Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

En çok hadis-i şerif rivayet eden Ebu Hüreyre’yi Hazret-i Ömer’in hadis uydurmakla itham edip sürgüne gönderdiği doğru mudur?
Bazı Şiiler ve Mutezile mezhebinden Nazzam gibi ehl-i bidattan olan bazı kimseler Ebu Hüreyre’yi bu sebeple tenkit etmiştir. Müsteşriklerin meşhurlarından Ignaz Goldziher, İslâm dünyasında hadislerin tedvini (toplanıp yazılması) faaliyetinin öncüsü sayılan İmam Zührî’yi yalancılıkla suçlar. Bu yoldan giden bazı müellifler, kendisinden en çok hadis-i şerif rivayet edilen sahabi olan Ebû Hüreyre’yi de itham etmişler; Hayber’in fethinden sonra müslüman olduğu ve Hazret-i Peygamber ile az bir zaman geçirdiği gerekçesiyle, kendisinden bu kadar çok hadis rivayet edilmesini şüphe ile karşılamışlardır. Bunların Mısırlı takipçisi Ebû Reyye’nin (1970) bu yoldaki Advâ alâ Sünneti’l-Muhammediyye adındaki kitabına, İslâm dünyasında pek çok reddiye yazılmıştır. Bunlardan Suriyeli profesör Mustafa Sibâî’nin (1964) es-Sünnetü ve Mekânetühâ fi’t-Teşrî’il-İslâmî adlı kitabı Türkçe’ye de tercüme edilmiştir. İç harb zamanında Hazret-i Ali tarafında yer almayıp kenara çekildiği için Şiilerin hedefi olmuştur.

Abdurrahman bin Sahr, Ezd kabilesinden olup Hayber senesi müslüman oldu. Kendisini kucağında bir kedi yavrusuyla gören Hazret-i Peygamber, ona Ebû Hüreyre (Kedicik babası) ismini vermişti. Eshab-ı suffadan olup, hiç huzurundan ayrılmadığı Hazret-i Peygamber’in dualarına kavuşmuştur. Bu sebeple hafızası pek kuvvetliydi. 5374 hadis-i şerif ile en çok hadis-i şerif rivayet eden sahabidir. Hazret-i Ömer tarafından Bahreyn valiliğine, Hazret-i Osman tarafından Mekke kadılığına, Hazret-i Muaviye tarafından da Mekke valiliğine tayin edildi. 59/678 senesinde 78 yaşındayken Medine’de vefat etti. Hazret-i Ömer’in insanların fetva sorabilmesi için müftü tayin ettiği kişilerdendir. İslâm âlimlerinden sekiz yüzden fazla kimse, Ebû Hüreyre’den hadis-i şerif alıp bildirmiştir. Bunlardan çoğu Sahabe ve Tabiinden idi. Meselâ Abdullah bin Abbas, Abdullah bin Ömer, Câbir bin Abdullah ve Enes bin Mâlik, Ebû Hüreyre’den hadis-i şerif nakletmişlerdir. Rivayet ettiği 5374 hadisi şerifte Ebu Hureyre sadece yüz küsur rivayette tek kalmıştır. Diğer bütün rivayetleri başka sahabiler tarafından da nakledilmiştir. O yüzden kendisine az zamanda çok rivayet yapmış diye yapılan bütün tenkitler boş olmaktadır. Hazret-i Peygamber’in, Ebû Hüreyre’ye ilmi ve zekâsının artması için dua buyurduğunu bildiren meşhur hadis, Sahih-i Buhari’nin Kitâbü’l-İlm kısmında yazılıdır. Ebû Hüreyre anlatıyor: “Resulullahın yanında oturuyorduk. Buyurdu ki, ‘İçinizden hanginiz elbisesini çıkarıp yere yayar? Bazı şeyler söyleyeceğim. Sonra elbisesini toplayıp, katlasın; sözlerimi hiç unutmaz’. Paltomu çıkarıp yaydım. Resulullah efendimiz dilediğini söyledi. Paltomu giydim. Göğsümü kapadım. Bundan sonra, işittiğim hiçbir şeyi unutmadım”.

Ebû Hüreyre, daha hayattayken de çok fazla hadis rivayet etmesiyle alâkalı tarizlerle karşılaşmış; “Sizler hurma tarlalarında, Medine çarşısında dünyalık kazanmak için uğraşırken, ben bir lokma bir hırkaya razı olup, Peygamberimizin yanından bir an bile ayrılmadım ve ne söylediyse hıfzettim” diyerek kendisini müdafaa etmiştir.

Resulullah’ın "La ilahe illallah diyen cennete gider" buyurduğu, bunu herkese müjdelemek isteyen Ebu Hüreyre’ye, Hazret-i Ömer, “Bunu yapmayın! Zira, korkarım insanlar buna güvenip amelden uzak kalırlar” dedi. Resulullah da tasvip buyurdu. (Müslim, İman, 52) Hazret-i Ömer, Ebu Hüreyre’yi Bahreyn’e kadı, sonra da vali tayin etti. Medine’ye döndüğü zaman, herkese yaptığı gibi, mal beyanında bulunmasını istedi. Ebu Hüreyre 20.000 dirhem getirdiğini, bunu da yaptığı ticaretten veya üreyen atlarından, biriken maaşlarından ve kölesinin kazancından elde ettiğini söyledi. Hazret-i Ömer, sermayesini ve vazife icabı harcadığı parayı aldıktan sonra geri kalanı beytülmale iade etmesini emretti. Bazı rivayetlerde Hazret-i Ömer’in kızdığı, “Ey Allah’ın ve kitabının düşmanı! Allah’a ait olan malı mı çaldın?” diye çıkıştığı geçer. Sonradan Ebu Hüreyre’nin haklı olduğu anlaşılınca, Halife onu tekrar vali tayin etti. Ama o, töhmet altında kalmak istemediği için kabul etmedi. Halifeyi de rahmet ile anarak dua etti. Bu hadise el-İsâbe, Ebu Ubeyd’in Kitabü’l-Emval ve İbn Sa’d’ın Tabakat gibi mehazlarda geçer.


20 Temmuz 2025 Pazar
Alakalı Başlıklar