Sual
Bilhassa XVII.asır başlarından itibaren bizde neden şehir ressamları, asar-ı atika meraklıları çıkmamıştır? Avrupa’da bugün ufak bir şehrin bile eski binalarının, meydanlarının, meşhurlarının, 300-400 sene evvelki resimlerine, gravürlerine erişmek mümkün. Fakat biz kendi kültürümüzü bile ecnebi gravürlerden seyrediyoruz. Minyatürler bu doygunluğu vermiyor. Hele şehir ve bina minyatürlerinden bir şey anlamak muhaldir. Bu hazin halin sebebi nedir? Neden bu güzellikleri resmetmek, arşivlemek, kayıt altına almak gibi düşüncelere sahip kişiler bizde çıkmadı? Bunun, geçmiştekilerin hatıralar yazmaması ile bağlantısı da var mıdır? Yahya Kemal, resimsiz ve nesirsiz bir medeniyet diye bu hazin vaziyeti çok öz olarak ifade etmiş ve yakınmış olmuyor mu?
Cevap
Resmin mevcudiyeti bu kadar mühim mi, evvela bu paradigmayı çözmek lazımdır. Kaldı ki Türk milleti çok meraklı bir millet değildir. Pratiktir. Dünya hayatına düşkün değildir. Mütevazıdır. Hatırat yazmamanın sebebi biraz da budur. Öte yandan sözlü kültürü ve hissiyatı, yazılı kültür ve fikriyata tercih eder. Bu sebeple eşya onlar için çok şey ifade etmiyor. Yaşanmışlık ve his onlar için daha mühimdir. Nesirsiz millet sözü yanlıştır. Dünya edebiyatının en kıymetli nesirleri şarkta yazılmıştır.
Alakalı Başlıklar