Sual
Cevap
2- Abdestte başın tamamını meshetmek farzdır. Bu, Hanefi’de sünnettir. Abdestte yüz yıkanırken bile abdest niyetini muhafaza etmelidir. Yani abdeste başlarken abdeste niyet edip, sonra bunu unutup başka niyetle elini, yüzünü, başını, kollarını ve ayaklarını yıkasa, abdest olmaz.
3- Gusülde ve abdestte muvâlât farzdır. Muvâlât, azaları ara vermeden, peş peşe yıkamak demektir. Ara vermeden yıkamak demek, abdest alan kimsenin önceki azasının kurumasına fırsat vermeden diğerini yıkamaya geçmesidir. Bunun müddeti ise mutedil zamanda, mutedil mekânda ve mutedil mizaçta olan bir kimsenin abdest uzvunun kuruyacağı kadar zaman geçirmemesidir. Mutedil zaman, kendisinde şiddetli sıcak veya soğuğun bulunmadığı bir mevsimdir. Mutedil mekân, suyun mutad olmayan bir surette kurumadığı (çok sıcak veya soğuk olmayan) bir mekân demektir. Bu, Hanefide sünnettir. Vücudunun bir kısmını yıkasa, Sağ ayağını yıkasa, 5-10 dakika telefonla konuşsa, sonra sol ayağını yıkasa abdesti olmaz. Ama sağını yıkayıp çorabını giyse, sonra solunu yıkasa muvâlât bozulmaz. Zira muvâlâtı bozan iş değil, zamandır. Gusülde veya abdestte yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hatırlasa, yalnız orayı hemen yıkar. Yıkamazsa guslü bâtıl olur.
4- Gusülde ve abdestte delk farzdır. Delk, yıkanan yerleri el ile veya lif ya da havlu ile hafif sıvazlamaktır. Dokunmak da delk yerine geçer. Banyodan çıkınca bornoz veya havlu ile kurulanmak delktir. Ayak parmaklarının arasını elle hilâllemek şart değildir. El ve ayak parmaklarını oynatmak hilâllemek yerine geçer.
5- Gusülde ve abdestte ağzın içini ve burnu yıkamak farz değildir.
6- Gusülde saçı eliyle veya tarakla hilâllemek şarttır. Erkeğin saç örülü ise, çözülür, her tarafı hilâllenir.
7- Abdestte kaşların ve kirpiklerin altındaki deriyi yıkamaz, kulak arkasıyla saç arasındaki deriyi ve kulak memesi ile önündeki kemik arasındaki saçı ve deriyi meshetmek lazımdır. Bu kemiğin üstü saça, altı yüze dahildir.
8- Abdestte altında deri görünen hafif sakalı mesh etmek, sık sakalı ise hilâllemek farzdır.
9- Abdestte kadın, saçının hepsini mesheder. Örülü saçını açmaz. Örgünün üstünden mesheder. Erkek de saçı uzun ise sarkan saçı mesheder.
10- Nikah düşen kadının çıplak tenine ve saçına şehvetle dokunanın abdesti bozulur. Hanefi’de yeniden abdest alması müstehabdır. Şehvetin ölçüsü erkeğin aletinin kalkması, kalkık ise artması, kadının ve yaşlı erkeğin gönlünün meyledip içinin titremesidir.
11- Baliğ bir erkeğin kendisinin veya başka bir baliğ erkeğin zekerine kasten veya unutarak elinin içi veya parmak içleriyle dokunması abdesti bozar. Bunun için guslederken evvela edep yerini yıkamalı, sonra abdest almalıdır. Başka yeriyle dokunsa veya arada perde (elbise, örtü) varsa bozulmaz. Kasık veya testislere dokunmak bozmaz. Kadın kendi tenasül uzvunu eller veya parmağını sokarsa lezzet alsa bile abdesti bozulmaz. Bir kimse makadına dokunsa veya parmağını soksa abdesti bozulmaz.
12- Kan, irin, sarı su hastalıkla bile çıksa, abdesti bozmaz. Bir kavle göre, idrar, gaita ve yel hastalık sebebiyle elde olmadan kaçarsa, abdesti bozulmaz.
13- Saç ve sakal tıraşı ve tırnak kesmek abdesti bozmaz. Bir kavle göre sakal tıraşı olanın muvâlâtı geciktirmeden kesilen mahalli yıkaması icab eder. Yıkamadığı takdirde bu kavle göre abdesti bozulur.
14- Hafif uyku abdesti bozmaz. Oturduğu yerde uyumak böyledir. Uzanmış olsa bile, yanındakilerin konuşmasını işitiyorsa hafif uykudur. Uyumakta olan kişi oturağı üzerine oturup dizlerini yan yana getirerek iki eliyle dizlerini tutar da ellerinin çözüldüğünün farkına varmazsa, elindeki bir şeyin yere düştüğünün farkına varmazsa, ağzından salyasının aktığını hissetmezse ağır uykuda demektir.
