Sual
Cevap
1920 senesi sonunda Ankara’ya gelen, Türk-Hind Uhuvvet-i İslamiye Cemiyeti kurucusu ve İstanbul’da Ankara için faaliyet gösteren karakol cemiyeti azası Mustafa Sagir adında bir Hindli, İngiliz casusu olduğu gerekçesiyle 24 Mayıs 1921 tarihinde İstiklal Mahkemesi’nce asıldı. Halbuki elde kafi delil yoktu. İstanbul’daki hayali isimli kişilere yazdığı mektuplarda gizlice verdiği iddia edilen malumat herkesçe malum sıradan şeylerdi. Hele Mustafa Kemal Paşa’ya suikast tertiplediğine dair en ufak bir ifade mahkeme zabıtlarında yoktur. Bu, sonradan bazı kesimlerce uydurulmuştur. Ankara gibi bir yerde Paşa’ya suikast tertipleyeceğine inanmak safdilliktir. Bilakis ifadesinde demiştir ki: “Mustafa Kemal Paşa’yı öldürmekle bir şey çıkmaz. Çünkü bir ferddir. (Eğer bir hareketi kökünden imha etmek istiyorsanız) Bütün millete suikast yapmalı. (Bu da mümkün edğildir çünki) Başka adam M. Kemal Paşa’nın ruh ve yerini alabilir.” Dünyanın en güçlü istihbarat teşkilatının böyle acemice bir harekete ihtiyacı yoktu; Anadolu’da bol miktarda casusu vardı. İşin aslı, Mustafa Sagir, amme efkarının gözünü boyamak için İngilizlerce bir yem olarak sahaya sürülmüştü. Bunun sebebi hilafeti kurtarmak gayesiyle hareket ettiğini söyleyen Ankara hareketi ile, hilafete bağlılığı sebebiyle bunu maddi ve manevi olarak destekleyen Hind müslümanlarının arasını açarak, Hindistan’daki İngiliz kontrolünü sağlamlaştırmaktı. (Sabahattin Özel, Casustur Casus - Mustafa Sagir ve Diğerleri, İst. 2009, s. 422)