Sual: Son günlerde İslam hukuku dersinin hukuk fakültelerinde mecburi olmasını Türk hukuk sisteminde bir değişikliğe hazırlık olarak görenlere ne dersiniz?
Cevab: Pek çok değil bildiğim kadarıyla sadece bir üniversitede mecburi ders oldu. Bunun dışında yeni kurulan ve daha faaliyete bile başlamayan bir iki fakültenin ders programında mecburi ders olarak gözüküyor. Ama istisnalar kaideyi bozmaz. Bilakis İslam hukuku pek çok üniversitede seçmeli ders bile değildir. Hukuk fakültesi, talebeye hukuk nosyonu kazandırır. Teknik okul değildir. Roma hukuku da uygulanmıyor ama senelerdir Türk talebelere zorla okutuluyor. Türk hukuk tarihi dersinde İslam hukuku sadece bir bahis olarak ve tarihi perspektiften anlatılır. Özüne girilmez.
Hukuk tarihi mecburi ders olduğu halde bazı hukuk fakültelerinde açılmıyor. Açılanlarda da ya tek sömestrlik ve iki saatlik bir derstir veya tek sömestrde seçmelidir.
Öte taraftan Pamukkale veya Bozok gibi bazı tarih fakültelerinde Türk hukuk tarihi dersi vardır, ama dersi veren hukukçular değildir.
İslam hukuku dersi 1982’de YÖK tarafından konuldu. İslam hukuku kürsüsü de o zaman kuruldu. Benim 30 senedir ders verdiğim Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde İslam hukuku dersi seçmelik olarak birkaç sömestr açıldı. Dersi birkaç sene evvela Prof. Akif Aydın hocamız ve sonra ben verdim. 28 Şubat darbesi üzerine yukarıdan gelen baskıyla bu ders kaldırıldı. Bir daha da kimse koymaya teşebbüs edemedi. Roma hukuku da İslam hukuku da, umumi hukuk tarihi de mecburi ders olmalıdır.
Türk hukuk tarihi derslerinin senelerce branş dışı hocaların verdiği İstanbul hukuk fakültesinde İslam hukuku dersinin enteresan bir hikayesi vardır. Vaktiyle fakülteden atılan, idare mahkemesi kararıyla dönen anayasa hukuku hocası Prof. Servet Armağan’ı sırf anayasa kürsüsüne almamak için, İslam hukuku kürsüsü kurulup oraya nakledildi.
Hukuk fakültelerinde Osmanlılar zamanından beri Roma hukuku mecburi derstir, kaldırılmış değildir. Fakültelerde ders koymak ve kaldırmak dersin muhtevasına göre YÖK ve üniversite senatosu veya fakülte kurulunun kararıyla olur. Fakültelere İslam hukuku dersi koymakla laik hukuktan sapmak arasında bir irtibat olamaz.
Fakültelerde bir hukuk tarihi kürsüsü olmasına rağmen, Roma hukuku nedense buna dahil edilmemiş, ayrı bir kürsü olarak varlığını sürdürmüştür. Roma hukuku ile İslam hukukunu mukayese etmek, birini diğerinin alternatifi olarak görmek isabetsizdir. Hukuk fakültesinde hepsi okutulmalıdır.
Kaldı ki İslam hukuku Türklerin 1000 senedir tatbik ettiği bir hukuktur. Bu hukukun mantığı ve dili Türk hukuk telakkisine işlemiştir. Modern Türk hukukuna tesirleri inkâr edilemez ebattadır. Vakıflardan araziye kadar pek çok mesele ve müessese İslam hukukunu bilmeden anlaşılamaz. Üstelik Kemalist hukuk devriminin yapıldığı 1926’dan evvel cereyan etmiş hukuki hadiselere İslam hukukunun tatbiki kanun gereğidir. Şu halde İslam hukukunun, elbette diğer hukuk sistemlerinin önünde gelmesi tabiidir.
Hukuk fakültelerinin çoğunda Türk hukuk tarihi dersi ideolojik sebeplerle kasıtlı olarak veya ehemmiyet verilmediği için branş hocaları dışındaki hocalara verdiriliyor. Böylece bir Türk talebe, Türklerin 1000 yıllık hukukundan habersiz bir şekilde hukuk fakültesinden mezun oluyor. Kimsenin bunu dile getirdiği yoktur.
Hukuk fakültelerinde ilahiyat formasyonlu hocaların istihdamı nadirdir. İlahiyatçıların hukuk fakültesinde verebileceği bir ders yoktur. Bazı akademisyenler ilahiyat fakültesi yanında hukuk fakültesini bitirip bu sahada kariyer yapmış olabilir. Bu bazılarını yanıltabilir. Öte taraftan ilahiyat fakülteleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarına göre kurulup faaliyet gösteren bir fakültedir. Burayı illegal bir kuruluş gibi lanse etmek tehlikelidir.
Yeni kurulan fakültelerde hukuk üst lisansına sahip hoca azlığından dolayı sadece ilahiyat değil, iktisat, idari bilimler gibi branşlardan hocalar ders vermekte veya idarecilik yapmaktadır. Hukuk fakültelerinde hukuk lisansı ve kariyeri olmayanların iktisat dersini bile vermesi tasvip edilemez.
Türkiye’de laik hukukun kaldırılması imkansızdır. Kaldırılsa bile İslam hukukunun tatbiki imkansızdır. Bir asırdır İslam hukukunun altyapısından habersiz bir kitle bu hukuku nasıl tatbik edecektir? Bu bir realitedir. Kaldı ki öyle sistematik bir hedef gözetilerek hareket edildiğini düşünmüyorum. Olsa olsa reklamdır. Ne öyle ciddi proje yürütebilecek bir samimiyet ve niyet, ne de onu yapabilecek insan malzemesi vardır.
Hukuk fakültelerinde hukuk telakkisinde son devirde bir paradigma değişikliği olduğu doğru değildir. Ancak sayıları Kıbrıs’takiler de sayılacak olursa neredeyse 100’e varan hukuk fakülteleri uzun zamandır, belki 50 senedir, üniversel prensiplere göre fakülte olarak değil, tatbikatçı hukukçular yetiştiren bir teknik okulu gibi muamele görüyor. Devlette böyle bir beklenti vardır. Dersler bu çerçevede işleniyor. Talebelerin hepsinin tatbikatçı olacağı farz ediliyor. Bu çok yanlıştır. Ama kimse buna kafa yormuyor. Bir İslam hukuku lafı çıktı, herkes ayağa kalktı, şaşırtıcıdır.
9 Şubat 2024 Cuma