Osmanlı Devleti’nde dini eser telifi zayıf mıydı?
İslam tarihinde Abbasiler, Karahanlılar, Eyyübiler, Memlükler zamanında dini eser telifleri çok muazzam bir seviyedeydi. Kur’an tefsirleri, hadis ve fıkıh kitabı şerhleri, muhtasar metinler, şerhler, haşiyeler kaleme alınmıştır. Bu canlı ilmi hayat Selçuklu ve bilhassa Osmanlılarda sönmeden, hatta artarak devam etmiştir. Buna rağmen bilhassa bazı Arap milliyetçisi zihniyetindeki yazarlar, Osmanlıların ilmi cihetten bir varlık gösteremediğini söyleyerek onların ilmi hizmetlerini gözden düşürmeye çalışmışlardır. Halbuki Osmanlı hâkimiyeti devrinde de büyük fıkıh, hadis, kelâm, tefsir ve fen âlimleri yetişti. İbn Melek, Molla Fenârî, İbnü’l-Hümâm, Hızır Bey, Hayâlî, Molla Hüsrev, Sa’dî Çelebi, Şeyhzâde, Halebî, Taşköprüzâde, Birgivî, Ebussuûd, İbn Kemal, Hâdimî hep Osmanlı ülkesinde devrinde yetişmiş alimlerdir. Bu anane Osmanlı Devleti’nin inhilaline kadar sürmüş, Cevdet Paşa, Ömer Hilmi Efendi, Ali Haydar Efendi, Seyyid Abdülhakîm Efendi, Mustafa Sabri Efendi, Zahid el-Kevseri gibi alimler silsilenin son halkalarını teşkil eder. 1656’de vefat eden Kâtib Çelebi’nin iki cild Arapça Keşfü’z-Zünûn adlı eserinde, elifba sırasına göre on beşbine yakın kitap ve on bin kadar müellif ismi vardır. 1921’de vefat eden Bağdadlı İsmail Paşa’nın bu kitaba yaptığı iki cild zeylde de on bine yakın kitap ve müellif ismi vardır. Osmanlı Devleti’nde yetişmiş âlimlerin hâl tercümesini bildiren bir kitap da Taşköprüzâde Ahmed İsâmeddin Efendi’nin eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye adlı eserdir. XIV, XV ve XVI. asır Osmanlı ulemasının hal tercümelerini anlatan bu Arapça eser, Edirneli Mecdi efendi tarafından Hadâikü’l-Şakâyık fi Tercemeti’ş-Şakâik adıyla Türkçeye tercüme edilmiş ve 1269 tarihinde Matbaa-yı Âmire’de iki cild olarak basılmıştır. Bunun zeyli mahiyetinde Hadâikül-Hakâik fi Tekmîleti’ş-Şakaik Nev’îzade Atâî’nin olup Matbaa-yı Âmire’de 1268 tarihinde bir cild olarak basılmıştır. Bursalı Mehmed Tahir Bey’in 1333 yılında İstanbul’da basılan Osmanlı Müellifleri adlı eseri de kıymetli bir mehazdır. Bu kitapları gören ve okuyan, anlayışlı ve insaflı bir kimse, İslâm ilimlerinde yetişmiş âlimlerin ve yazdıkları kitapların isimlerini görerek, durmadan, yılmadan yazan İslâm âlimlerinin çokluğu ve her birinin ilim deryasına dalmaktaki maharetleri karşısında hayran kalmaktan kendini alamaz. Osmanlılar devrini de, İslami ilimlerin bir duraklama ve gerileme devri olarak vasıflandırmaktan çekinir.


2 Ocak 2024 Salı
Alakalı Başlıklar