Prusya, Büyük Friedrich’ten beri giderek güçlenmiş ve Alman federasyonuna tâbi devletlerin en güçlüsü haline gelmiştir. Sonra Alman birliği kurmak iddiasıyla harekete geçmiştir. Alman birliği fikri ortaya çıkınca Großdeutsche Lösung (çok milletli Avusturya) ve Kleindeutsche Lösung (Prusya) liderliğinde bir Alman Birleşik İmparatorluğu kurmak arasında fikrî münakaşalar başladı. Prusya galip geldi. Yüzlerce Alman devletini bazısını gönüllü bazısını muharebeyle birliğe katarak başına geçmiştir. Bu bir iktidar mücadelesidir. O zamana kadar en güçlü Alman devleti zannedilen ve Alman federasyonunun tarihi reisi olan Avusturya beklenmedik bir şekilde mağlup olarak federasyondan çekilmiştir.

Bunun sebepleri arasında Alman kabilelerinin arasındaki karakteristik farklar mühim rol oynamıştır. Prusyalıların militarist tarafı her Alman kabilesinde yoktu. Prusyalılık, Alman topraklarını ele geçirdikten sonra hâkim kültür haline döndü. Prusya sanayisi ve bilhassa harp sanayisi daha kuvvetli idi. Krupp gibi ağır top imalatçılarının teknolojik üstünlüğü bir hakikattir. Mesela 1870 Fransız harbinde mühim rol oynamıştır. Ekonomisi daha dinamik idi. Prusyalılarda sivil sanayi daha canlıydı. Bunun delili Alman markalarının daha fazla olmasıdır. İddiaya göre Alman sermayesi menfaat icabı Prusya’yı tutmuştur. Prusya tam manasıyla olmasa bile ulus devlet sayılabilirdi. Avusturya ise birbirleriyle çok da iyi münasebetler içinde olmayan çok milletli bir imparatorluktu. Siyasi buhranlar, Şarki Avrupa’da yükselen milliyetçilik, Macar ve Çek isyanları devleti yıprattı. Avusturya çok milletli idi. Alman olmayan nüfus fazlaydı. Prusya, hemen hemen silme Almandı ve Avrupa’nın yükselen genç ve dinamik yıldızı idi. Prusyalılarda Bismarck gibi muktedir ve muvaffak devlet adamları vardı ve bu işin mimarı biraz da onlardır. Bu sayede peş peşe evvela Danimarka, sonra Avusturya, sonra da Fransızları yendiler. Bir dünya imparatorluğu olma sevdasına düştüler. Böylece Avrupa ve dünya için felaketler birbiri ardına gelmeye başladı.