Sual
Cevap
Türkmenlerin bir kısmı Kızılbaş olduğu için, Sünniliğin mümessili olan merkezi hükümetle çatışma yaşaması makuldür. Ayrıca göçebe olanlar, vergi vermez, askerlik yapmaz, gelip geçtiği yerlerin asayişini ihlal eder. Bu sebeple hükümet bunları boş arazilere iskan etmek, böylece buraları şenlendirerek, ziraati arttırmak, ayrıca vergi (kira) ve asker temin etmek istemiş; onlar ise ananevi hayatlarından vazgeçmek istemedikleri için buna karşı çıkmıştır. Ayrıca Anadolu arazisini ekip biçen köylüler toprakların sahibi olan hükümete kira namıyla %10 vergiyi vermeyi çok görmüşlerdir. “Şalvarı saltak Osmanlı, eğeri kaltak Osmanlı. Ekende yok, biçende yok, yemede ortak Osmanlı” sözü buradan çıkmıştır. Zamanla uzayıp giden harpleri finanse etmek için halktan toplanan avarız vergileri hem köylüleri hem de şehirleri bizar etmiş, merkezi hükümetin mahalli memurlarına husumet doğurmuştur. Anadolu'da Osmanlı tabiri merkezi hükümeti değil, mahalli idarecilerin vergi tahsildarı ve asayiş memurları olan zobulara verilen isimdir. Bunların ekserisi devşirme veya köle asıllı ve sarışın mavi gözlü olduğu için, Anadolu'da haksızlık yapan kimseye, “Gözü göğ Osmanlı mısın? Tabiri kullanılırdı. Bu da Osmanlı sosyolojisini bilmeyen modern yazarları, halk ile hükümet arasında problem olduğu fikrine sevk etmiştir.