Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • Aktüel
    • Akademik
    • English
    • Arabic
    • Diğer Diller
  • Programlar
    • Televizyon
    • Radyo
    • Youtube
  • Yazışmalar
    • Tüm Sualler
    • Sual Başlıkları
    • Sual Gönder
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder

Sual Başlıkları

“Cuma Namazı”

için arama neticeleri gösteriliyor
  • Sual: Cuma namazından sonra zuhr-ı âhir denilen namaz bid’at mıdır? Kılınmasa olmaz mı?
    Cevab: Cuma günleri zuhr-ı âhir (âhir zuhr, son öğle) denilen namazın kılınması zaruret sebebiyle kabul edilmiştir. Çünki Cuma namazının sahih olabilmesi için, namazın kılındığı yerin şehir olması, namazı sultanın veya nâibinin kıldırması gibi şartların yanında, bu namazın bir beldede tek bir câmide kılınması gerekir. Bunun için Anadolu’da Cuma namazları şehir ve kasabaların Câmi-i Kebîr (Ulu Câmi) adı verilen en merkezî büyük câmiinde kılınırdı. Rivâyete göre, İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe, Cuma günleri Dicle üzerindeki köprüyü kaldırtır, böylece Bağdad iki şehir hâlini alarak her birinde Cuma namazı kılınırdı. Sonraları şehirlerin büyümesi ve müteaddid câmilerde Cuma namazı kılınmaya başlanması üzerine ulemâ Cuma namazının sahih olmaması tehlikesine binâen o günki öğlenin farzı yerine geçecek “zuhr-ı âhir” adıyla dört rek’atlık namaz kılınmasını ictihad etmiştir. Dârülharbde Cuma namazı farz olmamakla beraber Müslümanlar toplanıp kılarsa, sahih olur. Bunu da özürsüz terk etmek câiz olmaz. (İbn Âbidîn).
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Hutbeyi üç basamakta okumanın hükmü nedir?
    Cevab: Hutbeyi Hazreti Peygamber’e uymuş olmak için minber üzerinde okumak sünnettir. Hazreti Peygamber’in minberi, istirahat yeri denilenden başka üç basamaktan ibaretti. Minber mihrabın solunda olmalıdır. (İbn Âbidîn.)
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Fıkıh kitaplarında İmam Ebu Yusuf'un Cuma namazı kıldıktan sonra, abdest aldığı kuyuda fare ölüsü görüldüğü söylendi. “Medîne’deki kardeşlerimize göre guslümüz sahihtir. Çünki, hadîs-i şerîfte, kulleteyn mikdarı suya necâset karışınca, üç sıfatından biri değişmedikçe necs olmaz buyuruldu” dediği ve namazını kurtarmak için başka mezhebi taklit ettiği bir hâdise anlatılıyor. Normalde bir müctehidin başka bir müctehidi taklid etmemesi gerekmez mi?
    Cevab: Müctehid ictihad etmediği bir mevzuda başka bir müctehidi taklid edebilir. İctihad ettiği mevzuda ise, ancak ihtiyaç olursa başka bir müctehidi taklid edebilir. Burada Cuma namazı tekrar kılınamayacağı için İmam Mâlik’i taklid etmiştir.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Hutbenin farzı nedir?
    Cevab: Hutbenin farzı İmam Ebu Hanîfe’ye göre elhamdülillah veya subhanallah yahut Allahü ekber gibi bir zikri söylemektir. Yani bunlardan birini söylese şart yerine gelmiş olur ise de bu kadarla iktifa etmek tenzihen mekruhtur. İmameyne göre bu kâfi değildir. Ayrıca bir teşehhüd mikdarı yahud üç ayet-i kerime okuyacak kadar hutbede bulunup hamd, salavat ve mü’minlere dua etmelidir.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Amerika’da şu an yaklaşık 4 haftadan beri, Afrika’daki hâdiseler başladığından beri, Cuma namazlarının ikinci rek’atlarında rükü’dan kalktıktan sonra secdeye gitmeden Arabi olarak, ama Kur'an-ı kerimde olmayan dualar okuyorlar. Buna ilk başlarken de bu yaptıklarının Peygamber Efendimizin sünneti olduğunu söylemişlerdi. Namazda Kur'an-ı kerimden başka veya bildirilen dualar ve salavatlardan başka bir kelâmın namazı bozacağını biliyorum. O halde bu şekilde dua yapan imamın arkasında Cuma namazı kılmaya devam etmek uygun olur mu?
    Cevab: Doğrudur. Müslümanların başına bir belâ geldiği zaman kunut duası okumak sünnettir. İbni Abidin vitr bahsinde der ki: “Hanefî mezhebinde vitrden başka namazda kunut okunmaz, Yalnız bir büyük musibetten dolayı imam âşikâre okunan namazlarda kunutu okur. Bazıları bütün namazlarda okuyacağını söylemişlerdir. Eşbah'da bildirdiğine göre vebâ hastalığı en büyük musibetlerden biridir. Böyle bir musibet zamanında imam âşikâre okunan namazlarda kunutu okur. Tahavî diyor ki: Bize göre sabah namazında kunut okunmaması musibet olmadığı zamanlardadır. Bir fitne veya musibet gelirse bunu okumakta beis yoktur. Bunu Rasûlüllah aleyhisselâm yapmıştır. Sabah namazında kunut okunması Hanefîlere göre nesholunmuştur. Ama musibet zamanında okunması bunun dışındadır. Bu kunut, rüküdan sonra okunur. Doğrusu budur. Önce yapılır diyen de olmuştur”. Bu sebeple Cumaya gitmemek ayrıca günah olur. Nitekim musibet olmasa bile sabah namazında Şâfiîler kunut okur. Bunlara uyan Hanefî’nin ellerini kaldırmadan bekleyeceği fıkıh kitaplarında yazılıdır.
    23 Mart 2011 Çarşamba
  • Sual: Cuma günü ezan okunduktan sonra alış-veriş yapmak mekruh olduğuna göre, Cuma namazı ile mükellef olmayanlara da alış-veriş yapmak mekruh mudur?
    Cevab: Cuma günü iç ezan okunduktan sonra imam Cuma'nın farzında selâm verene kadar işiyle meşgul olmak veya alış-veriş yapmak Cuma ile mükellef olanlara tahrîmen mekrûh olur. Nitekim kadınlar, Cuma ile mükellef olmadıklarından onlara mekruh değildir. (Ni’met-i İslâm, Tefsir-i Kurtubî)
    22 Mayıs 2011 Pazar
  • Sual: Amerika’da okuduğum şehirde Cuma namazları kılınan bir mescid var. Cuma namazlarını 1:30'a sabitlemişler; yaz kış bu vakitte kılıyorlar. Fakat bazen yazları 1:30’da vakit girmemiş oluyor. Kışın tabi böyle bir sorun olmuyor. Bu saatte direkt hutbeye çıkıp, yarım saat kadar hutbeden sonra namaza geçiliyor. Hutbe tabii ingilizce. Namazı kıldıran kişilerin itikatlarından tam emin değilim. Ama bu mescide ait internet sitesinde buranın sorumlusu gibi görünen insan sünnete seniyeye uymayan top sakallı bir kişi. Şu ana kadar Cumaları o vakitlerde üniversitede vazife olduğundan gidemiyordum. Fakat bundan sonra program değiştiğinden vakit uygun olabilecek. Cumalara gidelim mi?
