Sual
Sefere çıkan kimse, o gün orucunu bozabilir mi?
Cevap
Üç günlük yola [104 kilometreye] gitmek için niyet ederek yola çıkan misâfir, orucunu ertesi gün bozabilir ve Ramazan’dan sonra kazâ eder ise de, zarar etmezse, tutması efdaldir. Yolda ve onbeş günden az kalacağı yerde tuttuğu orucu bozarsa, kefâret lâzım olmaz. Misâfirliği bitip evine gelince veya gittiği yerde onbeş gün kalmağı niyet edince, tutmadığı günleri kazâ eder. Sefere çıkmaya niyet eden kimse, oruca niyet etmemiş olsa bile sefere çıkmadan orucu yiyemez. Bir şey yiyip içmese ve oruca niyet zamanı geçse, oruç tutması lâzım olduğundan, bundan sonra sefere çıksa bile, o gün için orucunu bozamaz. Niyet zamanı içinde oruca niyet etmese veya etse bile bir şey yiyip içmese, vakit çıkmadan da sefere çıksa, bu kimseye oruca başlamak farz olmadığından, orucu bozabilir ve kazâ eder. [Hindiyye] Sefere çıktığı gün, orucunu bozamayan kimse, sefer mesafesi gittiği yerde, giriş ve çıkış günleri hariç 15 günden az kalacaksa, burada oruç tutmayabilir. Gündüz sefere çıkan kimse, o gün orucu yiyemez ise de, eğer yolculuğu [Avrupa’dan araba ile Türkiye’ye gelen işçiler gibi] iki-üç gün sürüyorsa, yolda oruç tutmayabilir. Nimet-i İslâm’da der ki: Sâim, mukim iken, sefere karar verip, yemek veya cimâda bulunmak kazâyı icab ettirir. Zikrolunan iki surette, orucu bozmak helâl değil ise de, sefer şüphesine mebni, keffâret sâkıttır [kefarete gerek yoktur]. İkinci surette, keffâretin sukûtu [düşmesi], seferin tahakkuku hâline hâs olup, şayet vatan-ı umrânından infisal etmeden [vatanının finasından ayrılmadan] yer veyahud vatan-ı umrânından ayrılıp, yola çıktıktan sonra, unuttuğu bir şeyi almak için, vatana rücû ederek, orada yer ise, bunlardan birinci surette, sefer daha tahukkuk etmemiş olduğundan ve ikinci surette vatana rücu ile, sefer geri kalmış olmasından, kefaret lâzım gelir.