Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • Aktüel
    • Akademik
    • English
    • Arabic
    • Diğer Diller
  • Programlar
    • Televizyon
    • Radyo
    • Youtube
  • Yazışmalar
    • Tüm Sualler
    • Sual Başlıkları
    • Sual Gönder
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder

Sual Başlıkları

“ Kölelik”

için arama neticeleri gösteriliyor
  • Sual: Üç tarihçinin katıldığı bir televizyon programında Sultan II. Abdülhamid’in 12 tane zevcesi olduğu, böylece şer’î hukukun getirdiği 4 tahdidinin aşıldığı söylendi. Böyle bir şey mümkün olabilir mi?
    Cevab: Osmanlı padişahları hür kadınlarla değil, cariyeleriyle, yani kadın köleleri ile evlenirdi. Bunun için nikâh gerekmez, çünki kendi mülküdür. Bir sayı tahdidi de yoktur.
    Son devirlerde, aslı hür veya müdebber, yani âzâdı vasıyet edilmiş olma ihtimaline binâen veyahud meşru olarak taksim edilmemiş ganîmetten alındığı bilinen câriyeler için, zinâ tehlikesini bertaraf etmek üzere, efendinin kölesiyle nikâh kıymasının iyi olacağını ulemâ ifade etmiştir. Buna nikâh-ı tenezzühî denir.
    Osmanlı Devletinin son zamanlarında, Sultan Abdülmecid zamanında köle ticareti yasaklandığı için, saraya kâfi mikdarda câriye gelmez oldu. Bu sebeple saraya Kafkasyalı kavimlerden hür kızlar alınıp yetiştirilmeye başlandı. Bu kızlar harem hizmetlerinde bulunduğu gibi, müsait olanları padişah ve şehzâdelerle evlendirilirdi. Bunlarda şeriatın aradığı 4 tahdidine riayet edilmesi mecburî idi. 
    Sultan II. Abdülhamid’in kayıtlara göre 16 defa evlendiği görülüyor. Bunlardan bir kısmı câriyedir. Mamafih bunlarla nikâh-ı tenezzühî yapılmıştır. Bunların diğer kısmı Kafkasyalı hür kızlardır. Bunlarla normal nikâh akdedilmiş; şer’î hukukun 4 tahdidine de riayet olunmuştur. Padişahın hiçbir zaman 4’ten fazla zevcesi olmamıştır. Yeni bir hanımla evleneceği zaman, öncekilerden bir tanesini boşamaktadır. Bu kadın çocuğu varsa sarayda yaşamaya ve unvanlarını taşımaya devam etmektedir. Sultan Abdülhamid’in zevcelerinden Behice II. İkbal’in verdiği bu malumatı kendisini görüp bizzat işitenlerden dinledik.
    Bu izahat gayet makuldür. Çünki şer’î hukuka göre bir kadının boşandığını duymaması, boşamanın sıhhatine tesir etmez. Yani kadın boşandığını duymasa da boşama muteberdir; ancak kadın nafaka gibi zevcelik haklarını taşımaya devam eder. Netice itibariyle padişah, hukuk kaideleriyle muhataptır. Bir erkeğin 4 kadından fazla evlenmesi batıldır. Aynı zamanda suçtur. Böyle bir evlilik, resmî kayıtlara geçirilemez. Bu kadın mirasçı olamaz. Nafaka alamaz. Bu birleşmeden doğan çocuklar da hukuken tanınmaz. Şer’î hukuku ve saray geleneklerini iyi bilmeyenler, karşılaştıkları hâdiseler karşısında hayrete düşmekte ve bunları analiz edemeyerek esaslı hatalara kapılmaktadır.
    9 Haziran 2011 Perşembe
  • Sual: Kapıkulu’ndaki ''kul'' kelimesi padişaha bağlılığın ifadesi midir? Yoksa mânâsı nedir?
