Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

Fıkıh kitaplarında “Her şeye vekilimsin denilen umumî vekil, talâk, hediye, sadaka ve vakıftan başka her şeyi, sahibi adına yapabilir” sözünden sonra “Birisine, her şeyde vekilimsin dese, yalnız malını korumak için vekil etmiş olur. Her şeyde vekilimsin, emrin câizdir dese, bey’ ve şirâ ve hibe, yani hediye etmek ve sadaka gibi bütün muamelatta vekil yapmış olur” diyor. Şu halde birisini umumî vekil yapmak nasıl olmalıdır?
Vekâlet hususî ve umumî olmak üzere ikiye ayrılır. Belli bir işi yapmak üzere vekil etmişse, hususî vekildir. “Bana şu binayı al!” dese böyledir. “Sen benim her hususta vekilimsin” derse umumî vekâlet bahis mevzuu olur. Vekil, müvekkili adına her şeyi yapabilir. İmam Muhammed’e göre böyledir. Ancak İmam Ebu Hanife’ye göre boşama ile köle azadı ve vakıf dışında her şeyi yapabilir. Mezhebin asıl kavli ve fetvâ da böyledir.
Fıkıhta hiçbir akide şekil şartı aranmadığı halde, umumî veya hususî vekâlet ile risâleti ayırmak için müvekkilin kullandığı lafızlara ehemmiyet verilir. Durup dururken “Ben seni vekil tayin ettim” gibi umumi ve mutlak bir sözle de umumî vekâlet sabit olur. Her şeyde vekilimsin sözü, şey tabiri kullanıldığı için, mallarını korumaya hamledilir ve vekâletin en alt derecesidir. Bu bu söze ilâveten “Emrin (işin) câizdir” dediği zaman, malı koruma yanında muamele salâhiyeti de vermiş olur. “Seni her işte vekil tayin ettim” demesi de böyledir.
Böyle umumî vekil olan kimse, boşama, azat ve vakıf dışında, hibe, ibrâ gibi teberruları da yapabilir mi? Ebulleys gibi yapabilir diyen de vardır, Zahîre’de olduğu gibi yapamaz diyen de vardır. Fetvâya esas olan da yapamaz diyenlerin sözüdür. (İbni Âbidin, Vekâlet bahsi).


17 Haziran 2011 Cuma
Alakalı Başlıklar