Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

İnsanların farkında bile olmadan yaptığı magandalıklar hakkında ne söylersiniz?
Globalleşme, sosyal medyanın kişilerdeki itimad-ı nefsi (özgüveni) kabartması, şehir ve köy kültürünün tamamen ortadan kalkması, ananelerin tesirini kaybetmesi, mahalle baskısı denilen otokontrolün yok olması, insanları o hale getirdi ki, yaptıkları gayrı medeni işleri tabii görmeye başladılar. Küstahlık ve ukalalık normal, adab-ı muaşeret (görgü) kaideleri züppelik olarak görülmeye başlandı. Egoizmin adı özgüven oldu. Hâline bakmadan dünyayı kurtarmaya, cemiyete nizam vermeye kalktı. Halbuki insan cemiyet halinde yaşamaya muhtaçtır. O halde bazı kaidelere riayet etmeye, hürriyetini sınırsız kullanmamaya, karşısındakine saygı göstermeye de mecburdur. Bu gibi işler az değildir.

1-Sıkışık trafikte sanki ilerleyecekmiş gibi korna çalar. Zaten siniri tepesindeki insanları iyice çıldırtır.

2-Motosiklet veya Murat marka araba ile gezerken egzozu çatlatır.

3-Mahir bir tabip edasıyla ona buna ilaç ve tedavi tavsiye eder, hatta zorla bulup içirir.

4-Ayakkabılarını apartman boşluğunda, ortak yerlerde çıkarır.

5-Çöplerini kapının önüne koyar. Akar, kokar, kedi deşer. Çirkin manzaraya aldırmaz. Üzerinden atlar, çöp kutusuna koymaz.

6-Kaldırımda ya da binaların girişinde sigara içer, milleti duman altı eder.

7-Köpeklerini herkesin sevmesini ister, sokakta tasmasını söker, bir şey yapmaz der. Köpek diyene kızar, onun bir adı var der, ama insanlara bu kadar saygı duymaz.

8-Sokakta, parkta, balkonda mangal yakar. Milleti is ve kokuya boğar. Mangal, Türk milletinin alamet-i farikası olmuştur. Eskiden pikniğe börek ve yalancı sarma/dolma ile gidilirdi. Mangal yakmayı da bilmez, ateş harlıyken etleri yarı çiğ yarı yanmış yer/yedirir.

9-Parklarda çıtır çıtır çekirdek çitler. Çöpçüler boş kalmasın diye kabuklarını yerlere veya bankın üzerine atar.

10-Arabasını tek şeritte bırakıp, mesela dükkandan alışveriş yapar.

11-Arabadan, taksiden, dolmuştan gidecekleri yerin tam önünde inmek ister. İki adım yürüyemez. Yol tıkanmış, insanlar beklemiş, aldırmaz.

12-Düğünde, maçta veya asker uğurlamada, hasta/bebek/çalışan düşünmeksizin kendisini hiç tanımayan insanları neşesine/acısına ortak etmek için, sanki milletin umurunda gibi konvoy yapar. Dart dart korna çalar. Yetmez, düğünlerde silah ve fişek atar, ortalığı ateşe verir.

13-Herkesi irşad etmek için camide vaazın sesini hoparlörle sokağa verir. Yetmez, namazı ve tesbihatı hoparlöre verip sokaktan geleni geçeni veya etrafta oturanı rahatsız eder. Dinden çıkacak hale getirir.

14-Camide tesbihatı, sanki millet tek başına yapamıyormuş gibi, mikrofonu en son fazda alarak yüksek sesle yapar. Sesinin güzelliğini/çirkinliğini herkes duysun ister. Namaz kılanları, Kur’an-ı kerim okuyanları şaşırtmaya aldırmaz.

15-Asansörün kapısını açar, arkadaşı gelsin diye dakikalarca bekletir. Babası asansörde sigara yakar, çocuğu asansöre çişini yapar.

16-Arabasıyla giderken sesini sonuna kadar açtığı korkunç bir müziği herkese dinletir.

17-Umumi yerlerde, alabildiğince yüksek sesle birbiriyle veya telefonla konuşur, hatta bağırır.

18-Dünyanın her yerinde yayaların geçiş önceliği olmasına rağmen, bunlar, yaya geçidinde bile yayalara yol vermez.

19-Market kasasında ardında onlarca bekleyen varken kasiyerle muhabbet eder, münakaşa eder, bir yandan telefonla konuşur veya çantasından kart ve para arar.

20-Başkasının park yerine veya garaj çıkışı önüne park eder.

21-Vapur iskeleye, tayyare aprona varmadan yerinden kalkar, sanki içerde unutacaklarmış gibi koridora dizilir.

22-Trene, tayyareye, otobüse sırtında çantasıyla biner, sağa sola bakarken çantasıyla oturanlara vurur.

23-Yollara, kaldırımlara, çimenlere; köpekler, kediler ve kuşlar için artık yemekler döker.

