Teverruk caiz midir?
Teverruk, bir malı vadeli alıp, bunu bir üçüncü şahsa peşin ucuza satmak demektir. Kredi ihtiyacı sebebiyle müracaat edilen bir usuldür. Bugün kredi ihtiyacı olan kimse, bankaya müracaat ediyor. Banka, herhangi (umumiyetle beynelmilel piyasada tedavül eden maden, buğday, petrol gibi) bir malı alıp, kredi talebinde bulunan kişiye vadeli satıyor, sonra bunun vekili sıfatıyla, üçüncü bir şahsa peşin ucuza satıyor. Bu parayı kredi isteyene veriyor. Teverrukun bir başka çeşidi daha vardır. Burada bir kimse, bankaya muayyen bir malı almak üzere bir miktar para yatırıyor. Banka onun adına malı alıyor. Üzerine kâr koyup kredi isteyenin vekili sıfatıyla üçüncü bir şahsa satıyor. Böylece banka müşterisi, tayin edilen vade sonunda hem yatırdığı parayı, hem kârı almış oluyor. Bu, kredi muamelesi değil, mevduat faizine benzer. Teverruk ilk hâliyle, bey’ü’l-ıyne (ıyne satışı) gibidir. Ancak burada banka, malı satacağını kendisine şart koşmaktadır. Yoksa müşteri teverruku kabul etmez. Bu, caiz değildir; çünki “Bir akitte iki akit olmaz” hadis-i şerifine mugayirdir. Banka çok zaman malın ne olduğunu bile bilmez. Malın, müşteriye satılmasından sonra, bir başkasına satılması için bankaya vekâlet şartı da akdi ifsad eder. Bir menkul malın kabzedilmeden (teslim alınmadan) satışı caiz değildir. Vekil ile alıcı veya satıcı aynı kişi olamaz. Yani bir kimse müvekkilin malını kendisine alamaz; kendi malını müvekkile satamaz. Her iki hâlde de caiz değildir.


29 Ağustos 2021 Pazar
Alakalı Başlıklar