SON HALİFENİN TORUNU GÖÇTÜ
Geçen hafta iki taçsız hükümdar bu dünyadan göçtü. Evvela Yunanistan’ın son kralı II. Konstantinos, yıllarca sürgün yaşadıktan sonra yakın zamanda yerleştiği ülkesinde vefat etti.
Ardından da bugün çok kimsenin hatırlamadığı, ama vaktiyle dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Haydarâbâd’ın son hükümdarı Bereket Câh, 90 yaşında İstanbul’da vefat etti ve Haydarâbâd’da defnolundu. Câh, asalet unvanıdır.
Bereket Câh, son halife Abdülmecid Efendi’nin torunu ve nesil itibarıyla Osman Gazi’ye en yakın üç torundan biri idi. Annesi Dürrişehvar Sultan (1914-2006); hanedanın en popüler ferdlerinden biriydi.
Gözü yaşlı oyuncaklar!
Hadice Hayriye Ayşe Dürrişehvar Sultan, 1914’te Mehisti Hanım’dan, babasının Çamlıca İcadiye Tepesi’ndeki kasrında dünyaya geldi. Dürrişehvar, şahlara layık inci demektir. Abdülmecid Efendi “şah”lı isimleri pek severdi.
Ağabeyi Şehzade Ömer Faruk Efendi, kendisinden yaşça çok büyüktü. O zamana göre ileri fikirli görünen Abdülmecid Efendi ve ailesi mütevazı ve âdeta sıradan bir aile hayatı yaşardı.
Abdülmecid Efendi 1922’de Müslümanların son halifesi olarak tarihe geçti. 2 sene dolmadan 3 Mart 1924’te Ankara Meclisi halifeliği kaldırdı ve hanedanı topyekûn sınır dışı etti.
Halife ve ailesi 24 saat içinde daha eşyalarını bile toplayamadan apar topar sürgüne yollandı. Dürrişehvar Sultan böylece daha 10 yaşında iken vatanından ayrılmak mecburiyetinde kaldı
Dolmabahçe Sarayı’nda oynadığı oyuncaklar, son yıllarda teşhire açılmış; görenlerde hazin hisler uyandırmaktadır.
Halife ve ailesi, evvela İsviçre’ye, sonra da ekonomik sebeplerle Fransa’nın Nice şehrine yerleşti.
Kimlerin elinde kaldı!
Dürrişehvar Sultan, sürgünün ilk günü yaşadıklarını içli bir üslupla kaleme almıştır. Sonradan Doğan ismiyle neşrettiği hatıralarında diyor ki: “Artık dayanamadım. ‘Ey büyük Fatih’ dedim. ‘Bak şaheserin kimlerin elinde kaldı! Onun yegâne muhafızı senin asil aileni istemiyorlar!
Senin hafîdliğine bihakkın [torunun olmaya hakkıyla] lâyık olan halifeyi memleketinden atıyorlar. Hizmetini reddederek, vatan aşkıyla dolu olan kalbini çiğnediler. Milletinin şimdiye kadar lekesiz kalan ismini kirlettiler. Türk neslinin asaletini ortaya çıkaran Âl-i Osman, eski yurdunun sevgili kucağından atıldı...
Necib ecdadımızın bu sevgili yurdunu seyretmeye doyamıyordum. Bizi hiç olmazsa sen unutma!’ dedim... Bütün ümitlerim yıkılmış ve saadetin parlak ışıkları sönmüştü. Karanlık bir köşeye çekilerek o felâketli günlerin hatıralarını gözyaşlarımla silmeye çalıştım.
Arkamızda yedi asırdan beri hüküm süren Osmanlı ailesinin sönmüş ocağını ve Türk tarihini şanla dolduran dâhilerin tahtını sahipsiz bırakarak ecdâdımızın sevgili yurdunu terk ettik... Memleketten son bir hâtıra olmak üzere yerden bir çakıl taşı aldım. Vatanımın bu mini mini parçasını kalbimin üzerine bastırarak düşündüm.”