    Cevab: Cuma namazı kılan ve bunun için mescid yapanlar, elbette vaktin namazın şartı olduğunu da bilirler. Cuma namazı öğle vakti girdikten sonra kılınır. 1:30’ta öğle vakti giriyor olsa gerek. Bazı takvimlerde 60 arzının üzerindeki yerlerde temkin mikdarı çok yüksek olabiliyor. Bu sebeple vakit girmediğini zannetmiş olabilirsiniz. Öğle vakti mevsimlere göre fazla değişmez. Zaten Cuma namazı hutbeden sonra kılınıyor. Hiç değilse hutbenin bir kısım ile farz olan namaz vaktinde kılınmış olur. Hutbe bütün dünyada Arapçanın yanında mahallî lisanlarda okunuyor. Bunun namaza bir zararı yok. Ancak tahrimen mekruhtur. Bunun vebali de böyle okuyana aittir, cemaate değil. Cemiyet sorumlusu ile Cuma namazının alakası olmayabilir. İslâm cemiyeti reisleri umumiyetle popüler şahıslardan seçilir. Top sakalı sünnet olarak bıraktığını bilemeyiz. Eğer sünnete uymak niyetiyle bir kabzadan kısa sakal bırakmışsa, bu bidattir. Köse ise, sakalı uzamıyorsa, moda diye veya sakal uzatamayıp tamamen kesmesi de mümkündeğilse, bidat denemez. Şafiî mezhebinde az bir sakal bile sünnet için kâfidir. Bid’at sayılmaz. Her gün traş olunsa bile, akşama bir mikdar sakal uzamış olur. Buna bid’at denemez. Cuma namazı farzdır. Dârülharbde Hanefi mezhebine göre farz olmamakla beraber, Müslümanlar toplanıp kılıyorsa, kılınır. Cemaatten ayrılmamalıdır. Fitneye sebep olur. Hem orada Müslüman gençlerle tanışırsınız. Size dünyevi faydaları dokunabileceği gibi, sizin de onlara emr-i maruf yapma imkânınız doğar. İnsanlara bu kadar soğuk ve peşin hükümlü bakmamak, hepsine acımak ve faydalı olmaya çalışmak lazımdır.
    14 Kasım 2011 Pazartesi
  • Sual: Güvenlik görevlilerinin cuma namazına gidememesi hakkında bilgi verir misiniz?
    Cevab: Özür sebebiyle gitmemek dârülharbde câizdir. Dârülislâmda zâten izin verirler. Çok kritik hallerde burada da gitmemek câizdir. Cuma namazına gidemeyen öğle namazını kılar.
    16 Kasım 2011 Çarşamba
  • Sual: Alışverişi ezan vakti yapmak mı mekruh, yoksa ezanı duyduğunda mı?
    Cevab: Cuma günü iç ezanla imam selâm verene kadar alışveriş mekruhtur. Bunun dışında, ezanı işiten her Müslümanın câmiye gitmesi sünnet-i müekkededir.
    23 Aralık 2011 Cuma
  • Sual: Mızraklı İlmihal’de "Cum'anın mekruhları beştir: Evveli, hatib efendi hutbede iken selâm vermektir. İkincisi Kur'an-ı Kerim okumaktır. Üçüncüsü ..." diye bir ibare var. Altı çizilen yerde kastedilen nedir?
    Cevab: Hatib hutbede iken, cemaat Kur'an-ı kerim okumaz.
    9 Şubat 2012 Perşembe
  • Sual: Osmanlıda hutbelerde Türkçe kullanılıyor muydu, yani sadece Arapça mı okunurdu?
    Cevab: Tamamı Arapça okunurdu. Hutbenin bu şekilde okunması vâcibdir. Zira hutbeden maksat, insanlara bir şey öğretmek değil, ibadettir. Türkistan ve Hindistan’da hâlâ böyle okunmaktadır.
    23 Mart 2012 Cuma
  • Sual: Cuma hutbesinin bir kısmını Türkçe okuyan imamın kıldırdığı cuma namazına gidilir mi? Bid’at mı oluyor?
    Cevab: Cuma hutbesinin Arapça okunması vâcib; bir kısmının başka dilde okunması bid’attir. Tamamının başka dilde okunması hâlinde hutbe sahih olmaz. Bid’at, bir namazın sıhhatine engel değildir. Mecburen böyle okunmaktadır. Hâli mechul olan, yani küfre düştüğü yahud bid’at ehli (Şiî veya Vehhabi) olduğu bilinmeyen imama hüsnü zan edilir ve arkasında namaz kılınır. Vesvese ve suizan caiz değildir. Türkçe hutbe okunmayan câmi Türkiye’de yoktur.
    4 Nisan 2012 Çarşamba
  • Sual: Binaların altında bulunan mescitlerde cuma namazı kılınabilir mi? Karşımızda bulunan bir sitenin mescidinde, müftülüğün verdiği bir imamla cuma namazı kılıyoruz. Bir arkadaşımız câmide ve kalabalık yerde kılmamız gerektiğini söyleyip kendisi gelmiyor?
    Cevab: Umumi izin varsa, yani isteyen herkes gelebiliyorsa kılınır. Müslümanlar toplanıp her yerde Cuma kılabilir. Dârülislâmda halifenin izni lâzımdır. Dârülharbde ise Müslümanların toplanması kâfidir.
    10 Nisan 2012 Salı
  • Sual: Bugün cuma namazı farz mıdır? Devlet izni ve namazı devlet reisinin kıldırması şart mıdır?
    Cevab: Şehirde, halifenin izni ile kendisinin veya vekilinin kıldırması şarttır. Dârülharbde cuma namazı farz değil ise de, müslümanlar toplanıp kılarlarsa sahih ve gitmek lâzım olur.
    10 Nisan 2012 Salı
  • Sual: Güvenlik görevlilerinin cuma namazına gidememesi hakkında bilgi verir misiniz?
    Cevab: Dârülharbde nafakasından olacaksa, gitmeyebilir. Öğleni kılar.