    Cevab: Kapıkulu askerleri umumiyetle köle (kul) menşelidir. Harb esirlerinden veya devşirmelerden elde edilir. Aynı zamanda hizmet ettiği yüksek makamın kulu olması da eskiye ait bir nezâket kaidesidir. Kapı, yüksek makamı ifade eder.
    8 Aralık 2011 Perşembe
  • Sual: Dârülharpteki kadınların câriye olarak vaty edilmesi câiz midir? Meselâ yurtdışındaki Alman kadınlarla vaty câiz olur mu?
    Cevab: Ne dârülharbdeki gayrımüslim kadınlar, ne de dârülharb veya dârülislâmda dinin emirlerini yerine getirmeyen kadınlar câriyedir. Bunların bu sebeple câriye hükmünde olduğunu, bu sebeple kollarına ve saçına şehvetsiz bakmanın câiz olacağını söyleyen âlimler vardır. Çünki bu kadınlar saçlarını kollarını kendi istekleriyle açmış ve başkalarının bakmasına da razı gelmiştir. kocaları, babaları da bundan şikâyetçi değildir. Câriye'nin başka kadınlara ve erkeklere göre avret yeri, Hanefî'ye göre, göbek ile diz kapağı arasından başka, göğüs, karnı ve sırtıdır. Mâlikî ve Şâfiî mezhebi ile Ahmed bin Hanbel'in bir kavline göre göbekle diz kapağı arasıdır. Ahmed bin Hanbel'in diğer kavline göre yalnız sev'eteyn, yani  önü ve arkasıdır. Yani bir kadın veya erkek, cariyenin avret yeri dışında kalan yerlerine şehvetsiz bakabilir. Câriye olmak başkadır; câriye hükmünde olmak başkadır. Bunların vaty edilebileceğini düşünmek veya söylemek çok yanlıştır. Bir kimsede kölelik statüsünün teşekkülü için dârülislâm, meşru cihad, esaret ve halife-i müslimîn bulunması şarttır. Müslüman, ancak kendi mülkü olan Müslüman veya ehl-i kitap câriyesi ile vaty edebilir.
    6 Nisan 2012 Cuma
  • Sual: İslâm'ın ilk döneminde olduğu gibi, günümüzde de cariyelik var mıdır?
    Cevab: Yoktur. Köle veya câriye statüsünün kurulması için, dârülislâm, halife-i müslimîn ve meşru cihad olmalı; yahud eskiden kalma köle ve câriyeler miras olarak intikal etmelidir.
    8 Nisan 2012 Pazar
  • Sual: Mısır'a giren Osmanlı askeri, harp esnasında Müslüman Mısır halkından esir alıp köle edebilir mi?
    Cevab: Kölelik, harbde esir alınan gayrımüslimler için bahis mevzuudur. Esir alınmadan evvel Müslüman olan, kölelikten, öldürülmekten ve fidye karşılığı iade edilmekten kurtulur. Esir alındıktan sonra Müslüman olan, öldürülmekten ve fidye karşılığı iade edilmekten kurtulur ise de, kölelikten kurtulamaz.
    15 Mayıs 2012 Salı
  • Sual: Me'zun köle borçlandığı zaman, efendi bu borçtan mesul müdür?
    Cevab: Efendisinin kendisine izin verdiği ve böylece muameleler bakımından tam ehliyetli hâle gelen köleye me’zun köle denir. Me’zun köle borçlandığı zaman, bu borç kendi kıymetini aşıyorsa, efendi ya bu borcu öder; ya da kölenin satılmasına razı olarak üstündeki mesuliyetten kurtulabilir.
    26 Haziran 2012 Salı
  • Sual: Erkeklerin câriyesi olduğu gibi, kadınların da kölesi olabilir miydi?
    Cevab: Olabilir, ancak erkeğin câriyesiyle yaptığı gibi nikâh kıymadan karı-koca hayatı yaşayamazlar. Kadın, kölesini azatlayarak evlenebilir.
    30 Haziran 2012 Cumartesi
  • Sual: İslâm hukukunda câriyelerin, kölelerin çalgı âleti çalmasının hükmü, hür insanlardan farklı mıdır? Câriyenin çaldığı çalgıyı dinlemek caiz midir?