Berar Prensesi
Dürrişehvar Sultan Nice’te 20 Aralık 1931’de İngiltere’ye bağlı Haydarâbâd Nizâmı Osman Âsaf Câh’ın oğlu Berar Prensi Âzam Câh Himâyet Ali Han (1907-1970) ile evlendi. Nikâhlarını 1931’de Damad Şerif Paşa kıydı. Böylece Berar Prensesi oldu.
Sultan V. Murad’ın torunu Nilüfer Hanımsultan da aynı zamanda damadın küçük kardeşi Şecâat ile evlendi. Böylece Dürrişehvar Sultan, ailesini kurtarmak adına, denk olmayan biriyle evlenerek, kendisini feda etmek asaletini gösterdi.
O zamanlar dünyanın en zengin adamlarından biri sayılan ve TIME mecmuasına göre 1937’de serveti 2 milyar dolar olan Nizâm (1886-1967), Osmanlı ailesinin sürgündeki mağduriyetini haber alıp, İngilizleri de ürkütmeden, 1925’ten itibaren Halife’ye 300 sterlin maaş bağlamıştı.
Halife ile dünür olduktan sonra tahsisatı 500 sterline çıkarmış; Halife ve ailesi bu sayede nefes almıştır. Halife’ye verilen ek tahsisattan, hânedanın muhtaç ferdlerine maaş taksim edildi. Böylece Dürrişehvar Sultan’ın evliliği, aileye nisbeten bir nefes aldırdı.
Bu evlilik için bazılarınca “Nizam’ın halifeliği elde etmek için giriştiği bir manevra olduğu” dedikodusu yapıldı. Ankara, hanedanı güçlendireceğinden korktuğu için bu evliliği protesto ettiyse de İngiltere hükûmeti evliliğin siyasi bir ciheti olmadığı cihetinde teminat verdi.
Hindistan’ın incisi
Haydarâbâd, Güney Hindistan’da büyük bir şehirdir. Sünnî Hanefî nizamlar, Gürgâniye Devleti soylularından olup, 1724’ten beri burada hüküm süren Semerkant asıllı bir Müslüman hânedandır. İkinci nizam Nâsır, Sultan I. Mahmud’u halife tanıdığını beyan eden bir mektup göndermişti. İlk kurucusunun isminden dolayı hükümdarlarına “nizam” denir.
İngiliz işgalinden sonra da isyana katılmadığı için otonom olarak varlığını devam ettiren Haydarâbâd Nizâmlığı, 1948’de kurulan Hindistan federasyonunun bir parçası iken, 1956’da hâkimiyeti tamamen kaldırıldı.
Nizamlığın nüfusu, Dürrişehvar Sultan'ın evlendiği 1931’de 15 milyon; 1981’de ise 35 milyondu. Halkın %13’ü Müslümandır. Haydarâbâd, Hindistan’ın 5. büyük şehridir. Nizâm’ın kurduğu ve İslâm tetkikleriyle meşhur Osmaniyye Üniversitesi vardır.
Sert bakış!
Dürrişehvar Sultan, annesi ve Türkiye’den getirttiği eski saray bendegânından 22 kadar kız ile babasının kâtibi Hüseyin Nakib Bey refakatinde Haydarâbâd’a gitti. Burada hayır işleriyle meşgul oldu.
İklim ve âdetlere intibak edemedi ve mutlu olamadı; ama evliliğini de vazife şuuruyla sürdürdü. Nilüfer Hanımsultan ise, bu hayata ve kocasının sefahatine dayanamayarak 1952’de ayrıldı.
1935 senesinde Kral V. George’un verdiği jübilede, Dürrişehvar Sultan, davetliler arasındaki başbakan İsmet İnönü ile karşılaştı. Dürrişehvar Sultan, kendisine uzatılan eli sıkmak yerine, elini boynundaki hânedan nişanına götürerek İnönü’ye sert bir bakış attı ve arkasını dönüp uzaklaştı. İnönü, bunun intikamını sonradan fena alacaktı!..
Sükse yapan ziyaretler
Dürrişehvar Sultan, 1944’te vefat eden babasını İstanbul’a defnettirebilmek için 1945 ve 1948’de diplomatik pasaportla Türkiye’ye girip çıktı. Aslında memlekete girmesi yasak olduğu hâlde, diplomatik pasaport kapıları açmıştı. Artık reisicumhur koltuğundaki İsmet İnönü ile görüştü ise de, muvaffak olamadı.