15- Abdestte şüphe eden, yani abdesti var mı yok mu karar veremeyen kimsenin de abdesti bozulur. Abdestim var mı yok mu diye düşünüp var olduğuna karar verenin bozulmaz. Hanefi’de abdest aldığını hatırlayıp bozduğunu hatırlamayanın abdesti var kabul edilir.
16- Mestin deriden ve dikişsiz olması lazımdır. Suni deri veya çoraptan mest olmaz.
17- Mestin üstünün tamamen meshedilmesi lazımdır. Hanefi’de üç parmakla meshetmek kafidir, fazlası müstehabdır.
18-Mesti kolaylık olsun diye değil, sıcak veya soğuktan korunmak yahut engebeli arazide rahat yürüyebilmek gibi bir ihtiyaç için giymelidir. Ayağa sürülen kınayı muhafaza etmek, uykudan uyanınca ayağını yıkamamak, süslenmek, ileri gelen kimselerden görünmek, günah olan seferde giyinmek ve hac veya umre gibi mest giymenin ihramlıya yasak olduğu zamanlarda giyinmek için olursa caiz değildir.
19- Mestin mesh müddeti yoktur. Cünüp olana kadar çıkarmak gerekmez. Hanefi’de mestin azami müddeti hazerde 24, seferde 72 saattir.
20- Teyemmüm namaz vakti girdikten sonra yapılır. Namaz vakti çıkınca teyemmüm de bozulur.
21-Tuğla, kiremit, porselen gibi pişmiş toprakla teyemmüm olmaz. Toprak, kum, taş, kar ve madenle teyemmüm yapılır. Altın, gümüş, elmas, tuz gibi madenlerle teyemmüm olmaz. Gusül ve abdest için teyemmüm edildiğinde, abdesti bozan bir şey olursa, guslü de bozar. (Hanefîde ise yalnız abdesti bozar.) Bu kimse, su varsa, gusleder; su az ise yalnız abdest alır.
22- Hayzın asgarisi yoktur. Bir damla gelse de hayz kabul edilir. En çoğu ise 15 gündür. 15 günden fazla gelirse istihaza olur. Hanefi’de hayzın en azı 3, en çoğu 10 gündür. Bundan azı veya çoğu istihazadır. (Abdestte Malikiyi taklit eden ve hayzı 10 günü geçen Hanefi, namazı ve orucu bırakır, zira Maliki mezhebine güne göre hayz 15 güne kadar devam edebilir. Ancak kendi mezhebine de riayet etmek için, sonra bu günleri kaza eder. Oruç tutulamayan günlerin tamamı ise her halükârda kaza edilir.)
23- Hamileden gelen kan hayz sayılır. Hamile kadın ilk 2 ayında hayz âdetine göre hareket eder. İstimrar halinde ise azamî (en çok) hayz âdeti + 3 gün (istızhar) olarak takdir edilir. 3-6 ay arası 20 gün, 6 aydan doğuma kadar 30 gün takdir edilir. 3. aydan itibaren doğuma kadar istızhar kaidesi tatbik edilmez. (Hanefi’de ise hamilelik müddeti boyunca görülen kanlar istihazadan sayılır. O yüzden Maliki’yi taklit eden Hanefi için, hamile olan kadından kan geldiği takdirde Maliki hükmü benimsenerek bu günlerde namaz ve oruç bırakılır. Temizlik devresinde kendi mezhebine de riayet etmek için bu günler kaza edilir. Oruç tutamadığı günlerin tamamı ise müsait olduğu temiz günlerinde kaza edilir.)
24- Nifasın azami müddeti 60 gündür. Hanefi’de 40 gündür. (Maliki’yi abdestte taklit eden Hanefi için, aynen hayzda olduğu gibi 40 günü aşan zamanlarda 60 güne kadar namaz ve oruç bırakılır. 40 günden fazla olan namazlar ve nifasına denk gelen Ramazan orucunun tamamı kaza edilir.) Öte yandan nifâsta istızhar kaidesi tatbik edilmez.