    Cevab: Bu hususta köle ile hür arasında fark yoktur.
    31 Temmuz 2012 Salı
  • Sual: Osmanlılarda köle menşeli saraylıların ve devlet adamlarının vakıflar yaptığı görülmektedir. Köle vakıf kurabilir mi?
    Cevab: İslâm hukukunda ibadetlerle mükellef olabilmek, suçlarından mesul tutulmak ve her çeşit hukukî muameleleri yapabilmek için ehliyeti haiz olmak gerekir. Ehliyet akıl ve bulûğ ile kazanılır. Akıl hastası ve 7 yaşından küçük çocuk hiçbir işe ehil değildir. 7 yaşından büyük çocuk, kazandırıcı muameleleri tek başına yapabilir. Kaybettirici muameleleri hiç yapamaz. Hem kazandırıcı, hem kaybettirici muameleleri velîsi veya vasîsinin izniyle yapabilir. Bu izin önce de sonra da verilebilir. Velî/vasî baştan umumî izin de verebilir. Bu çocuğa mezun (izinli) çocuk denir. Köle de hiçbir hukukî muamele yapamaz. Kölenin ehliyeti, azat edilmesine kadar askıdadır. Dinî mükellefiyetleri, hür kimselerden daha hafiftir. Cemaat, cuma, bayram namazı, kurban, zekât, fıtra, hac, cihâd ve tam tesettür ile mükellef değildir. Zimmî köle cizye ödemez. Kölenin, efendisinin izni bulunmadıkça hiçbir hukukî muamelede bulunması, hatta evlenmesi sahih değildir. Çünki kölenin mal varlığı (zimmeti) yoktur. Bunun birinci istisnası efendisiyle para ve saire karşılığı hürriyetini satın alma hususunda anlaşan mükâteb köledir. Bunun hem vücûb, hem de edâ ehliyeti vardır.
    Efendisi köleye izin verirse, buna mezun (izinli) köle denir. Başka bir şart aranmaksızın tam ehliyetli hâle gelir. Bunun yaptığı hukukî muamelelerden doğacak mâlî mesuliyetler efendiye aittir. Köle, efendisinin izni olmaksızın evlenemez. Çünki evlilik efendiye mâlî mesuliyetler yükler. Ancak evli köle, efendisinin izni olmaksızın karısından boşanabilir. Çünki bundan dolayı efendiye mâlî bir yük düşmez. Osmanlı sarayındaki hanımlar veya enderundan yetişme devlet adamları, bu bakımdan mezun köle statüsüne birer misal teşkil eder. Hayır eserlerini, kendilerine izin veren efendileri sayesinde yapmışlardır.
    Akıllı ve bulûğa ermiş köleye bu izin baştan umumî olarak verilebilir. Bu köleye mezun (izinli) köle denir. Bu kölenin malları, köleleri, görünüşte kendisine, hakikatte efendisine aittir. Köle olarak öldüğü zaman bu mallar, efendisine (devlet veya padişah döner. Azatlı ise, efendi belli şartlarda vâris olur. Köle veya azatlı ölünce, mallarının efendisine dönüşünü, bazıları müsâdere zannetmiştir.
    8 Ocak 2013 Salı
  • Sual: Dârülharbde bir kişi bir başkasına sen benim kölemsin veya bir kadına câriyemsin dese, o da kabul etse, icap ve kabul gerçekleştiği için o kişi köle olur mu?
    Cevab: Hayır. Kölelik böyle kurulmaz. Meşru cihad, dârülislâm ve halife, ganimetin de meşru taksimi şarttır. Hür bir kimse kendisini veya çoluk çocuğunu köle olarak satamaz, veremez. Ancak dârülharbde aslı köle olan birini bir başkası satın alabilir. Dârülislâma geldiklerinde de o kişinin köleliği devam eder.