Gazeteler Dürrişehvar Sultan’ın ziyaretlerine uzun yer ayırdı. Dürrişehvar Sultan, hânedanın hanımlarına memlekete dönüş izni verildiği 1952’den sonra yazları umumiyetle İstanbul’da geçirirdi...
1911’de tahta geçen 7. nizam Osman Ali Han, 1967’de vefat etmeden, müsrif diye beğenmediği oğlu Himâyet’i atlayarak, Bereket’i yerine bıraktı.
Soylu kırgınlık
Dürrişehvar Sultan, Cihan Harbi sebebiyle ve çocukların tahsili vesilesiyle Londra’ya yerleşti. Nizamlığın Londra’daki temsilciliği olan ''Hyderabad Palace''da yaşadı. Burada 7 Şubat 2006 tarihinde vefat etti. Brookwood’da medfundur.
Babası hükümdar sayılırsa, yaşça en son dünyaya gelen ve en son vefat eden hükümdar çocuğudur. 8 lisan konuşurdu. Hattat ve amatör tiyatro yazarı idi. Hatıralarını Hindistan’da bastırmıştır.
Uzun boylu idi. Zamanın en güzel kadınlarından birisi sayılırdı. Soğuk görünüşü ardında, çekingenliği ve hususi hayatını ifşa etmemek arzusu yatardı.
İki sultanzade
Dürrişehvar Sultan’ın, Damad Himâyet Ali Han’dan (1907- 1970), her ikisi de Nice’te dünyaya gelen iki oğlu oldu. Sultanzade Mir Bereket Ali Han Mükerrem Câh, 1933’te doğdu. Cambridge’te mühendislik ve Standurst askerî mektebinde istihkâm tahsili gördü.
1967’de vefat eden dedesinin yerine, vasiyeti üzerine Haydarâbâd Nizâmı ve Âsaf-Câh hânedanının reisi oldu. Nehru’nun yakın arkadaşı olan Âzam Câh’ın, bir ara büyükelçi olarak Müslüman bir memlekete gönderilmesi düşünülmüştü.
Haydarâbâd’daki 6 sarayından biri (Çarmahal) müze ve biri de (Feleknüma) lüks oteldir. 1980’lere kadar babası gibi Hindistan’daki en zengin adam iken, boşanma ve hukukî ihtilaflar sebebiyle servetinin çoğunu kaybetti. Şu andaki serveti 1 milyar dolar tahmin edilmektedir.
Dört defa evlendi. Altı çocuğu oldu. Otomobillere meraklıydı. 1996’dan beri ekseri Türkiye’de yaşıyordu.
Dürrişehvar Sultan’ın ikinci oğlu Sultanzâde Mir Kerâmet Ali Han Mufahham Câh, 1939 tarihinde Nice’te doğdu. Haydarâbâd, Fransa ve İngiltere’de tahsil gördü. Cambridge’de hukuk okudu. Hindistan’da destek verdiği popüler bir mühendislik ve teknoloji fakültesi kendi ismini taşımaktadır. İki oğlu vardır. Londra ve Haydarâbâd’da yaşamaktadır.
Önceki Yazılar
-
AVRUPA ÇEKİ VE HAVALEYİ MÜSLÜMANLARDAN ÖĞRENDİ18.11.2024
-
İYİ DÜELLO YAPANLAR, KÖTÜ ASKER OLURLAR!11.11.2024
-
Ankara ve İngiltere hattında HASSAS DENGELER4.11.2024
-
TERÖRÜN ALTIN ÇAĞI!28.10.2024
-
SULTAN HAMİD’İN TEK VÂRİSİ YAHUDİ DİŞÇİ!21.10.2024
-
CASUSLAR SAVAŞI14.10.2024
-
Türkiye ve İngiltere Hattında KAYIKÇI KAVGASI7.10.2024
-
ZAMAN SANA UYMAZSA SEN ZAMANA UY!30.09.2024
-
TÜRKLERİN BİNLERCE YILLIK HUKUK ve ADALET MACERASI23.09.2024
-
93 HARBİ FACİASINA BÜROKRASİ SEBEP OLDU16.09.2024