Hanefi mezhebinde vakit, namazın sebebidir. Vakit girmezse, namaz farz olmaz. Fezaya giden için, feza (uzay) istasyonunun nerede olduğu, dönüşünü nereden yaptığı, mahreki (yörüngesi), bu mahrekin eğimi ve sürati mühimdir. Eğer dünyanın etrafında dönüyorsa mahreki (yörüngesi) mühimdir. Dünyanın arkasına geçmeden hep güneş görecek şekilde dönerse, güneşi hiç batmış görmez, dolayısıyla namaz olmaz. Veya dünyanın güneşe bakmayan tarafında hep bulunur, güneşi hiç doğmuş görmez. Böylece namaz vakitleri olmaz. Vakit girmediği için bu kişi namaz kılmaz. Dünyaya yakın feza istasyonları, mahreke (yörüngeye) oturtulur, düşmesin diye çok süratli bir şekilde dünyanın etrafında döner. Bu takdirde güneşi muayyen aralıkla doğup batmış görür. Namaz kılacağı zaman dünyaya döner. Bu zaman fasılasında üç vakit namaz (öğle, ikindi ve akşam) olur. Gece girmediği için, sabah ve yatsı olmaz. Nitekim Amerika’dan Türkiye’ye dönerken tayyarede 12 saat içinde birkaç vakit namazın kılınması icap eder. Halbuki Türkiye’den Amerika’ya giderken hemen hemen hiçbir vakit namaz farz olmaz. Ayda, dünyaya bakan kısmının ortasında dursa, ilk dördünde güneş doğar, dolunayda güneş tepede, son dördünde güneş batar. Dolayısıyla bir ayda beş vakit namaz olur. Ayda, dünyaya bakmayan kısmının ortasında dursa, bunun tam dersi olur. İlk dördünde güneş batar, dolunayda gece yarısıdır, son dördünde güneş doğar. Dolayısıyla bir ayda beş vakit namaz olur. Çünki ayın kendisi için bir günü, bize göre 29,5 gündür ki ayın kendi etrafındaki bir tam dönüşüdür. Her seyyarenin (gezegenin) günü kendi etrafındaki tam dönüşüdür. Dünya günü de böyledir. Ama bu kişi ayın kutuplarında ise tıpkı dünyanın kutuplarında gibidir. Senede beş vakit namaz olur. Fezada cazibe-i arz (yerçekimi) olmadığı için eğilip doğrulamazsa, ima ile kılar. İma ile de kılamazsa dünyaya dönünce kaza eder. Abdest alamazsa teyemmüm eder. Teyemmüm edemiyorsa namazlarını dünyaya dönünce kaza eder.