Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

Eski Türklerin matriarkal olduğu doğru mudur?
Eski Türkler pederşahi (patriarkal, babaerkil) idi. Mesela evlenen kıza/kadına gelin adının verilmesi, pederşahî bir aile sisteminin mevcudiyetini gösterir. Çünki gelin, gelen manasına olup evlenen kızın kocasının evine geldiği neticesi çıkmaktadır. Katmaktan gelen katın/kadın kelimesi de böyledir. Güvey kelimesi de güvenilen manasına olup, gelinin kendisine teslim edildiği itimada şayan kimse için kullanılır. Avrupa dillerinde babanın ve annenin kardeşleri için aynı kelime kullanılırken; Türkçe’de her ikisi için de ayrı bir kelimenin bulunuşu (abaga->abica->amca ve dagay->dayı), eski Türklerin maderşahî (matriarkal) değil, pederşahî (patriarkal) bir aile sistemini kabul etmiş olduğunu gösteren başka bir delildir.

Aile daha çok anne, baba ve çocuklardan meydana geliyordu. Evlenen kız veya erkek, ailesinden kendi hissesine düşenleri alarak ayrı ev kurardı. Bu evler, birbirine yakın surette kurulur ve bu evlerden kabileler teşekkül ederdi. Evin reisi babadır. Bu sebeple eski Türklerde pederşahî bir aile ananesinden söz edilir. Ama bu âdet, Eski Roma’daki kadar sert değildir. Nitekim bütün eski medeniyetlerde, Roma’dan Çin’e kadar kadın erkeğin arkasındadır ve ikinci derece bir statüye sahiptir. Bu statü birbirinin aynısı değildir.

Ancak eski Türklerde evde annenin de rolü az değildir. Kadın, o devrin diğer cemiyetlerinden ileri bir statüdedir, ama hiçbir zaman erkeğin önünde veya yanında olmadığı gibi, siyasî hayatta da söz sahibi değildir. Göçebe ve yarı göçebe hayatın az çok hâkim olduğu bir cemiyette bu tabiidir.

Anadolu’da babanın ölümünden sonra eve annenin hâkim oluşu, büyük erkek çocukların bile aileyle alâkalı meselelerde annelerinin sözünden çıkmayışı yaygın bir âdettir. Gerek Türk gerekse İslâm tarihinde kadınlar hiçbir zaman zannedildiği gibi ezik bir pozisyonda olmamıştır. Bunun hilafına değerlendirmeler, kadına tarihin biçtiği role göre değil, onu görmek istedikleri mevkiye göre yapıldığı için hatalıdır.

Anadolu’da bir kadın erkeğin önünde yürümez, onun yolunu kesmez, sözünün üstüne söz söylemez, içeri girince ayağa kalkar. Bu onun ezikliğini değil, faziletini gösterir. Büyükannem çok güçlü şahsiyet sahibi bir kadın olduğu halde, “Bir evde erkeğin kadri bilinmiyorsa, o evden hayır gelmez” derdi.


20 Kasım 2024 Çarşamba
Alakalı Başlıklar