Sual
Cevap
Hazret-i Peygamber’in dört müezzini vardı: Bilâl Habeşî, İbni Ümmi Mektûm, Sa’d bin Âbid (yahud Sa’d bin Abdurrahman Kurezî ki Kubâ’da ezan vermiştir) ve Ebû Mahzûre Evs bin Mi’yer Cümahî Mekkî. Bilâl ezanda terci etmez, yani sesini alçaltıp yükseltmezdi. İkamette tekbirleri ikişer, hayye ale’s-salah ve hayye ale’l-felâh’ları birer kere okurdu. Ebû Mahzûre ezanda terci yapar, ikamette tekbirleri dörder, hayye ale’s-salah ve hayye ale’l-felâh’ları ikişer kere okurdu. İmam Ebû Hanîfe ve Irak âlimleri Bilâl’in ezanı ve Ebû Mahzûre’nin ikameti ile, İmam Şâfiî ve Mekke âlimleri Ebû Mahzûre’nin ezanı ve Bilâl’in ikameti ile, İmam Ahmed bin Hanbel Bilâl’in ezan ve ikameti ile amel ettiler. İmam Mâlik tekbirde ve ikamette hayye ale’s-salah ve hayye ale’l-felâh’ları ikişer kere söylemekle Medine ameline uymamıştır.
Hanefîlerin ikamette itibar ettikleri Ebû Mahzûre, İslâmiyet ile Mekke-i Mükerreme’nin fethedildiği sene tanıştı. O sene Resûl-i Ekrem Tâif Muhasarasından Ci’râne'ye dönüyordu. Namaz vakti gelince müezzin ezan okumaya başladı. Resûlullah'a karşı büyük bir kin ve düşmanlık besleyen Ebû Mahzûre ile Kureyşli on genç ezan sesini işitince bir yere gizlendiler ve alaylı bir şekilde müezzini taklit ederek yüksek sesle ezan okudular. İçlerinden birinin güzel sesli olduğunu farkeden Hazret-i Peygamber onları yanına çağırttı ve kendilerine birer birer ezan okuttu. En son okuyan Ebû Mahzûre'nin sesini çok beğenerek ona ezanı öğretti; daha sonra namaz vakti gelince elini başına koyup alnını okşadı ve ezan okumasını emretti. Ebû Mahzûre bu emri isteksiz bir şekilde yerine getirdikten sonra Hazret-i Peygamber ona bir miktar gümüş para verdi ve kendisine dua etti. Gönlü İslâmiyet'e ısınan Ebû Mahzûre orada müslüman oldu ve Hazret-i Peygamber'den kendisini Mekke'deki Harem-i Şerife müezzin yapmasını istedi. Bu arzusunu kabul eden Hazret-i Peygamber, Mekke Valisi Attâb bin Esîd'e gitmesini ve yeni vazifesini ona bildirmesini söyledi. Ebû Mahzûre, Resûl-i Ekrem'in Mekke'den ayrılmasına kadar Kâbe'de Bilâl-i Habeşî ile birlikte ezan okudu. Resûlullah'ın okşadığı alnına düşen saçları hiç kestirmedi. 59 senesinde vefatına kadar Mekke'de müezzinlik yaptı. Kendisinden sonra Mescid-i Haram müezzinliğini oğlu ve torunları yüzyıllarca devam ettirmişlerdir. Kureyş'in nesebini çok iyi bilen Ebû Mahzûre'den hadîs-i şerifler rivâyet olunmuştur.
Şiî Ca'ferîlerde ezan okunurken iki defa (Eşhedü enne Muhammeder resulullah) dedikten sonra iki defa (Eşhedü enne Aliyyen Veliyyullah) denir. (Şehâdet ederim ki Ali Allah’ın velîsidir, dostudur) demektir.(Hayye ale’l-felâh) dedikten sonra iki defa (Hayya alâ hayri’l amel) denir. (Haydin en hayırlı amele) demektir. Bunun Hazret-i Peygamber zamanında okunduğuna, Hazreti Ömer tarafından kaldırıldığına inanırlar. Ayrıca sabah ezanında (Essalâtü hayrün minen-nevm) demezler. İkamet okunurken de ezanda ilk okunan (Allâhu Ekber) cümleleri iki defa; ezanın sonundaki (Lâ ilâhe illallah) cümlesi de bir defa okunur. (Hayye alâ hayri’l amel) cümlesinden sonra iki defa (Kad kâmeti’s-salâh) cümlesi okunur.