Tanzimat bürokratları muhafazakâr ve ileri olarak ikiye ayrıldığı ve bunların birbiriyle kıyasıya mücadele halinde olduğu doğru mudur?
Tanzimat bürokratlarını ikiye bölmek, alaturkacılar-alafrangacılar, gericiler-ilericiler, gelenekçiler- yenilikçiler diye ayırmak âdet olmuştur. Bunu kabul etmek, Jön Türklerin dikotomiyi sahiplenmek olur. Zira onlar bu ayrımı sever, böylece kendilerine tarihte bir kök edinmeye çalışır.

Hakikatte bürokratların böyle ikiye bölündüğü doğru değildir. Mesela “Alaturka” Hüsrev Paşa, fesi getiren, yeni orduya ilk talimi yaptıran, ıslahatları şekillendirecek olan Meclisi Vâlâ reisi ve Padişah’a modern çatal-bıçak seti hediye edecek kadar yenilikçiydi. Osmanlı mülki, ilmi ve askeri bürokratı tek tiptir. Muvaffakiyetlerinin sırrı da budur. Günlük yaşantı ve fikriyatta farklılıklar olması tabiidir. Aralarında var olduğu dile getirilen ayrılık, siyasi veya nefsi rekabetten başka bir şey değildir.

Cumhuriyet olmasa, şu olmazdı, ben şu mevkiye gelemezdim, siz şu unvanı alamazdınız, diyenler, Fransız ihtilalinden evvelki Fransa ile sonraki Fransa’nın farklılıklarını, Osmanlı tarihinde de var zannetmelerinden kaynaklanır. Sultan Mahmud ıslahatları ile Cumhuriyet inkılaplarını, birbirinin halef-selefi görme hatasının bir benzeridir. Fransız ihtilalinden evvel Fransa’da aristokrasi çok güçlü, hukukî ve sosyal imtiyazları haiz, Fransa topraklarının tamamına yakını aristokratların mülkü veya kilise arazisi idi. Devlet kadroları da ekseriya bu iki zümrenin elinde idi. Fransız ihtilali tüm bu imtiyazlara karşı yapıldı. Halbuki Osmanlılarda vaziyet çok farklıdır. Osmanlı devletinde hiçbir zaman aristokrasi veya ruhban hakimiyeti mevzu bahis olmamıştır Osmanlı devletinin kuruluşundan itibaren mülkî, ilmî ve askerî bürokraside yer alanlar halktan kişilerdir. Osmanlılarda yükselmek için tek kriter, liyakat ve bunun yanında talihtir. Kuruluş devri bürokratları halktan kişilerdir ve ekserisi medrese mezunlarıdır. Klasik devir bürokratların ekserisi devşirme menşelidir, yani halk çocuklarıdır. Mülkî bürokratlar çocuk yaşta devlet dairelerine çırak girerek yükselen kişilerdir. Tanzimat bürokratları ise tamamen halk çocuklarıdır. Âli Paşa’nın babası Mısır Çarşısı’nın kapıcısıydı. Mülkî, ilmî ve askerî bürokraside çok nadir olarak aileler teşekkül etmiştir ki bu tabiidir. Çünki armut (umumiyetle) dibine düşer. Osmanlı din adamlarının, kiliseden farklı olarak, devletten ayrı mali varlıkları ve siyasi güçleri yoktur. Sadece sınıf şuuru ve meslek tesanüdü vardır.


5 Kasım 2023 Pazar
Alakalı Başlıklar