Rumeli ve Kırım muhacirleri ile Çerkezlerin resmi ideolojiye daha bağlı olmalarının sebebi nedir?
Bu mutlak bir kaide değildir. Rumeli ve Kırım muhacirleri, asırlardır yaşadıkları vatanlarında eziyet ve baskı görerek ve bir daha geri dönmemek bahasına Anadolu’ya hicret etmiş, burayı anavatan olarak görüp sığınmış, otoriteye sadakat ibrazını zaruri görmüştür. Benzeri Çerkezler için de caridir. Memleketlerinden zulüm ile kovulmalarının hasıl ettiği kompleks, bunlarda militarizme, silahlı otoriteye, orduya, tek parti ideolojisine şuur altı hayranlık ve itaate sevk etmiştir. Rumeli ve Kırım muhacirleri silahsız ama entelektüel bir topluluktu. Çerkezler ise silahlı aşiret tarzında yaşayan, fazla entelektüel olmayan fakir bir topluluktu. Bunlar için de Anadolu ve buradaki siyasi otorite vazgeçilmez bir sığınaktı. Sultan Hamid zamanında ona, meşrutiyet zamanında Jön Türklere, cumhuriyet zamanında da Kemalistlere sadakat bunların zaruri şiarı olmuştur. Bilhassa cumhuriyetin kuruluşunda, eli silahlı Çerkezlerin, hatta fakir ama silahlı Karadenizlilerin (Topal Osman, Yahya Kahya) çok büyük rolü oldu. Zira hareketin silahlı milislere ihtiyacı vardı. Çerkezlerin bir kısmı saltanata sadık kaldı, hatta bu yolda canlarını feda ettiler. Bilhassa İttihatçı maziye sahip diğer bir kısmı ise Kemalist hareketin yanında yer aldı. Anzavur ile Ethem bunun en tipik misalidir. Cumhuriyet kurulunca gerek Rumelililer, gerekse Çerkezler sivil ve askeri bürokraside, bilhassa istihbaratta mühim yer tuttular. Bununla beraber Rumeli, Kırım ve Çerkezistan muhacirlerinin resmi ideolojiye daha bağlı oldukları mutlak bir kaide değildir. Ekalliyetler (azınlıklar), her zaman bulundukları cemiyette ürkek bir halde yaşar. Sistemle ters düşmek ve aykırı gitmekten çekinir.


2 Ocak 2024 Salı
Alakalı Başlıklar