Bir kitapta; “Evliya, her şeyi öğrenir, bilir. Şeriata uymakta, dünya işlerinde aklını kullanır. Hesabını yapmakta, sanatında, ticaretinde hiç hata yapmaz” yazıyor. Bunu nasıl anlamamız lazım?
Hata yapmak, bütün insanların hususiyetidir. Ancak peygamberler, hatada bırakılmaz; taraf-ı ilahiden tashih edilir. Hurma aşılama kıssasındaki, “Siz dünya işlerini benden iyi bilirsiniz” hadis-i şerifi meşhurdur. Ne peygamberler, ne de onların varisi olan âlimler insanlara dünyayı öğretmek için gönderilmiştir. Onlar, ahiret saadetini kazanmanın yollarını göstermekle memurdur. O halde, bu sözü tashih ve tevil etmek lazımdır. Âlimler ve veliler, dünya ve âhiret işlerinde sebeplere yapışır; ama neticeyi sebepten bilmez. Akl-ı selimleri sayesinde dünya işlerini de, ilm-i siyaseti de iyi bilirler. Böylece insanları yanlış cihete sevketmezler. İbn Abidin’de diyor ki: “Evliya, velinin cem'idir. Veli, feil vezninde ismi faildir. Araya isyan karışmamak üzere taatı devam eden kimse manasınadır. Bu kelime ismi mef'ul manasına da gelebilir. Bu takdirde kendisine, Allah'ın ihsanı kesilmeden devam eden kimse demek olur. Bir kimsenin hakikatta veli olabilmesi için bu iki vasfın tahakkuku mutlaka lazımdır. Bir de peygamberin masum olması nasıl şart ise velinin de mahfuz olması şarttır. İmam Kuşeyri’nin Risale’sinde böyle beyan edilmiştir.” Şu halde bu sözü, insanlara numune oldukları için Allah tarafından günahtan mahfuziyet manasına da almak mümkündür ki, mutlak masumluk veya lâyuhtilik (hatasızlık) manasına gelmez.


28 Ekim 2021 Perşembe
Alakalı Başlıklar