burada kastedilenler içlerinden başka bir grup mu?
-
Semavi özürden dolayi Mâlikî mezhebini taklid eden Hanefî, özürlü olduğu hallerde Mâlikî mezhebine uyarak mest giyip, bir vakitden fazla mestlerine mesh edebilir mi?
-
Bazen hizmet veren kişiye verdiği hizmetin ücretini verirken, hizmet veren kişinin istediğini çok bularak şu kadar yeter deyip ücret ödemenin mahzuru var mıdır?
-
Balgamın içinde, balgamın az bir kısmını işgal eden kırmızı kanlı kısımlar abdesti bozar mı?
-
Nazar değmesi için nazar eden kişinin nazar edileni görmesi mi lâzımdır?
-
Câmi şadırvanında ve bir talebe yurdunda abdest alırken kullandığımız su vakıf suyu mudur?
-
22 yaşında bir genç kız, babasının rızası olmadan evlenebilir mi?
-
Kur’an-ı kerimde, Yahudilerin Üzeyr'in Allah'ın oğlu olduğuna inandıkları geçiyor. Halbuki bugün Yahudiler bu iddiayı reddederek, “Biz Hristiyanlar gibi hiçbir kula Allah oğlu demeyiz” diyorlar. Acaba bu âyet-i kerimede kasdedilen nedir?
-
Yurt dışında devlet memurluğuna girerken, bir yemin edilmektedir. Bu yeminde, İslâm inancına aykırı bazı mefhum ve ideolojilere sadakat gibi bir Müslüman için küfr teşkil edebilecek sözler vardır. Böyle yemin etmek câiz midir?
-
Hanefî mezhebine göre özürlü olan kimse, vaktin sonunda abdest alıp farzı kılacak kadar zaman kalasıya beklerken, meselâ ikindinin kerahet vaktine mi, yoksa akşam namazı vaktinin girmesine mi itibar eder?
-
Mâlikî mezhebine göre ihtilâmı hatırlayarak veya hatırlamayarak meni, mezi, vedi görülmesi ve bunların her birinde veya ikisinde şüphe edilmesi hâlinde guslün icab etmesi hususu nasıl cereyan eder?
-
Nisaiye ameliyatı olup, devamlı kan gelen bir kadının hiç temiz günü olmuyor. Bu kadın gusl bakımından Mâlikî mezhebini taklit ediyor. Bu kadının hayz hâli ameliyattan önce hep 7 gün hayz, 32 gün temizlik idi. Bu kadın nasıl hareket eder?
-
Sahabelerin dereceleri nassla mı sâbittir? Şu halde, bazı sünnî âlimlerin Hazret-i Ali’yi Osman'dan üstün bilmesi; ya da Ammar, Mikdad gibi sahabilerin Hazreti Ali taraftarları olarak görülmesi; Ehlibeyt imamlarindan Zeyd bin Ali'nin ilk üç halifeyi hürmetle anmakla beraber, en üstün sahabi olarak Hazret-i Ali’yi bilmesi nasıl izah edilir?
-
İslâm dininde başka bir ülkeyi ele geçirme hakkı var mıdır?
-
Osmanlılarda padişahın ve padişahtan davacı olanların davalarına bakacak mahkeme hangisidir?
-
Bir başkasına ait şifresiz wireless bağlantısına bağlanmak caiz midir?
-
Kanuni Sultan Süleyman zamanında çıkarılmış bir kanunnâmede içki ithalatı tanzim ediliyor. İçki imali, satışı ve içilmesi dinen yasak olduğu halde, böyle bir şeye neden yer verilmiş olabilir?
-
İbrahim suresinin 4. ayetinde “Allah, dilediğini saptırır; dilediğini de doğru yola iletir” buyuruluyor. Kitaplarda ise; “Allah kimseyi zorla kâfir veya mü'min yapmaz. Lâyık olmadığı halde bir kimseye iman verebilir. Zâlim, hâin olanları adâletinin gereği olarak dalâlete düşürebilir” yazıyor. Burada benim anlamadığım şudur: 1-Allâhu teâlâ kimseyi zorlamıyorsa, bir kimse lâyık olmadığı halde, iman etmek istemediği halde nasıl hidâyet veriyor? 2-Zâlim, hâin kimse, müslüman olup iman üzere olduğu halde, Allâhü teâlânin adâleti gereği nasıl dalâlete gidiyor?
-
Kûveyt’te neşredilen el-Mevsûâtü'l-Fıkhiyye adlı eserde sigaranın mutlak haram olduğunu söyleyenler, Şürünbilâlî, Mesîri, Dürrü'l-Müntekâ sahibi; Sâlim es-Senhûrî, İbrahim el-Lekkânî, Muhammed bin Abdülkerim, Hâlid bin Ahmed, İbn Hamdûn; Necmeddin el-Gazî, Kalyûbî, İbn Allân; Ahmed el-Behûtî gibi isimleri delil gösteriyor. Bu zâtların sözü fıkıhta muteber midir?
