Mürşid-i kâmiller kutb-i irşad mıdır?
Hakiki mürşidlerin hepsi kutb-i irşaddır. İmam Rabbani hazretlerinin kutb-i irşadın asırlar sonra meydana geleceğini söylemesi, kutb-i irşadın her zaman olmayabileceğine işarettir. Kutb-i medar ise her zaman olur. Kutb-i medar (kutbülaktab) her zaman bulunur. Bunlara inziva lazımdır. Bunları kimse tanımaz. Hatta, bazen, kendileri bile kendilerini bilmez. Kutb-i irşad (kayyum-i âlem), herkese rüşd ve imanın gelmesine vasıtadır. İslamiyeti korur. Din düşmanları pervasızca, dini yıkmağa, değiştirmeğe kalkışamaz. İmam-ı Rabbani, Mearif-i Ledünniyye’de der ki: Kutb-i medar, dünyada herşeyin var olması ve varlıkta durabilmesi için feyiz gelmesine vasıta olur. Kutb-i irşad ise, dünyanın irşadı ve hidayeti için feyizlerin gelmesine vasıta olur. Herşeyin yaratılması, rızkların gönderilmesi, derdlerin, belaların giderilmesi, hastaların iyi olması, bedenlerin afiyette olması, kutb-i medarın feyizleri ile olur. İman sahibi olmak, hidayete kavuşmak, ibadet yapabilmek, günahlara tövbe etmek ise, kutb-i irşadın feyizleri ile olur. Her zamanda, her asırda kutb-i medarın bulunması lazımdır. Çünkü, alem bununla nizam bulmaktadır. Bunlardan biri ölünce, bunun yerine başkası tayin edilir. Fakat kutb-i irşadın her zaman bulunması lazım değildir. Öyle zamanlar olur ki, alem imandan ve hidayetten büsbütün mahrum kalır. Resulullah, o zamanın kutb-i irşadı idi. O zamanın kutb-i ebdali de Hazret-i Ömer idi.


28 Ocak 2024 Pazar
Alakalı Başlıklar