Şer’î bir devlette mevcut halifeyi sevmeyip bunu açıkça dile getirmenin veya eleştirmenin cezası var mıdır?
Hayır. Fiiliyata geçmedikçe veya fitne çıkarmadıkça fikir hürriyeti çerçevesinde değerlendirilir. Nitekim Hazret-i Ali’ye, idaresini tenkid edenler bildirildiği zaman, fiile geçmedikçe bir şey denemeyeceğini söylemişti. Bir kimse, Halîfe Muaviye’nin huzuruna gelerek ağır tenkitlerde bulunduğunda, bir şey dememiş; “Buna müsamaha mı göstereceksin?” diyenlere, “Saltanatımıza saldırmayanların sözüne ilişmeyiz” demişti. Osmanlılar zamanında ulema, gerek doğrudan idarecilere karşı, gerekse umumî yerlerde vaaz yoluyla siyasî icraatları tenkit edebilmiş; bundan dolayı bir takibata uğramamışlardır. Yavuz Sultan Selim gibi celâlli padişahlara bile şeyhülislâmların serbestçe fikir beyan ettikleri, padişahın buna karşı çıkmak şöyle dursun, hüsnü kabul gösterdiği meşhurdur. Hele meddahların, ortaoyuncuların, hayalîlerin (Karagözcülerin) mizahî bir dille hükûmet icraatlarını tenkit ettikleri; devlet adamlarının bunları tolerans ile karşıladıkları çok bilinen bir keyfiyettir. Kanunî Sultan Süleyman zamanında, bir vaiz, Cuma vaazında, Malta şövalyelerinin hacıları taşıyan gemileri taciz ettiklerinden bahisle, korsanları takipte ihmal gösterildiği gerekçesiyle padişah ve hükûmetini tenkid etmişti. Buna benzer misaller çoktur. Bkz. İsmail Hami Danişmend: “Batı Kaynaklarına Göre Eski Türk Demokrasisi”, Tarihî Hakikatler, İst. 1979, II/583 vd.


16 Ağustos 2021 Pazartesi
Alakalı Başlıklar