Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

Şehzade Abdülmecid Efendi ile Sultan Vahideddin arasında husumet olduğu doğru mudur?

Hânedanın Sultan Abdülmecid (Mecidî) ve Sultan Abdülaziz (Azizî) kolu arasında öteden beri bir soğukluk olduğu söylenir. Bunun sebebi olarak da, Vahideddin Efendi’nin, amcasından ödünç aldığı Fransızca gazetelerden Sultan Hamid’i haberdar ettiği, padişahın da Abdülmecid Efendi’ye serzenişte bulunduğu gösterilir. Bu iddia doğru ise, aileler arasında her zaman rastlanan tabiî bir hal olsa gerektir. Muhtemelen Sultan Mecid’in çocuklarından dördünün peş peşe tahta çıkışı, bu imajı uyandırmıştır. Yoksa ne Sultan Mecid ne de tahta geçen çocukları; ne Sultan Aziz ailesine ne de Sultan Aziz padişah iken, ağabeyinin ailesine karşı haksız bir muamelede bulunmuştur. Bilakis, her ikisi de, yeğenlerine o zamana kadar şehzâdeler için görülmeyen serbestî tanımıştır. Şu halde bu soğukluk iddiası, mübalağalı bir ifadedir. Gençken çok samimi olup, birbirlerinden ayrılmadıkları söylenen Sultan Vahideddin ile Abdülmecid Efendi arasında bilhassa son zamanlarda menfi bir hava estiği de gözden uzak değildir. Üstelik bu iki amcazâde, Sabiha Sultan ile Ömer Faruk Efendi’nin evlenmesi üzerine dünür de olmuşlardır. Halbuki ne Sultan Vahideddin kızını Ömer Faruk Efendi’ye vermek istemiş ne de Abdülmecid Efendi, Sabiha Sultan’ı gelin almayı istemiştir. Ama gençlerin arzusuna da mukavemet etmemişlerdir. Kendisini herkese beğendirme mizacına sahip Abdülmecid Efendi, Ankara’nın husumetini azaltmak uğruna, hânedanın başına gelenlerden Sultan Vahideddin’i mesul tutmuştur. Sürgünden sonra, hânedanın Türkiye sınırları dışındaki mallarından istifade etmek üzere, Sultan Vahideddin ve Abdülmecid Efendi’nin müşterek imzalı vekâletnâmesine ihtiyaç duyulmuştu. Meşru Osmanlı padişahı ve halife sıfatını hâiz bulunan Sultan Vahideddin, büyük bir tevazu göstererek kendisinden istendiği üzere imzasını yalnızca ismiyle atmış; Sultan Vahideddin hayatta olduğu için meşru halife bile sayılmadığı halde Abdülmecid Efendi, tumturaklı bir şekilde Halife-i Müslimîn unvanını kullanmakta ısrar edince, bu teşebbüs suya düşmüştü. 




26 Şubat 2023 Pazar
Alakalı Başlıklar