-
Kadınların aralarında yaptıkları altın günü veya para günlerini, nihayetinde borç vermek olarak görüp cevâz verenler vardır. Ne dersiniz?
-
Kur’an-ı kerim okunurken farkında olmadan sallanmak mahzurlu mudur?
-
Arazimizin üzerinden imar geçti ve belediye düzenlemesi dolayısıyla, tanımadığımız kimselerle, bu yerin bir parçası üzerinde paylı mülkiyetli olacak şekilde mülkiyet tesis edildi. Şu anda da izâle-i şüyu davası devam ediyor. Bu arazinin bir parçası üzerinde paylı mülkiyete sahip mâliklerden herhangi biri ekip dikebilir yahut başka bir şekilde kullanabilir mi?
-
Ahilik bir tarikat mıdır? Öyle ise hangi silsileye bağlıdır?
-
Bir evde kesilen kurbana, evin hanımı ve yetişkin çocukları da ortak mıdır?
-
Müşterek bir elma ağacının meyvası toplanmadan ortaklardan birisi kendi payından bir başkasına hediye verebilir mi?
-
Bir kimsenin küçük bir bahçesi olsa, o bahçede de zekât nisabına ulaşacak kadar meyve yetiştirilse, bunun bir kısmı evde yense ve eşe-dosta hediye edilse, kalanı da satılsa, zekât vermesi gerekir mi?
-
Bir kadın evlenirken Müslüman olduğu halde, sonra dinden çıkan bir adamla evli kalabilir mi?
-
Nehcü’l-Belâga kitabı muteber midir?
-
Bir kimse, “Şu kadar para verirsen, sana bir haber vereceğim” demek câiz midir?
-
Bir fıkıh kitabında "Günah işlerken şehidliğe sebep olan bir şeyle ölürse şehid olur ama günahını da yüklenir." diyor. Zaten şehidlerin bütün günahları affolmuyor mu?
-
Mekruh da günahlara dâhil midir?
-
Bir kırtasiyeye borçluyum. Hemen istemesinler diye arkadaşlarıma kitap götürerek kırtasiyeye müşteri kazandırmış oluyorum. Alacaklıdan istifadenin fâiz olması sebebiyle, bu câiz olur mu?
-
Ahmed 10 lira Ali'den, 10 lira a Veli'den borç alıp Veli'ye tüm 20 lira olarak ödese; Veli de kendisindeki herhangi bir 10 lirayı Ali'ye verebilir mi? Yoksa 20 lirayı bozdurup mu vermesi lâzımdır? Vekil, bu paranın Ahmed’in borcu olduğunu söylemesi lâzım mıdır?
-
Ahmet, Veli'den ve Veli'nin oğlu Ali'den borç aldı. Daha sonra Veli, o miktardaki kendi parasından oğlu Ali'ye, Ahmed’den habersiz olarak, Ahmed'in borcu olarak ödedi. Daha sonra da Ahmed, Veli'ye oğlu Ali'ye vermesi için borcunu verdi. Ama Veli daha önceden oğluna parayı verdiği için bunu kendisi alıp kullandı. Veli ve oğlu Ali buna râzıdır. Bu muamele câiz midir?
-
100 lira borç verip, 110 lira isterim dese ve borcun ödeneceği gün o 100 liranın değeri altın üzerinden 110 veya daha az olsa, başta şart koşulduğu için yine de fâiz olur mu? Ayrıca sadece altın üzerinden mi, yoksa beyaz eşya vs üzerinden de kıymeti istenebilir mi?
-
Zarar vermek de, zarar etmek de câiz olmadığına göre, bazen satıcının bozukluğu çıkmayınca rızamızla kabul ediyoruz. Bu da câiz olmuyor mu? "3 kuruşun derdine düşmüş" dedirtmemek için veya sadaka niyetiyle râzı olabilir miyiz?
-
Ahmed'in Mehmed'e borcu var. Ahmed mal satıyor ve Mehmed'e olan borcundan düşülmesi için, müşteriden parayı doğrudan Mehmed'in hesabına göndermesini istiyor. Câiz olur mu?
-
Kola alana, bardak yanında hediye diye yapılan satış câiz midir?
-
Bir kişinin almış olduğu sınırsız internete daha sonra başkalarının da ortak olması caiz mi?
-
Kullanmadan önce parasını ödeyip sınırsız internet almak, ne kadar kullanacağı belli olmadan parayı verdiği için câiz midir?
-
Sultan IV. Murad’ın şair Nef’î’yi idam ettirmesi, şer’en câiz midir?
