“Bir kötülüğün mukabili onun mislidir” mealindeki ayet-i kerimenin yaralanmalardaki kısas hakkında olduğunu mesela Kurtubi gibi tefsirler bildirmektedir. Demek ki bu ayet-i kerimenin şümulü, hususi hakların tazminine dairdir. Başladığı orucu kasten bozmanın cezası ise bir köle azadı, buna kadir değilse iki ay veya altmış gün peş peşe oruç tutmaktır. Bu hadis-i şerif ile sabittir. Böyle bir iddia, Resulullah’ın Kur’an-ı kerimden habersiz oluğunu veya daha kötüsü ona muhalefet ettiğini söylemektir. Oruç kefareti orucun karşılığı değil, oruç bozma suçunun cezasıdır. Ceza ile suç nispetli olur. Fakat aynı cinsten olmak icap etmez. Namuslu bir kadına zina iftirası atana 80 sopa atılır. Sövene aynı şekilde sövülmez. Ayeti kerime ve hadis-i şeriflerden hüküm çıkartmak avamın haddi değildir.