    23 Nisan 2013 Salı
  • Sual: Fıkıh kitaplarında “Zina olunmuş kadını başkasının, istibrâ etmeden nikâh ve vaty etmesi câiz olur.” diyor. İstibrâ ile alâkası nedir?
    Cevab: İstibrâ, beri kılmak, temizlemek demektir. Abdest bozarken, idrarın kesilmesine kadar beklemek istibrâdır. Bir cariye ile evlendiği zaman, hâmile olup olmadığını anlamak üzere âdet görene kadar bekleyip kendisine yaklaşmamak da istibrâdır. Zinâ edilmiş kadın böyle değildir. Zira zinâ meşru bir yakınlık hâsıl etmez.
    23 Nisan 2013 Salı
  • Sual: Muhammed Ebu Zehra'nın, eğer karşı taraf Müslüman esirleri köle yapmaz ise, İslâm devletinin de esirleri köle yapamayacağına dair görüşü doğru mudur? Şu halde İslâm devleti kendi kendine politika tayin edemez hâle düşmüyor mu?
    Cevab: Milletlerarası münasebetlerde mütekabiliyet esası caridir. Esirleri köle yapıp yapmamak, zaten hükümdara verilmiş bir salahiyettir. Hükümdar, mütekabiliyeti nazara alarak esirleri köle yapmayabilir. Bu, maslahat, yani umumun menfaati icabıdır. Hükümdar, bütün müslümanları düşünmek zorundadır. Kendisi esirleri köle yaparsa, karşı taraf da köle yapar. Öldürürse, karşı taraf da öldürür. Bu ise Müslümanların aleyhinedir.
    28 Nisan 2013 Pazar
  • Sual: İslâm hukukunda, muharib esirlerin serbest bırakılması câiz midir? Hasan-ı Basrî gibi âlimlere göre esirlerin öldürülmesi câiz olmadığına göre, bir İslâm devleti bu kavle uyarak hareket edebilir mi?
    Cevab: Esirler, fidye veya müslüman esirler karşılığında serbest bırakılabilir. Ama bedelsiz salınamaz. Bu gibi hususlarda hükümdar maslahata (umumun menfaatine) göre hareket eder. Gerekirse mütekabiliyet (karşılıklılık) veya milletlerarası anlaşmalar çerçevesinde hareket edebilir. Nitekim Osmanlı Devleti son zamanlarda böyle hareket etmiştir.
    23 Kasım 2014 Pazar
  • Sual: Eskiden erkeklerin câriyesi olduğu gibi, kadınların da kölesi olabilir miydi? Günümüzde kölelik var mi?
    Cevab: Olabilir; ancak karı-koca gibi yaşamaları mümkün değildir. Ancak azat edip evlenebilir. Bugün şer’î kriterlere göre dârülislâm ve cihâd kalmadığı gibi, kölelik de kalmamıştır.
    30 Ağustos 2015 Pazar
  • Sual: Köle neden şâhidlik yapamaz?
    Cevab: Kölenin vücub ve eda ehliyeti yoktur. Nahl suresinin “Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olurlar mı?” meâlindeki 75. âyeti bu hükmün delilidir.
    13 Ocak 2016 Çarşamba
  • Sual: “Çocuğuna ne kadar yaptırabiliyorsan, kölene de o kadar yaptırırsın” meâlinde bir hadis-i şerif var mıdır?
    Cevab: “Kölelerinizden yardım isteyin, yapamadıkları işlerde yardım edin” hadis-i şerifi Buharî’de geçiyor. “Çocuklarınıza ikram ettiğiniz gibi, kölelerinize de ikram edin” hadis-i şerifi de İbni Hacer'in Zevâcir kitabında geçiyor.
    26 Nisan 2016 Salı
  • Sual: Cariye ile cinsi temas caiz mi?
    Cevab: Kendi cariyesi ise caizdir. Sayı sınırı yoktur. Başkasının cariyesi ise nikâh lazımdır ve sayı sınırına tabidir.
    24 Mayıs 2020 Pazar
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • TR
  • EN
© 2019
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder