Sual
Merhum Emin Saraç gibi bir ehl-i sünnet hoca, nasıl olur da Seyyid Kutub’un tefsirini tercüme eden komisyonda vazife alır?
Cevap
Emin Saraç Hoca, eski dersiam-müderris silkinin -zamane mikyasıyla- son mümessili idi. Ehl-i sünnete ve ananeye bağlıydı. Kadim ilim teamülü çerçevesinde çok talebe yetiştirdi. Hemen herkese faydası oldu. Ben de kendisinden teberrüken Hâzin okudum. Arap âleminde Türkiye'de en çok tanınanlardan biriydi. Hangi memlekete gitsem, Mısır'dan Şam'a, Medine'den Amman'a, hangi ilim çevresine girsem “Muhammed Emin Sirâc”ı soran biri olmuştur. Kim olursa olsun, Osmanlı hanedanına bağlı ve hürmetkâr idi. Hepsinin cenazesine iştirak ederdi. Tahsil zamanını anlatırken, Sabri, Zâhid, İhsan Efendilerden bahseder; adeta o devirden bir pencere açardı. Mısır'da tahsil yaparken Melik Faruk sayesinde müreffeh yaşadıklarını; İhvan’ın bunun kıymetini bilmediğini; Nasır'a yardım ettiğini; sonra her şeyin bozulduğunu anlattı. Dayanamadım Fizilal tercümesini sordum. Başkaları tercüme etti, ismimle neşrettiler. Vadettiklerini de vermediler, dedi. Tercümede “İsa öldükten sonra” diyor. Orjinalinde “ba'de ref'i isa” diyor. Emin Hoca hep “İsa aleyhisselam ölmedi, ref olundu” diye anlatırdı. İşin aslını anladım. Bazı zahir uleması ve hocalar, baskı devirlerinde yetişmiş insanlar olduğu için, geniş ve sathi bir hüsn-i zanna sahipler. Her Allah diyeni samimi mümin, kendince mücadele edenleri mücahid sanıyorlar. Kitaplarını okuduklarını, hakiki fikirlerini bildiklerini zannetmiyorum. Emin Saraç, Mevdudî, Hamidullah, Seyyid Kutub gibileri ilim adamı bile saymazdı. Sadece kendilerince idealleri olan birileriydi, derdi. Yani çok da gözünüzde büyütmeyin demek isterdi. Zaten hususi derslerinde bunların fikirlerini hiç tasvip etmezdi. Buna çok şahit vardır.
Alakalı Başlıklar