Görünürde böyle yapsaydı, hem kendisine İslam aleminde büyük bir prestij kazandırır, hem de Osmanlı’nın Rumeli’deki bakiyesine son verebilirdi. Böylece hem Anadolu’daki hakimiyetini teminat altına almış olur hem de Fatih diye tarihe geçerdi. Ancak Timur denizi sevmezdi, hatta çekinirdi. İstanbul’un fethi için deniz muharebesi icap eder. Timur ise kara cihangiridir. Şehri ablukaya alması lazımdı ki, Timur’un bunun için vakti yoktu. Timur’un gayesi Çin’i almaktı. İstanbul ile uğraşmaya değmezdi. Avrupa’yı düşman etmeye değmezdi. İstanbul’u alabilecek güçte olduğunu söylemek de kolay değildir. Osmanlılara karşı da hezimete uğrayacağı düşünülüyordu. Sultan Bayezid’in onu çok hafife alması ve beyliklerin entrikası neticesi kazanabildi. Kaldı ki Timur’un böyle bir derdi yoktu. Zaten İmparator Manuel hemen kendisine tabiyetini bildirdi. Timur’da bu idealistliği aramak yersizdir.