Sual
Platon, Euthyphro diyaloğunda şöyle diyor: “Tanrı iyi olanı, iyi olduğu için mi yapmamızı emreder, yoksa iyi olan Tanrı emrettiği için mi iyi olur?” İslâm âlimleri bu dilemmayı (ikilemi) nasıl çözmüştür?
Cevap
Buna hüsn ve kubh meselesi denir. Hukukun kaynağının akıl mı, yoksa vahy mi olduğu ihtilâfından, İslâm hukuk usûlünde hüsn ve kubuh denilen mefhumlar doğmuştur. Lügat itibariyle hüsn güzellik, kubh ise çirkinlik demektir. Hüsn, bir şeyin selim insan tabiatine muvafık olduğunu; kubh ise olmadığını ifade eder. Bunun neticesi olarak şeriatin emrettiği her şey hüsn; yasakladığı her şey ise kubh olarak vasıflandırılır. Yani şeriat, bir işin yapılmasını emretmiş ise o işte güzellik vardır; yasaklamış ise o işte çirkinlik vardır, denir. Ehl-i sünnetin iki esas mezhebinden Eş‘arîlere göre, bir işin şer‘î hükmüne göre güzel veya çirkin olduğu anlaşılır. Nitekim “Peygamber göndermedikçe azab yapmayız” (İsrâ: 15) âyeti bunu göstermektedir. Demek ki peygamber gönderilmedikçe insanların iyiyi ve kötüyü anlamaları mümkün değildir. Ehl-i sünnetin ikinci mezhebi Mâtürîdîlere göre ise akıl, fiillerin çoğunun güzel veya çirkin olduğunu anlar. Ancak bu fiilin şer‘î hükmü bununla değil, şâri‘in, yani Allah ve resulünün bildirmesiyle anlaşılır. Nitekim “Muhakkak ki Allah iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar” (Nahl: 90) ve “Peygamber onlara iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar” (A‘râf: 157) meâlindeki âyetler buna delildir. Demek ki Allah ve Peygamber’in emrettikleri iyi, güzel; yasakladıkları da kötü, çirkin şeylerdir. Ancak emir ve yasaklar, bunların bildirmesine bağlıdır. Nitekim şeriatin emrettiği nice fiil vardır ki akıl bunun güzel olduğunu anlayamamaktadır. Mutezile ise, bir şey güzelse, şeriat emreder; çirkinse yasaklar. Şeriatin emir veya yasak etmesi, o şeyin güzel veya çirkin olmasına bağlıdır.
Ceza hukukunda bunun benzeri bir prensip vardır: Bir fiilin suç sayılması için kanunda bunun açıkça ifade edilmiş olması lâzımdır. Yoksa bir fiil insanlar tarafından ne kadar çirkin görülürse görülsün, kanunda ifade edilmiş olmadıkça suç sayılamaz. Harb, her ne kadar insanlara eziyet vermekte ve beldelerin tahribine sebeb olmaktaysa da; vatanın korunmasına vesile olduğu için güzeldir, hasendir. Yalan, zulüm, zina gibi fiillerin insana menfaatleri de bulunmakla beraber, ictimâî cihetle pek çok kötülükler taşıdığı için çirkindir, kabihtir.
Alakalı Başlıklar