25- Hayz adeti içinde kan gelmeyen günlerde kadın tahiredir. Kadın bu günlerde namaz kılar, oruç tutar ve cima edebilir. (Ancak abdestte Maliki’yi taklid eden kadın Hanefi’den çıkmadığı ve kendi mezhebine göre bu günler dem-i mütevâli (akan kan) hükmünde olduğu için cima etmez.) Bununla beraber Maliki’de hayz veya nifas müddeti boyunca arada kan gelmeyen günler (mütehallil tuhur günleri) hayz veya nifastan sayılmadığı için burada telfik (kanların toplanması) usulüne gidilir. Kanların toplamı hayzda 15, nifasta 60 günü geçemez. 15 günden az temizlikler (nakıs temizlik) gerek hayzda gerek nifasta mülgadır, yani hükümsüzdür. Bu temizlikler temizlik adetine dahil edilmez. Şayet temizlik 15 gün ve fazlası olursa gerek iki hayz arasını gerekse de nifasla hayz arasını fasleder, ayırır. Yani bunlar iki ayrı hayz veya nifas + hayz sayılır.
26- Vitir namazı sünnet-i müekkededir ve bir rekattir. Buna bir rekat daha ekleyenin namazı esah kavle göre bozulmasa da iki rekat ekleyenin namazı batıl olur. Vitirde kunut okumak yoktur. Fatihadan sonra ihlas ve muavvizeteyn okumak mendubdur.
27- Erkeğin avret yeri seveteyndir, yani ön ve arka galiz avretidir.
28- Maliki’de namazların hem ihtiyari hem de zaruri vakitleri vardır. Meşru bir özrü olmadıkça namazlarını ihtiyari vakitlerde kılmayanlar o namazı eda etmiş olmazlar. Sabah namazının ihtiyari vakti fecrin doğuşundan bunun tamamen yayılmasına kadardır. Bundan güneşin doğuşuna kadar olan zaman zaruri vakittir. Öğle namazının ihtiyari vakti güneşin zevalinden ikindiye kadardır. Öğlenin zaruri vakti ikindi kametinin okunmasından veya hazerde dört seferde iki rekatlik namaz kılacak kadar vakit geçmesinden güneşin batışına kadardır. İkindi namazının ihtiyari vakti her cismin gölgesinin kendisi kadar olmasından, yerdeki veya duvardaki görüntüsünün sararmasına (isfirar, yani kerahet vaktine) kadardır. İkindi namazının zaruri vakti isfirar vaktinden güneşin batışına kadardır. Akşam namazının ihtiyari vakti güneşin gurub etmesinden etmesinden -hadesten taharet, necasetten taharet ve setr-i avret gibi- namazın şartlarını yerine getirip namaz kılana kadardır. Zaruri vakti bundan yatsıya kadardır. Yatsı namazının ihtiyari vakti gecenin üçte birine -bir kavle göre gece yarısına- kadardır. Zaruri vakti bundan fecre kadardır. Zaruri vakitlerde namaz kılmak ancak hayzlı veya nifaslı kadın, yeni müslüman olan kafir, baliğ olan sabi, akıllanan mecnun, baygınlıktan ayılan baygın, uyuyan ve unutan kimseler için caizdir. Bununla beraber bir kavle göre zaruri vakitte namaz kılmak eda olmakla beraber günahtır. Bir kavle göre ise hem edadır hem de günah değildir. İlk kavil daha ihtiyatlı, son kavil ise evsa [daha geniş] olandır, yani ruhsatı bildirir.
29- Öğlen namazının vakti, asr-ı evvelde çıkar. Bu sebeple Maliki’yi taklit edenler öğleni asr-ı saniye ve akşamı da işa-ı saniye geciktiremezler. Halbuki İmam Ebu Hanife’ye göre öğlen namazı asr-ı saniye ve akşam namazı işa-i saniye kadar kılınabilir. Asr-ı sani, asr-ı evvelden yazdan kışa doğru 72-36 dakika, işa-ı sani ise işa-i evvelden 24-12 dakika sonradır. Şimdi Türkiye’de ezanlar asr-ı evvel ve işa-i evvele göre okunmaktadır.
30- Necasetin varlığından haberdar olup da izalesine kadir olanın necaseti izale etmesi farzdır. Bir kavle göre sünnettir. Her iki kavle göre de necaseti izale etmeyi unutan veya bunun izale etmekten aciz olanın namazı sahihtir. Ancak vakit içinde bunu iade etmesi mendubdur. Bununla beraber kasten necasetle kılanın veya necaseti izale etmesi lazım geldiğini bilmeyenin namazı ilk kavle göre batıl; ikinci kavle göre sahih olur. Öte yandan insanın kaçınması mümkün olmayan az necaset affedilmiştir. 31- Eti yenen hayvanların bevli ve pisliği temizdir.
32- Namazda Kâbe’ye dönmek, her rek’atte Fatiha okumak, kavme ve celse, tadil-i erkân, namaz sonunda selam vermek farzdır. Cemaatin, sessiz kıldıran imam arkasında Fatiha okuması lazım değildir.
33- Cehri (sesli) okunan cemaatle namazda fatihadan sonra cemaat işitilecek kadar, imam ise sahih kavle göre sessizce amin der.