    10 Nisan 2012 Salı
  • Sual: Bu hutbelerde bildiğim kadarıyla imamın eline bir kâğıt veriliyor. Oradan okuyor. Meselâ o kâğıtta bir harama helal denebiliyor. Yani küfre düşürücü bir şey yazabiliyor. İmamın onu okuması zaruretten midir? O sözü okuyan imama hüsnü zan mı etmeliyiz?
    Cevab: Ben hiç bir hutbede böyle bir şeye rastlamadım. İmamın, küfre düşürecek söz söylemesi beklenmez. Hutbede, imamın eline kâğıt verilmiyor. İmamlar bu hususta serbesttir. Ama hazırlamaya üşendikleri için yukarıdan gönderilen hutbe numuneleri ile iktifa ediyorlar.
    14 Nisan 2012 Cumartesi
  • Sual: Cuma namazında Oturarak hutbe okuyan imamlar görüyorum. Oturarak Cuma hutbesini okumak caiz olur mu? Hutbe sahih olur mu?
    Cevab: Câizdir. Sahihtir. Hutbeyi ayakta okumak sünnettir.
    16 Nisan 2012 Pazartesi
  • Sual: Cumayı kıldırmakla vazifeli bir imam, Cumayı kıldırmadan evvel, o günün öğle namazının farzını kılarsa, câmiye gelip Cuma namazını kıldırabilir mi?
    Cevab: Hanefî’de cumadan evvel öğleyi kılanın namazı haram işlemekle beraber sahihtir. Binaenaleyh bu kişi Cuma’yı kıldıramaz. İmam Züfer ve üç imam buna muhaliftir.
    16 Nisan 2012 Pazartesi
  • Sual: Fıkıh kitaplarında namazı şehirde kılmak Cuma namazının eda şartı olarak sayılıyor. Şehir de cemaati en büyük câmiye sığmayan yer, olarak tarif edilmiş. Burada şehirden ve en büyük câmiden kasıt nedir?
    Cevab: Şehir, halife tarafından tayin edilen kadısı, polisi olan, çarşısı bulunan yerdir. Hanefî mezhebine göre köylerde ve sahrada Cuma kılınmaz. En büyük cami, kasaba ve şehirlerdeki ulu camilerdir. Bugün için Müslümanların toplanıp Cuma kılabildiği her yerde Cuma kılınır.
    22 Nisan 2012 Pazar
  • Sual: Fıkıh kitaplarında namazı devlet reisi veya vâlinin izni ile kılmak, Cuma namazının eda şartı olarak sayılıyor. Bu hüküm şeriat devleti için mi geçerlidir?
    Cevab: Darülislamda, yani İslâm hukukuna göre idare olunan yerlerde Cuma namazı kılmak farzdır. Bunu halife veya bunun izin verdiği kimse (imam-hatib) kıldırır. Bugün için halife olmayan yerlerde, cuma namazı Hanefî mezhebine göre farz olmamaktadır. Ama Müslümanlar toplanıp bir imamın arkasında Cuma kılarlarsa, sahih ve buna uymak caiz olur.
    22 Nisan 2012 Pazar
  • Sual: Fıkıh kitaplarında Cuma namazının eda şartları sayılırken “câmi kapılarını herkese açık tutmak” yazıyor. Bu hüküm sadece Cuma namazı için midir? Mesela bazı talebe yurtlarında veya işyeri mescidlerinde Cuma namazı kılınıyor. Cuma namazı kılınırken bu mescid herkese açıktır; fakat diğer zamanlarda dışarıdan gelen biri istediği gibi giremez. O zaman bu hüküm yerine getirilmiş olur mu?
    Cevab: Cuma için kapıların açık olması kâfidir.
    22 Nisan 2012 Pazar
  • Sual: Bazı camilerde cuma hutbesi esnasında imam sesle dua ediyor, cemaat de ellerini açıyor ve amin diyerek iştirak ediyor. Böyle duaya katılmak uygun olur mu?
    Cevab: Hutbede hatib dua edince, cemaat içinden âmin der. Allahü tealanın ismini söyleyince içinden celle celâlühü der. Hazret-i Peygamber’in adını anınca içinden salevatı getirir. Hatib dua ettiği zaman, cemaatin ellerini açıp âmin demesi mekruhtur. Bu sebeple elleri açmamalı, âmin de dememelidir. Fitne çıkacaksa eller açılır gibi yapılır.
    8 Mayıs 2012 Salı
  • Sual: Fıkıh kitaplarında imamın Cuma ve bayram namazlarından başka her namazda birinci rek’atte, ikinci rek’atte okuduğunun iki misli okuması sünnettir buyuruluyor. Cuma ve bayram namazının bu hükümden hariç tutulmasının sebebi nedir?
    Cevab: Sabah namazının birinci rek'atinde, ikinci rek'atinden daha uzun okumak, bil'icmâ' sünnettir. İmam Muhammed bütün namazların ilk rek'atlerinde, ikinci rek'atlerinden daha uzun okumayı müstahsen görmüştür. Fetva da bunun üzerinedir. Cum'a ve Bayram namazlarında iki rek'at arasındaki kıraat farkı üzerinde ihtilâf edilmiştir. Bu hususta bazı âlimler bu iki rek'at arasındaki fark, üçte bir ve üçte iki nisbetinde olmalıdır. Üçde iki, birinci rek'atte; üçde bir de, ikinci rek'atte okunmalıdır, demişlerdir.

    Nafile namazının her şefinde (her çift rek’atinde) birinciyi ikinciden uzun tutmak mekruhtur. Meğer ki, Hazret-i Peygamber’den veya bir sahabiden bunun hilafına bir nakil olsun. Vitirin ilk rek’atinde, Sûre-i A’lâyı ve ikinci rek’atinde Kâfirûn ve üçüncü rek’atinde ihlâs sûresini okumak gibi. Vitir dahi kıraat bakımından nâfile gibidir. Mezkûr kerahet, Şeyhayn (İmam Ebu Hanife ve Ebu Yusuf) indindedir. İmam Muhammed uzatmayı ihtiyar etmiştir. Farza gelince: Mezkûr uzatma, sabah namazında bilicmâ sünnettir. İmam Muhammed’e göre sabah namazının dışındaki namazlarda da sünnettir.