-
Tevrat’ta Fırat ile Nil arasındaki mıntıkanın Arz-ı Mev’ud olarak Yahudilere ait bulunduğu; ayrıca burada yaşayan 7 kavmin yok edilmesinin emredildiği; dolayısıyla Anadolu’nun bir kısmını içine alan bu sahada Yahudilerin gözü olduğu; bu emellerini gerçekleştirmek için nüfusları yetmediği için Masonluğu kurdukları söyleniyor. Bunlar doğru mudur?
-
Bir fıkıh kitabında: “Namazda ve namaz dışında avret yerini başkalarının yan taraflardan görmemeleri için, örtmek farz olup, kendinden örtmesi farz değildir” diyor. Rükü’da iken, kendi avret yerini kendi görürse, namazı bozulmaz. Başka bir yerde ise “Yalnız iken kılarken de, örtmek farzdır” diyor. Burada bir tezat yok mudur?
-
Hak teâlâ'ya ÂKIL (aynın fethıyle) demenin hükmü nedir?
-
Bir kimse, zevcesine bir tek kelime söylemeden el hareketiyle veya mimikle boşayabilir mi?
-
Bir kimse câmide cemaatle namazını kıldıktan sonra, yeni bir cemaat teşekkül etse, bu cemaatle nâfile kılması yahud câmiden çıkması mı lâzımdır?
-
İlmihal kitabında Ehî Çelebi’nin Hediyye kitabından naklen; “Ebû Hanîfe'nin kıyası doğru değildir diyen kâfir olur” buyuruluyor. Bu sözün mânâsı nedir?
-
Şeyhülislâm Ebussuud Efendi, Yunus Emre'yi tekfir etmiş midir?
-
Halid bin Velid’in Müslüman olduklarını söyledikleri halde Mâlik isminde bir kabile reisini öldürttüğü, hatta aynı gece zevcesini câriye olarak aldığı; Hazret-i Ömer’in de buna öfkelendiği iddia ediliyor. İşin aslı nedir?
-
Emlâk işiyle uğraşıyorum. Gelen müşterilerin bankadan mesken kredisi almasına yardımcı oluyorum. Banka da bana komisyon veriyor. Bu iş mahzurlu mudur?
-
Muharrem ayı için de hilâlin dünyanın bir yerinden doğması kâfi midir?
-
Saç uzatmak sünnet ve Hazret-i Peygamber saç uzatmıştır. Buna mukabil bir erkeğin kadına ve bir kadının erkeğe benzemesi de men edilmiştir. Bu ikisi nasıl telif edilebilir?
-
Osmanlı tebası olup tehcir edilen gayrımüslimlere ait malları, emvâl-i metrûke sayılıyor. Bunları devlet başkalarına tahsis ediyor. Bu malların üzerinde gayrımüslim mâliklerin mülkiyet hakları devam etmesi gerekir. Bu mallar gerçekten metruk sayılabilir mi? Üzerlerinde tekrar mülkiyet kurulması câiz midir?
-
Vaktiyle haram yolla alıp harcadığım parayı, şimdi helâl malımla sahiplerine değil de, ihtiyaç sahibi olan birilerine versem kul hakkından kurtulmuş olur muyum?
-
Hastalığından dolayı zevksiz meni gelen kimse Mâlikî’yi taklit edip gusletmeyebilir mi?
-
Bir devlet dairesinde müfettişim. Vazifem iş yaptırılan müteahhitleri kontrol etmektir. Bu sebeble müteahhitin şantiyesinde vazife yapıyorum. Müteahhit burada öğle yemeği veriyor. Ama bazen bize dışarıdan yemek veya tatlı ısmarlıyor. Bunu yemek; ayrıca iftar verse gitmek câiz midir?
-
Bir banka, hisse senedi alırken, belli nisbete tekabül edecek şekilde yine hisse almaya imkân tanıyor. Yani 100 liralık hisse senedi alırken, meselâ 50 liralık daha banka imkânı ile alabiliyorsunuz. Yani bir bakıma size kredi tanıyor. Hâliyle sonrasında da fâiz adıyla ücret tahsil ediyor. Dinen bu da faiz midir, yoksa sizin adınıza yapılmış bir muamele ücreti olarak değerlendirilebilir mi?
-
Kadın, itikâfı evinin bir odasında yapabilir mi? Burada kanepe bulunabilir mi?
-
İctihad ederken isabet eden on sevab, yanılan bir sevab aldığına göre; en doğru mezhebe uyan mukallid de on sevab alır mı?
-
Bir fıkıh kitabında okuduğuma göre, bir kimse borcunu ödemesi için birini vekil etse, vekil borcu teslim etmeden alacaklı mürted olsa ve ölse, vekil borçlunun parasını geri öder. Çünki mürtede vermesi caiz değildir. Çocukları bu parayı alamaz mı? Nitekim iddet müddeti içinde mürtedin mirası karısına kalıyor.