24-Camiye küçük çocuk getirir. Ama büyüdüğü zaman dinle diyanetle alakası olup olmadığıyla alakadar olmaz.

25-Umumi yerlerde cam kenarına oturur. Üşüyorum diye cam açtırmaz.

26-Telefon açar, ismini söylemez. Karşıdaki tanımayınca alınır. Kayıtlı değil miyim diye söylenir. Bununla da kalmaz, bilmece gibi hadi bil bakalım diye bekler.

27-Olur olmaz zamanda telefon açar. Saat mefhumu yoktur. Mesajla halledilebilecek bir şeyi telefonla halletmeye kalkar. Karşı taraftaki ne haldedir bilmez. Telefonu bir haberleşme değil muhabbet vasıtası olarak görür. Saatlerce hatları meşgul eder. Zaruri bir şey olduğunda ulaşma imkânı kalmaz.

28-Kaldırımlara araba park ederler. Yayalar geçemez, yola inmek zorunda kalır.

29-Yağmurlu havalarda süratli gider, yayalara su sıçratarak kendisini tatmin eder.

30-Tıp, tarih ve din hususunda ulu orta konuşur. İddialaşır. Mütehassısları tenkit eder. Saçma sapan caps’ler paylaşır.

31-İki kişi konuşurken yanlarına gelir, mahrem bir şey görüştüklerini düşünmez, konuşmayı devam ettirmelerini bekler, hatta kendisi de dahil olur.

32-Kitap yazarından kendisine hem de imzalı hediye kitap göndermesini ister. Kitapları yazarın değil, yayınevinin basıp yaydığından habersizdir. Böylece yazardan kitap satın alıp kendisine yollamasını umar.

33-Her yerde din ve siyaset hususunda militan edasıyla ulu orta konuşur, fikir beyan eder, kırar döker, hiç aldırmaz. Halbuki medeni memleketlerde kimse din ve siyaset hakkında ulu orta fikir beyan etmez, karşısındakini incitmeye korkar.

34-Nereye gidiyorsun, nereden geliyorsun, ne aldın, kiminle konuşuyorsun, gibi üzerine vazife olmayan mahrem şeyleri merak eder. Yalan söylemek mecburiyetinde bırakır.

35-Doktor olduğunuzu öğrenince yedi sülalesinin şikayetlerini anlatır. Avukat olduğunuzu öğrenince konu komşunun davalarını hikâye eder. Üniversitede hoca olduğunuzu duyunca herhangi bir fakültedeki herhangi bir talebeyi tanıyıp tanımadığınızı sorar.

36-Kaldırımda dikilir veya yan yana ağır ağır yürür. Karşıdan gelene yol vermez, yol isterse kızar, söylenir.

37-Kapıları elle kapatmaz, çarpar.

38-Nasılsın dersiniz, kızının, oğlunun, gelininin, damadının, torununun tahsilini, işyerindeki muvaffakiyetini, patronunun onu çok sevdiğini, birinci olduğunu vs anlatmaya başlar.

39-Olur olmaz zamanlarda merasim, müsabaka veya bir büyükbaşın geçişi sebebiyle yolları yasaklar. Program veya ziyaret var diye müzeleri, tarihi eserleri ziyarete kapatır.

40-Randevu alarak gidilse bile, başkasıyla telefonla konuşur. Randevu ile gelenin hakkını yer.

41-Park ederken şeritlere dikkat etmez. İki hatta üç arabalık yere park eder. Arabasının rahatını düşünür.

42-Sinemaya, tiyatroya, konsere, anfiye en son gelip araya geçmeye çalışır. Herkesi kaldırır, koltukları çarpar, konsantrasyonu bozar.

43-Denizde manasız çığlıklar atar, etrafındakilere zorla yüzme öğretmeye kalkar.

44-Arabayı park eder, stop ettirmez. İşini görene kadar araba har har çalışır. Gürültüsü ve dumanı etraftakileri rahatsız eder.

45-Otobüste trende valizlerini bagaja vermez. Elinde bir sürü torba ve çanta vardır. Yanındakine oturacak veya geçecek yer bırakmaz.

46-Çok şişmandır. Tek bilet alır. Adeta iki koltuğu işgal eder. Yanındaki çile çeker.

47-İnsanlara çocuğu olup olmadığını sorar. Neden olmadığını öğrenmek ister. İnsanları yalan söylemeye mecbur eder.

48-Plaj duşunda şampuan kullanır, suyun denize akıp gittiğini düşünmez.

49-Sual sorar, cevabını dinlemez, sağa sola bakar, başkasına laf yetiştirir. Konuşan ağzı açık kalır.

50-Olur olmaz şeyleri emanet veya ödünç alır. İşi bitince vermez. Karşı tarafı istemeye mecbur eder, daha beteri geri verdim ya der veya aldığını inkâr eder.


6 Ekim 2024 Pazar
Alakalı Başlıklar