    Bütün namazlarda, ikinci rekâtı, birinci rekâttan üç ve daha ziyade âyetle uzatmak mekruhtur. Daha azı mekruh değildir. Nitekim Hazret-i Peygamber’in, sabah namazını Muavvezeteyn ile kıldıkları olmuştur. İkinci sûre (Nâs) birinci sûreden (Felâk) bir âyet uzundur. Nafilenin üçüncü rekâtı, yeni bir namazın başı demek olduğundan, onu, evvelkilerden uzun tutmak, mekruh olmaz. Çünkü, nafilenin her şefi (her iki rek’ati) müstakil bir namazdır. Bu mekruhluk, sünnet ile gelen dışındakilerde tenzihîdir. Nas olan yerde kerahet yoktur. Hazret-i Peygamber, Cuma ve bayram namazlarının ilk rek’atlerinde, Sûre-i A’lâ ve ikinci rek’atlerinde Sûre-i Gâşiye’yi okurdu. İkincisi, birinciden yedi âyet uzundur. Ziyade, sûrelerin ihtilâfı ile muhtelif olur. Eğer sûreler kısa ise, üç âyetten ziyade olmakla mekruhtur; sûreler uzun ise yedi âyetten az ziyade olmakla mekruh değildir. (Nimet-i İslâm)
    13 Mayıs 2012 Pazar
  • Sual: Fabrikalarda, hastanelerde, benzin istasyonlarında ve alışveriş merkezlerinde namaz için tahsis edilen yerler mescid hükmünde midir? Burada da Cuma namazı kılınır mı?
    Cevab: Mescid olarak ayrılmış ise, mescid hükmündedir. Abdestsiz girmek mekruhtur. Burada ve her yerde Cuma kılınabilir.
    20 Mayıs 2012 Pazar
  • Sual: Beş vakit farz namazlarında vaktin farzını kılmaya diye niyyet edebiliyorken Cuma namazına “vaktin farzını kılmağa uydum hazır olan imama” diye niyet etmek sahih olur mu?
    Cevab: İhtilaflı olmakla beraber, böyle niyeti sahih görmeyen kavil kuvvetlidir. (İbni Abidin)
    23 Haziran 2012 Cumartesi
  • Sual: İmâmın öğleyi mi, cum'ayı mı kıldığını bilmeyen bir kimse niyetini nasıl yapar? İkisine birden niyet etmesi câiz olur mu?
    Cevab: Cum’aya niyet eder. (İbni Abidin)
    24 Haziran 2012 Pazar
  • Sual: İş veya sağlık sebebi ile hutbenin en sonunda câmiye gidilse, Cuma namazı kabul olur mu? Hutbenin başında câmide olmak gerekir mi?
    Cevab: Hutbe Cuma namazının şartıdır. Hutbe olmazsa, namaz sahih olmaz. Hutbeyi dinlemek de vâcibdir. Bir özürle kaçırmış ise, Cuma Hanefî mezhebinde sahihtir. Özürsüz kaçırmış ise tahrimen mekruh işlemiş olur.
    12 Temmuz 2012 Perşembe
  • Sual: Cuma hutbesi sırasında hatib yüksek sesle ve Türkçe dua etmektedir. Bu duaya iştirak etmek lâzım mıdır?
    Cevab: Cuma hutbesinde hatibin sessiz veya yüksek sesle Arapça dua etmesi câiz, hatta mendubdur. Ancak hutbeyi başka dil ile okumak câiz olmadığı gibi; hatib duaya başlarsa, cemaatın el kaldırmaları ve âşikare dil ile âmin demeleri câiz olmaz. Bunu yaparlarsa günahkâr olurlar. Bazıları günahkâr değil, isâet etmiş olacaklarını söylemişlerdir. Sahih olan kavil birincisidir. Fetvâ da ona göredir. Kezâ Peygamber aleyhisselâmın ismi zikredilince cemaatın aşikâre olarak salavât getirmeleri câiz değildir. Bunu kalbleri ile yaparlar. Fetvâ buna göredir. Hutbeyi sessizce dinlemek farzdır. Konuşana sus demek bile câiz değildir. (İbni Abidin). Hutbe ibâdettir, ilim öğrenme vasıtası değildir. Müslüman için haftada bir gün hutbedeki iki kelime ile ilim öğrenilemez. Hutbede söylenecek sözler bellidir: Hamdele, salvele, tesbih, dua, âyet-i kerime ve nasihat. Cuma'ya devam eden müslümanlar, hutbede neler söylendiğini üç aşağı beş yukarı zaten bilir. Selçuklu ve Osmanlı Türklerinin lisanı Türkçe olduğu halde, Cuma hutbeleri asırlarca dine uygun olarak Arapça okunmuş; hutbenin mânâsını cemaate anlatmak üzere Cuma’dan önce vaazlar konulmuştu. Üstelik hadis-i şerifte "Hutbeyi kısa, namazı uzun tutunuz" buyurumaktadır. Şimdi bunun tam hilâfı yapılmaktadır. Cuma hutbelerinin Türkçe okunması, 1927 yılında Tek Parti iktidarının müftüsü tarafından imamlara emredilmiştir. İmamlar, hutbenin sıhhatini muhafaza için yarısını eskiden olduğu gibi Arapça, yarısını hükümetin istediği gibi Türkçe okuyarak ortalama bir formül bulmuşlardır. Hutbede Türkçe dua okunması, cemaatin yüksek sesle âmin demesi ve hutbenin sonundaki “İnnallahe…” âyet-i kerîmesinin meâlini verilmesi âdeti, iki önceki diyanet işleri reisinin emriyle ortaya çıkmış garib tatbikatlardandır.
    12 Temmuz 2012 Perşembe
  • Sual: Hatib, hutbeyi okuduktan sonra abdesti bozulsa, hutbe okunurken hazır bulunmayan ve daha sonra gelmiş bir kimseyi cuma farzını kıldırmak üzere yerine geçirebilir mi?
    Cevab: Cuma namazını hutbeyi okuyan hatibden başkasının kıldırması câiz ise de hilâf-ı evlâdır. Namazı, hutbeyi okuyan kıldırır. Sultanın veya hatibin izniyle, başkası da kıldırabilir. (İbni Abidin)
    26 Temmuz 2012 Perşembe
  • Sual: Hatibin hutbe okurken taharet üzere bulunmasının hükmü nedir?
    Cevab: Cünüb iken bile hutbe okumak sahih, ama mekruhtur. (İbni Abidin)
    26 Temmuz 2012 Perşembe
  • Sual: Cuma, sahur ve cenâze için salâ vermek caiz midir?
    Cevab: Cuma salâsı âdeti Mısır’da başlamıştır. Hicrî 700 senesinde Mısır Sultanı Melik Nâsır bin Mensûr, Cuma ezânından önce minârelerde salât ve selâm okutmuştur. Sabah salâsı çok eski bir âdettir. İsrâîl Peygamberleri, sabah ezânından önce tesbih okurlardı. Eshâb-ı kirâmdan Mesleme bin Muhalled, Mısır’da vâlî iken, Hicrî 58 senesinde, Halife Muaviye’nin emri ile ilk minâreyi yaptırıp, müezzin Şerhabîl bin Âmir’e sabah ezânından önce salât verdirdi. (Mir’at-ı Haremeyn). Ezândan sonra salât ve selâm getirmek, ilk olarak Hicrî 781 veya 791 senesinde Mısır’da Sultân Nâsır Salâhüddîn’in emri ile başladı. Sonra Cuma günü de okundu. On sene sonra akşam namazının ardından getirildi. Sonra Cuma ve pazartesi geceleri akşam namazı akabinde okundu. Şam'ta buna tezkir derler ki, cuma günü öğle ezanından önce okunan salâ gibidir. Bu bid’at-ı hasenedir. (İbni Âbidin). Hanefîlerin yaşadığı memleketlerde Cuma gecesi yatsıdan evvel; Şâfiî memleketlerinde ise ezanın hemen ardından getirilir.