-
Zekât vekili, zekâtı vermesi tenbih edilen kişi ölmüşse, vârislerine verebilir mi?
-
Bir fıkıh kitabında “Vekilin işi bitince, vekillik de biter. Sahibinin ölümü ile de, vekillik biter ise de başkasının hakkı karışmış ise bitmez” diyor. Başkasının hakkı derken kasdedilen nedir?
-
Bankalarda altın hesabı vardır. Altını bozdurup, lira karşılığını hesaba yatırıyorlar. Bu tutar kaç gram altına denk geliyorsa, hesabınızda o kadar para oluyor. Yani gram karşılığı lira oluyor. Altının gram değeri artarsa, hesaptaki para da artıyor; azalırsa, para da azalıyor. Hesapta fizikî olarak altın değil, lira tutuluyor. Hesaptan çekmek isteseniz, ancak lira çekebiliyorsunuz. Bu hesabı kullanmak şer’an uygun mudur?
-
Mushaf satmak caiz midir? Bir insan geçimini sağlamak için hat veya tezhible uğraşabilir mi? Dinî kitap satabilir mi? Caiz değil ise, kurbanlık satılması ya da imamlara maaş verilmesi de dinî ticarete âlet etmek değil midir?
-
Bilgisayar yazılı Mushafların okunmasının dinen mahzuru var mıdır?
-
Sosyal medyada paylaşılan Atatürk’ün, Mescid-i Nebevî’yi yıkma teşebbüslerine karşı çıkarak 1919'da Suud kralına mektup yazdığı doğru mudur?
-
Bir yazar "Başı açık namaz kılmak bedeviliktir" diyor. Şâfiî mezhebinde başı açık kılmak sünnet olduğuna göre, bu söz Şâfiî mezhebinin ictihadına hakaret olarak görülebilir mi?
-
Orhun (Yenisey) Âbidelerinde Uygur Hakanı’nın “Ey Kürt Beyleri” hitabı olduğu ve bu iddiadan hareketle Kürtlerin aslının Türk olduğu iddiaları hakkında ne dersiniz?
-
milletlerarasi-bir-konferansta-hindistan-âlimlerinden-muhammed-tahir-kadri--memleketlerin-darülharb-ve-darülislam-şeklinde-ayrilmasina-karşi-çikarak-beş-kategoriye-ayiriyor--darülislam-tarifinde-de-islâm-ahkâminin-tatbik-edildiği-yer-olarak-değil;-huzur-ve-barişin-yaşandiği-yer-olarak-izah-ediyor--günümüzdeki-birleşmiş-milletler-çatisi-altinda-bulunan-bütün-ülkelerin-darülahd-olduğunu-ve-bunun-da-darülislamla-ayni-olduğunu-söylüyor--bu-söyledikleri-muteber-midir-">
Milletlerarası bir konferansta Hindistan âlimlerinden Muhammed Tahir Kadri, memleketlerin darülharb ve darülislam şeklinde ayrılmasına karşı çıkarak beş kategoriye ayırıyor. Darülislam tarifinde de İslâm ahkâmının tatbik edildiği yer olarak değil; huzur ve barışın yaşandığı yer olarak izah ediyor. Günümüzdeki Birleşmiş Milletler çatısı altında bulunan bütün ülkelerin darülahd olduğunu ve bunun da darülislamla aynı olduğunu söylüyor. Bu söyledikleri muteber midir?
-
Mevcut olmayan malın satışı caiz olmadığına göre, henüz arsasından başka bir şeyi mevcut olmayan proje safhasındaki daire ve devre mülklerin satışı nasıl olur? Kat karşılığı daire alınabilir mi?
-
Bazı kadınlar temizlik devrelerinde kürsüflerinde ara sıra küçük lekeler görüyor. Doktorlara göre bu âdet olmayıp yumurtlama döneminde çatlamalardan kaynaklanıyormuş. Fakat beyazdan başka her renk adet sayıldığından ilk lekenin görüldüğü an adet başlangıcı kabul edilmekte ve böylece 10 gün âdet sayılmaktadır. Asıl âdet ise bu on günün sonunda veya daha sonra başlıyor. Ama on günü aştığı için temiz kabul edilip namaza başlanıyor. Ayrıca bu lekeler ara sıra göründüğü için 3 günden sonra sık sık gusl almak icap ediyor. Doktorlara göre âdet sayılmayan bu devre şer'an âdet sayılır mı?
-
Cemiyetlere bankaya para yatırıp ismini yazdırmak suretiyle kurban vekâleti vermek sahih midir?
-
Hazret-i Peygamber için kurban kesmenin caiz olmadığı, Hazret-i Ali’nin Resulullah’ın ruhu için kestiği kurbanları, Hazret-i Peygamber vasiyet ettiği için kestiğini işittim. Doğru mudur?
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163