İtikadı düzgün de olsa bazıları kibirden veya başka tesirlerden dolayı kendilerini mezhepler üstü görüyor. Güya onların delillerine bakıp veya zamanın icaplarını nazara alıp tercih yapıyor. Bunu taassuptan uzak olmak olarak görüyor. Bunların böyle yapması doğru değildir. Üstelik tercihlerinin de çoğu subjektiftir, tek taraflıdır, hatta hatalıdır. Kendileri eshab-ı tercihten değildir. Arap memleketlerinde de salabet-i diniyeleri ve sadakat-i mezhebiyeleri sabit olan hocaların dersinde talebelere kendi tercihlerini sorduklarında onların da yarım yamalak malum hatlarıyla şu kavil daha doğru çünkü şöyle bir hadis var şu kavil yanlış çünkü böyle bir ayet var dediklerine şahit olurdum. Mesela Amman’da Fethi Düreyni’nin dersleri böyle geçerdi. En sonra kendileri bu hususta sahih kavil şudur, akva kavil budur, tercih edilen kavil budur derlerdi. Mezhebine ait fıkıh kitaplarında tercih edilen kavilleri esas almalıdır. Zaruret olunca telfike kaçmadan başka mezhepleri taklit etmekte zaten beis yoktur. Kavilleri tercih etmeye kalkışmak, bu kavlin sahibine saygısızlık gibi geliyor.