    Cenâze salâsı hakkında ise ihtilâf olundu: Bazı âlimler “Cenâze olduğunu bildirmek için minârelerde salât okunması muteber kitaplarda yazılı değildir. Şu halde bid’atdir. Okutmamalıdır” demiştir. Buna mukabil İmam Şa’ranî Uhûdü’l-Kübrâ kitabında Abdullah bin Mes’ud’dan naklen ölü için salâ vermenin mahzurlu olmadığını söylüyor. Mısır Başmüftüsü Bahîtül-Mutiî, Ahsenü’l-Kelâm kitabında, salânın cevazına delil gösteriyor. Ölünün ardından salâ verilmesi, cenâze için cemaatin toplanmasını temin maksadına matuftur. Nitekim Hindiyye’de der ki: Ölen kimsenin, akrabalarına ve komşularına ölümünü haber vermek müstehabdır. Böylece, onlar o kimsenin, cenaze namazını kılarak ve ona dua ederek, hakkını eda etmiş olurlar. Cevheretü'n -Neyyire'de de böyledir. Bazı âlimler, bir şahsın ölümünü ilan için, sokakta bağırmayı kerîh görmüşler; bazıları ise, bunda bir beis görmemişlerdir. Serahsî'nin Muhît'inde de böyledir. İbni Abidin Cenaze bahsinde "Öldüğü, komşularına ve yakınlarına bildirilir. Ölen kimse âlim veya zâhid yahut kendisiyle teberrük olunan bir zat ise bazı müteahhirîn âlimleri, cenazesi için sokaklarda ilân yapılmasını iyi görmüşlerdir. Lâkin bu iş onu büyüterek yapılmamalıdır" der. Seyyid Abdülhakîm Efendi, Sefer-i Âhiret Risâlesi’nde, “Vefâtın i’lâm ve işâasına be’s yokdur (Ölümün bildirilmesi ve yayılmasında mahzur yoktur] demektedir.
    2 Ağustos 2012 Perşembe
  • Sual: Cuma namazında hatib minbere çıkmadan evvel müezzinin yüksek sesle “İnnallahe ve melâiketehu..” âyet-i kerimesini okuması bid’at mıdır?
    Cevab: İhtilaflıdır. Dürrü’l-Muhtâr’da diyor ki: İmam Ebu Hanîfe, imam hutbe okumak üzere minbere çıktıktan sonra konuşmayı mekruh görür. İmameyn’e göre, hutbeden evvel veya sonra konuşmakta beis yoktur. Bu izaha göre mutad terkıyye İmam-ı A'zam'a göre mekruh, İmameyn’e göre mekruh değildir. İbni Âbidin burayı şerhederken diyor ki: Mutad terkıyyeden murad; “İnnallâhe ve melâiketehü yusallûne ale’n-nebiyy, yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve’s-sellimû teslîmâ” [Şüphesiz Allah ve melekler Nebi’ye salât ederler. Öyleyse ey iman edenler, siz de ona salât ve selâm ediniz!] âyet-i kerîmesi ile müttefekun aleyh olan “Cuma günü imam hutbe okurken arkadaşına sus dersen muhakkak gevezelik etmiş olursun” meâlindeki hadîs-i şerifi okumaktır. Allâme İbni Hacer Tuhfe namındaki eserinde bunun bid'at olduğunu söylemiştir. Çünkü ilk devirden sonra ortaya çıkmıştır. Bazıları “Lâkin bu bid'at-i hasenedir. Zira âyet-i kerime herkese mendub olan salât ve selâmı çok yapmaya teşvik etmektedir. Bâhusus bugün bu çok lâzımdır.” demişlerdir.
    7 Ağustos 2012 Salı
  • Sual: Cuma’nın ikinci rek’atinin rükû’una yetişemeyen bir kimse, niyetini Cuma’nın farzı olarak mı, yoksa öğlenin farzı olarak mı yapar?
    Cevab: Cumanın farzı olarak iki rek’at kılar. İmam Muhammed dört rek’at olarak öğle farzını kılar demiştir; ama onun kavli tercih edilmemiş.
    5 Mart 2013 Salı
  • Sual: Bir kimse vakit namazını evinde kılacak olursa, imamın câmide namazı kıldırmasını beklemek mecburiyetinde midir?
    Cevab: Hayır. Özürsüz Cuma namazına gitmeyen kimsenin, şehirde Cuma namazının farzı kılınmadan o vaktin farzını kılması câiz değildir. Sadece Cuma namazına bir özür sebebiyle gidemeyen, evinde o vaktin öğlen namazının farzını kılarken, cemaatin Cuma namazının farzını kılmasını beklemesi gerekmez.
    17 Nisan 2013 Çarşamba
  • Sual: Cuma günü için gusletmek sünnet olduğuna göre, bir kimse Cuma günü cünüb olsa, ikisine bir gusl kâfi gelir mi?
    Cevab: Gelir. Cuma günü gusletmenin hikmeti, hem müminlerin bayramı olan Cuma gününe hürmet, hem de büyük cemaatle kılınan Cuma namazında cemaati rahatsız etmemektir. Cuma günü, hatta perşembeyi cumaya bağlayan gece yıkanılsa, sünnet yerine gelir. (İbni Abidin)
    28 Nisan 2013 Pazar
  • Sual: Cuma hutbesinde sultana dua etmek bid’at midir?
    Cevab: Ebu Nuaym’dan gelen haberde Abdullah bin Abbas radıyallahü anh, Basra’da minberde hutbe okuduğu zaman, sultan için, “Allahümme aslih abdeke ve halîfeteke bilhakkı emîrelmü’minîn”
    (Ey Allahım! Senin kulun ve hak üzere müminlerin emiri olan halîfeni ıslah eyle!) diye dua ederdi. Sultana ve onun vâlilerine, ıslah, hakka yardım, adaleti yerine getirme ve düşmana karış muzaffer olmaları için dua etmek mendubdur. Hasan Basrî der ki: Benim müstecab bir duam olduğunu bilseydim, muhakkak onu sultana tahsis ederdim. Çünki onun hayrı umumidir.” (Berika, Lisan Âfetleri, II/366). Görülüyor ki, hutbede sultana hayır dua etmek bid’at değil; sahâbeden kalma bir âdettir. Şu halde müstehabdır. Osmanlılar zamanında hatib ikinci hutbede salli ve bâriklerden sonra zamanın halîfesi için şöyle dua ederdi: “Allahümme eyyid ve’nsur ve’hfaz abdeke ve halîfeteke essultanel-a’zâm vel-hakânel-muazzam mevlâ mülûki’l-arabi ve’l-acem hâdimel-haremeyniş-şerîfeyn elâ ve huvessultanübnis-sultanübnis-sultan Abdülhamîd Hân ibnüssultan elgâzî Abdilmecîd Hân ibnüssultan elgâzî Mahmûd Hân halledallahü hilâfetehu ve eyyede bil’adli saltanatehu ve efâde alelâlemîne birrehu ve ihsâneh.” (Mecmua-i Hutbe-i Şerîf, 1284 tarihli taşbaskısı, sahife: 7)
    4 Mayıs 2013 Cumartesi
  • Sual: Cuma günü hatib minberin merdivenlerinden çıkarken hangi duaları okur?