34- Cemaatle kılınan sabah, akşam ve yatsı namazlarında namazda imamın cehri kıraat yapması sünnettir.
35- Secdede eller açılır, yumulmaz.
36- Namaz bitince namazdan çıkmaya niyet etmek şarttır.
37- Maliki’de namazın müekked sünnetlerinden üç tanesini sehven terk edince namaz bâtıl olur. Bunların bazısı Hanefi’deki vaciblerdir. (Hanefi mezhebi dışındaki mezheplerde vacip yoktur. Hanefi’deki vacipler bu mezheplerde ya sünnet ya farzdır.) Bu müekked sünnetler, kıyamda zamm-ı sure, kıraatin yerine göre sessiz veya açık olması, kuudda (oturuşlarda) teşehhüdler, intikal tekbirleri, semi’allahü limen hamideh, son teşehhüdde salavat, secdede yüz, ayak ve dizlerin yere konması, ilk selâmın yüksek sesle ve imama cevap olarak verilmesi, yüksek sesle okuyan imamın arkasında sükût ve tümânînettir. Bunlardan biri unutularak terk edilirse, sehv secdesi yapılır. Üç tanesi unutularak terk edilir ve sehv secdesi yapılmazsa, namaz bozulur; iâde gerekir. İkiden fazla sünneti kasıtlı olarak terk eden kişinin namazı, sehv secdesi ile kurtulmaz ve kuvvetli görüşe göre bâtıl olur. Mukallit, üç sünneti terk ederse namazı iade eder.
38- Fatihadan evvel E’uzü Besmele çekmek mekruhtur.
39- Sübhaneke okumak mekruhtur.
40- Fâsık veya bid’at ehli olduğu bilinen imama uymak sahih değildir. Suizan edilmez, hali meçhul olan imama uyulur.
41- Özürlü, özürlü olmayana imam olabilir.
42- Kadınların muhazatı namazı bozmaz. Yani cemaatle namazda erkeğin yanına kadın gelip durursa erkeğin namazı bozulmaz.
43- Cuma namazında 12 âkıl, baliğ ve mukim cemaat olmalıdır. Maliki’de halife ve şehir Cuma namazının şartı değildir.
44- Secde edemeyen, namazı ayakta imayla kılar. Rükû yapar, oturup secde eder. Oturamıyorsa hep ayakta kılar. Rükû ve secde için üç defa eğilir. Ayakta duramıyorsa oturur, rükû ve secde için başını hafifçe eğer. Hanefi’de secde edemeyen oturarak imayla kılar, bir kavilde ayakta kılar. Maliki’de nafile namazlar da özürsüz oturarak kılınamaz. Hanefi’de kılınabilir.
45- Başı ile de ima edemeyen gözüyle ima ederek namazını kılar. Bunu da yapamayandan namaz düşer.
46- Bayılandan o vaktin namazı düşer.
47- Sefer mesafesi 80 kilometredir. Hanefi’de 104 kmdir. (Maliki’yi taklit eden Hanefi burada kendi mezhebine uyar, 104 km gitmeden namazı kısaltmaz. Zira Maliki’de 80 km gidenin namazı kısaltması müstehabdır. Hanefi’de ise 104 km gidenin namazı kısaltması vaciptir.)
48- Giriş çıkış günleri hariç bir yerde 4 gün kalan mukim olur. Hanefi’de bu müddet 15 gündür. (Maliki’ye taklit edenler 104 km gidip 3 gün kaldığı yerde seferi, 4 gün kaldığı yerde mukim olur.) Kaç gün kalacağı belli değilse 18 güne kadar seferidir. Hanefi’de böyle bir kimse hep seferidir. Giriş çıkış gününde ölçü imsak vaktidir. İmsaktan evvel girenin giriş günü, imsaktan evvelki gündür. Sonra girenin giriş günü imsaktan sonraki imsaka kadardır.
50- Mukim ile seferinin birbirine uyması mekruhtur.
51- Kara seferinde, hastalıkta ve korku esnasında iki namazı cem caizdir. Hanefi’de değildir. Maliki’de deniz seferinde ve haram olan seferde (mesela kadının mahremsiz seferinde) cem caiz değildir.
52- Namazda abdest bozulursa namaz da bozulur.
53- Namazda unutarak konuşmak namazı bozmaz.
54- Şehidin cenaze namazı kılınmaz.
55- Gıyabi cenaze namazı caiz değildir.
56- İntihar edenin cenaze namazı kılınmaz.
57- Bayram namazlarını kılmak, kurban kesmek, bayramda 15 namazın farzından sonra tekbîr-i teşrîk söylemek sünnet-i müekkededir. Kurban kesmek bir kavle göre vaciptir. Fıtır sadakası vermek vaciptir.