    Cevab: Hatib hutbe için kalkıp, daha minberin kapısına gelmeden: “Bismillah velhamdülillah vessalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ecmaîn” okur. Minberin kapısına geldiğinde “Allahümmeftah aleynâ ebvâbe rahmetike ve yessir lenâ esbâbe ni’ameke ve keremike yâ erhamerrâhimîn” deyip ellerini yüzüne sürer. Minberin üçüncü basamağında: “Rabbi’şrahlî sadrî ve yessir lî emrî ve’hlul ukdeten min lisânî yefkahu kavlî ve üfevvidü emrî ilallah” dedikten sonra “Rabbi kad âteytenî minelmülki ve allemenî min tevilil-ehâdis. Rabbî zidnî ılmen ve fehme ve elhıknî bissâlihîn. Vahfıznî minesselâsili ve’l-ağlâl. Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ecma’în”. Veya “Rabbenâftah beynenâ ve beyne kavminâ bilhakkı ve ente hayrülfâtihîn. Rabbî zidnî ılmen ve fehme ve elhıknî bissâlihîn” der. Yedinci basamağa geldiğinde şöyle der: “Allahümme hâze’ş-şe’ni leyse bişe’nî ve hâle’l-mekâne leyse bi-mekânî. (Sübhâneke lâ ılme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel-alîmül-hakîm.) Allahümme yessir lî emrî ve tekabbel minnî ve selâmün alâ cemi’il-enbiyâi ve’l-mürselîn. Velhamdü lillahi rabbilâlemîn”. Sonra oturub iç ezanın okunmasını bekler. Bu duaları okumak müstahsendir. Yüksek sesle okumak bid’attir. (Mecmua-i Hutbe-i Şerîf, 1284 tarihli taşbaskısı, sahife: 2-3)
    4 Mayıs 2013 Cumartesi
  • Sual: Seferi olan kaldığı yerde bir özrü yokken oruç tutmasa ve cum'a namazına gitmese günah olur mu?
    Cevab: Olmaz. Efdal olan tutmak ve yapmaktır.
    25 Temmuz 2013 Perşembe
  • Sual: Napolide talebeyim. Metroyla ulaşabileceğim bir câmi var. Cuma namazına gitmediğim zaman kalbim mühürlenir mi?
    Cevab: Hanefî mezhebine göre dârülharbde Cuma namazı farz değil ise de, Müslümanlar toplanıp Cuma namazı kılıyorsa, imkân dâhilinde gitmek lâzımdır.
    26 Ekim 2013 Cumartesi
  • Sual: Cuma namazı, polislere ve askerlere farz mıdır?
    Cevab: Evet.
    8 Aralık 2013 Pazar
  • Sual: Zuhr-i âhir namazı, Cum'a namazından önce kılınır mı?
    Cevab: Hayır.
    8 Aralık 2013 Pazar
  • Sual: Cezaevinde yatan mahkûmlar cuma namazını nasıl kılacaktır?
    Cevab: Bunlara Cuma namazı farz değildir.
    30 Aralık 2013 Pazartesi
  • Sual: Cuma vaktinde dersi olan talebenin Cuma namazına gitmediği için mesuliyeti var mıdır?
    Cevab: Hayır. Öğle namazını kılar. Cuma vakti ders koyup talebeye cumaya gitme izni verilmeyen bir memlekette, Cuma namazı zaten farz değildir.
    9 Mart 2014 Pazar
  • Sual: Zuhr-i âhir namazı, Cuma’nın farzından evvel kılınabilir mi?
    Cevab: Hayır, Cuma’dan sonra kılınır.
    28 Nisan 2014 Pazartesi
  • Sual: Bir alışveriş merkezinin dua odası adıyla açmış olduğu mescidde, Cuma namazı için izin alınmadığı için, cuma namazı kılınabilir mi?
    Cevab: Hanefî mezhebinde halifenin olmadığı yerlerde, müslümanlar halka açık bir yerde toplanıp cuma namazı kılarlarsa, sahih olur. İzin almaya ihtiyaç yoktur.
    20 Ekim 2014 Pazartesi
  • Sual: Adına hutbe okutmak ne demektir?
    Cevab: Hutbede, zamanın padişahının ismi zikredilir ve ona hayır dua edilir. Bu bir hâkimiyet alâmetidir.
    20 Ekim 2014 Pazartesi
  • Sual: Bir kimse Cuma hutbesine yetişemese, ancak Cuma namazının son oturuşuna yetişse, Cuma namazına yetişmiş olur mu?
    Cevab: Olur. Ama özürsüz olarak hutbede hazır bulunmamak günah olur. Zira hutbe Cuma’nın şartı ve onu dinlemek de vâcibdir.
    16 Ağustos 2015 Pazar
  • Sual: Teşrik günlerinde zuhr-i âhir namazından sonra teşrik tekbiri gerekir mi?
    Cevab: Hayır. Cumanın farzından sonra getirilir.
    6 Eylül 2015 Pazar
  • Sual: Seferde zuhr-i âhir namazı kaç rek’at kılınır?
    Cevab: İki.
    6 Eylül 2015 Pazar
  • Sual: Askere Cuma namazı için izin verilmezse, gitmemesi günah olur mu?
    Cevab: Esir hükmünde olana Cuma namazı farz olmaz. Öğleni kılar.
    21 Ocak 2016 Perşembe
  • Sual: Özür sebebiyle cuma namazına gidilemediği zaman, öğle namazını ezan okunur okunmaz kılınabilir mi?
    Cevab: Cemaatin cuma namazını bitirmesini beklemek müstehabdır.
    18 Nisan 2016 Pazartesi
  • Sual: Cuma namazında kılınan ilk dört rek’at ve son dört rek’at sünnet, öğle namazının farzı ve sünneti yerine geçer mi?
    Cevab: Cumanın farzından sonra kılınan dört rek’at zuhr-i âhir, eğer Cumanın şartları yerine gelmemişse, öğlenin farzı, onun önündeki 4 ve ardındaki 2 rek’at sünnetler ise öğle namazını sünneti yerine geçer. Resulullah aleyhisselâm Cuma namazından sonra 6 rek’at nafile namaz kılardı.
    18 Nisan 2016 Pazartesi
  • Sual: Darülharpte cuma namazı kılınmaz diyen bir kişinin nikahı düşer mi?
    Cevab: Küfre sebep olmaz. Farz değil, ama kılınırsa yerine geçer.
    19 Şubat 2017 Pazar
  • Sual: Şirketlerin, kampüslerin mescidinde Cuma namazı kılmak caiz midir?
    Cevab: Cuma namazının edasının şartlarından biri de izm-i âmmdır. Câminin kapısı kapatılsa ve içeriye kimse alınmasa, Cuma caiz olmaz. Şirketlerdeki mescidlerde Cuma câiz olmaz. Ama dışardan velev hüviyet bırakıp kart almak mukabili de olsa insanların girip Cuma kılmasına izin veriliyorsa, Cuma kılmak caiz olur. AVM mescidlerinde izm-i âmm vardır. Hava meydanının kargo kısmı, emniyet sebebiyle dışardan Cuma namazı için girişe izin verilmeyen, 1000 kişilik büyük bir komplekstir. Fıkıh kitaplarında der ki: Hükümdar kalede veya sarayında kapıyı kapatıp maiyetiyle Cuma kılsa caiz olmaz. Ama kale kapısı fitne, düşman korkusu ve benzeri sebeple kapatılsa, içerideki câmide Cuma kılmak caiz olur. Hele başka câmi varsa, hiç mahzuru yoktur; çünki cemaat cumadan engellenmiş değildir. Kargo istasyonu da bunun gibi müstakil bir şehir olarak kabul edilebilir ve içinde Cuma kılmak caiz görülebilir. Üniversite mescidi de böyledir. (İbni Abidin-Cuma bahsi).
    12 Haziran 2017 Pazartesi
  • Sual: Mâlikî mezhebinde Cuma namazının farz olması için Hanefî mezhebinden farklı olarak neler vardır?
    Cevab: Hanefî’de en az imamdan ayrı iki veya İmam Muhammed’e göre üç erkek bulunmalıdır. Mâlikî’de misafir olmayan 12 kişi olmalıdır. Şâfiî’de cumanın kendisine farz olduğu 40 kişinin bulunması şarttır. Mâlikî’de imamın mukim olması, namazın devamlı Cuma kılınan câmide kılınması, Cuma kılınan yerin şehir olması şarttır. Mâlikî’de halifenin izni de şart değildir.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: Seferî olan birisi, mukim cemaate Cuma namazında imam olabilir mi?
    Cevab: Evet.
    5 Nisan 2018 Perşembe
  • Sual: Cuma hutbesinde “Sultanın, hükûmet adamlarının adlarını söylemesi câiz değildir” sözünü nasıl anlamalıdır?
    Cevab: Okunur; onlarda bulunmayan vasıflarla zikretmek doğru değildir. İlk halifeden beri hutbede halifenin isminin okunması ve ona dua edilmesi âdettir.
    5 Nisan 2018 Perşembe
  • Sual: Cuma namazında hutbenin dinlenmesi cumanın farzı mıdır?
    Cevab: Hutbe okumak farzdır; hutbeyi dinlemek de vâcibdir. Ama dinlemek Cumanın farzı değildir; kimse dinlemese bile Cuma sahih olur.
    15 Nisan 2018 Pazar
  • Sual: Cuma hutbesinden sonra hoca allahümmensur... diye başlayan duayı okurken, cemaatin elini açıp amin demesi mahzurlu mudur?
    Cevab: Burası da hutbeye dâhildir. Hatib, dua ederken, eli açmak, âmin demek, konuşmak, dil ile salavat getirmek mekruhtur.
    15 Nisan 2018 Pazar
  • Sual: Cuma günü imam hutbe okurken gelip sünnete durmanın hükmü nedir?
    Cevab: İmam hutbe okumak üzere minbere çıkmış ise sünnete durmak mekruhtur.
  • Sual: Cuma namazında hutbenin dinlenmesi cumanın farzı mıdır?
    Cevab: Hutbe okumak farzdır; hutbeyi dinlemek de vâcibdir. Ama dinlemek Cumanın farzı değildir; kimse dinlemese bile Cuma sahih olur.
  • Sual: Cuma günü sünnet olduğu için gusleden kimsenin sonradan abdesti bozulup yeniden abdest alsa, cumaya bu abdestle gitse, Cuma günü gusletme sünnetinden mahrum kalır mı?
    Cevab: İmam Ebu Yusuf’a göre kalır; yeniden guslederse bu sevabı alır. Hasan bin Ziyad’a göre, maksat o gün temiz olmaktır. Sünnet yerine gelir. (Mebsut-i Serahsi)
  • Sual: Aşırı izdiham sebebiyle cuma namazının ikinci kez kılınması mümkün müdür?
    Cevab: Cuma namazı tekrar kılınmaz. Bedeli öğle namazıdır.
  • Sual: Cuma namazı bugün için farz değildir diyenler var. Kılınmasa mesuliyeti yok mu?
    Cevab: Dârülharbde, yani şer’î hükümlere göre idare olunmayan yerlerde halife bulunmadığı için Hanefî mezhebinde farz değilse de Müslümanlar toplanıp Cuma kılarlarsa bu sahih olur; öğle farzı yerine geçer. O halde Cuma namazına gidilir. Diğer üç mezhebde bu şart aranmaz; diğer şartları varsa, her yerde kılmak farzdır. 
    26 Ekim 2018 Cuma
  • Sual: Kışın cemaati cuma namazında 2 kişi olan bir köydeki imamın Ebû Yusuf kavline göre cumayı bu 2 kişi ile kılması caiz olur mu?
    Cevab: Olur.
    28 Ocak 2019 Pazartesi
  • Sual: Hiç kimseden izin almadan 5-10 arkadaş talebe yurdunun mescidinde cuma namazı kılsak caiz olur mu?
    Cevab: Dârülharbde Müslümanlar toplanıp aralarından birisini imam seçerek Cuma namazı kılabilirler. Ancak kapının herkese açık olması lazımdır. Talebe yurdunda bu nasıl tahakkuk eder, bilinmez.
    5 Nisan 2019 Cuma
  • Sual: Cuma namazının farzından sonraki nafileleri özürsüz veyahut özürle geciktirerek ikindi vaktine kadar kılmakta beis var mı?
    Cevab: Kılınabilir ise de, özürsüz olursa sevabı az olur.
    15 Haziran 2019 Cumartesi
  • Sual: Günümüz hutbelerinde 4 halifenin ismini zikredenler var, zikretmeyenler var. Bunun gereği var mı?
    Cevab: Sahabe-i güzin, hutbelerde dört halifenin ismini okumuştur. Sahabenin tatbikatı, şeriatte delildir. Hutbede 4 halifelerin ismini zikretmek ve zamanın halifesine dua etmenin müstehab olduğu fıkıh kitaplarında yazar. Üstelik bu, Ehl-i sünnetin şiarı olmuştur. Mutlaka zikretmelidir.
    24 Ağustos 2019 Cumartesi
  • Sual: Cuma namazının Medine İslam Devleti'nin kuruluşunu temsil ettiğinden siyasi bir namaz olduğu doğru mudur?
    Cevab: Cuma namazı bir beldede İslâm hâkimiyetinin sembolüdür. Yüksek sesli kıraatle ve toplu halde kılınır. Bu ise ancak Müslümanların hâkimiyetini sembolize eder. Müslümanların hâkim olmadığı bir yerde cuma namazı farz değildir; ama Müslümanlar toplanıp kılabilirler. Buna siyasî namaz demek, ancak bir din cahilinin işidir.
    8 Ekim 2019 Salı
  • Sual: Cuma namazı vakit girdikten bir saat sonra kılınabilir mi?
    Cevab: Cuma namazının vakti öğle vaktidir. İkindi vaktine kadar kılınabilir ise de, âdet olmamıştır.
    22 Ekim 2019 Salı
  • Sual: Cuma günü gusül almak cünüp olmayan için de sevap mıdır?
    Cevab: Her ne kadar Cuma namazı için camide toplandığında kötü koku teşekkül etmemesi için tavsiye edilmiş ise de, kadın erkek cünüp olsun olmasın Cumaya hürmet niyeti ile guslederse, hadis-i şerifteki sevaba kavuşur.
    7 Şubat 2020 Cuma
  • Sual: Cuma saatinde doktor randevusu olan ve tehiri mümkün olmayan birinden cumanın farziyeti düşer mi?
    Cevab: Özürdür. Öğle namazını kılar.
    7 Şubat 2020 Cuma
  • Sual: Dârülislâm memleketinde Cuma namazlarını kim kıldırır?
    Cevab: Halife veya onun tayin ettiği kimse.
    13 Mart 2020 Cuma
  • Sual: Cuma günü seferî olanlar öğle namazını cemaatle kılabilir mi?
    Cevab: Cuma kılınan yerde öğlenin cemaatle kılınması mekruhtur. Öğleyi kılmak için de Cuma namazının bitmesini beklemeleri müstehaptır. 
    1 Nisan 2020 Çarşamba
  • Sual: Cuma namazı kılınmayan yerlerde öğle namazının cemaatle kılınmasında mahzur var mıdır? 
    Cevab: Caizdir.
    1 Nisan 2020 Çarşamba
  • Sual: Cuma namazının farzını camide kıldıktan sonra, sünneti kılmak için eve gidilse ve yolda dünya kelamı edilse, namaz mekruh olur mu?
    Cevab: Mümkün mertebe konuşmamalıdır. Sünnet ile farz arasında dünya kelâmı konuşmak veya lüzumsuz bir iş yapmak, bazı âlimlere göre sünnetin sevabını azaltır.
    5 Haziran 2020 Cuma
  • Sual: Cuma namazını kılmayan bir mukim, öğle namazını Cuma dağıldıktan sonra cemaatle kılabilir mi?
    Cevab: Cuma kılınan bir beldede, özürlü veya özürsüz Cuma namazını kılamayan/kılmayan, öğleyi cemaatle kılamaz. Öğleni tek başına kılar. Cuma cemaatinin dağılmasını beklemesi müstehabdır.
    5 Haziran 2020 Cuma
  • Sual: Virüsten dolayı cuma namazına gitmemek günah olur mu?
    Cevab: Camiler açıktır. Birer metre aralıklı da olsa namaz kılınır. Buna rağmen gidemeyen İmam Ebu Hanife’ye göre Cuma namazının şartları tahakkuk etmediği için vebalden kurtulur.
    20 Haziran 2020 Cumartesi
  • Sual: Cuma hutbesinde çoğu zaman dalıp gidiyorum. İmamın ne konuştuğunun bile farkında olmuyorum. Namaza zarar verir mi?
    Cevab: Hutbeyi dinlemek lazım değil; orada hazır bulunmak kâfidir. Hutbenin zaten tamamının Arapça olması lazımdır; arada hatibin Türkçe konuşması, vaaz ve dua etmesi uygun değildir.
    9 Temmuz 2020 Perşembe
  • Sual: Eşim salgın sebebiyle cuma namazlarına gitmiyor. Çok üzülüyorum. Nikâhımız tehlikeye girer diye korkuyorum. Ne yapmalıdır?
    Cevab: Gitse de olur; gitmese de. Bir özür mevzubahistir. Bu zamanda cuma namazının vücub ve eda şartları herkeste tahakkuk etmiyor. Giderse farz sevabı alır;  gitmezse günaha girmez. Siz karışmayınız. Nikâhla alakası yoktur. 
    9 Temmuz 2020 Perşembe
  • Sual: Cuma namazına mazeretsiz üç defa gitmeyen imandan çıkar mı?
    Cevab: Hayır. Buna dair hadis-i şerif terk günahının şiddetini göstermek için böyle varid olmuştur.
    1 Eylül 2020 Salı
  • Sual: 70-80 kişilik fabrikada mescid yapılsa, Yakınlarda cami olmadığı için burada Cuma namazı kılınabilir mi?
    Cevab: Mükellef 3 kişi dahi olsa bu zamanda bir araya gelip Cuma namazı kılabilirler. Bunun için izne ihtiyaç ve izin mercii yoktur.
    22 Ekim 2020 Perşembe
  • Sual: Cuma hutbesinde 4 halifelerin isminin okunmasının hikmeti nedir?
    Cevab: Okumak müstehabdır. Caminin ve cemaatin ehl-i sünnet olduğunu ilan için ve bereketlenmek maksadıyla okunur.
    22 Ekim 2020 Perşembe
  • Sual: Bir suale verdiğiniz cevapta “Cumaya gidemeyen İmam Ebu Hanife’ye göre Cuma namazının şartları tahakkuk etmediği için vebalden kurtulur” demişsiniz. Bu gün için tahakkuk etmeyen şartlar nedir?
    Cevab: İmam Ebu Hanife’ye göre Cuma kılınan yerin darülislam olması; halife olması; Cuma namazını halifenin veya onun beratla tayin ettiği naiplerinin kıldırması; bir şehirde yalnız bir yerde cuma namazı kılınması lazımdır.
    24 Kasım 2020 Salı
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • TR
  • EN
© 2019
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder