Sual
Cevap
Bir başka mütalaaya göre, memur/işçi/esnaf bu işe girdiğinde, maaşının/ücretinin/gelirinin bir kısmının kendi rızası dâhilinde kesilmesini; muayyen bir zaman sonra kendisine ödenmesini, kendisi öldükten sonra da kanunun tayin ettiği kişilere ödenmesini kabul etmektedir. Şu halde bu maaş ve ikramiye şer’î miras olmaz. Kanun kime verdiyse onun hakkıdır. Fakat burada da şöyle bir müşkile vardır. Sigorta akdi fasid bir akiddir. Ancak fasid akid darülharbde icra edilince, sahih hüküm doğurur. Kesintiler sosyal güvenlik müessesesine aittir; ikramiye ve maaş ödemeleri ise emekli ile öldükten sonra sigorta poliçesinde yazanlara aittir.
Bugünki emeklilik sistemi İslâm hukukuna uygun değildir. Devlet ve millet için de ağır bir yüktür. Herkes çalışabildiği kadar çalışır. Çalışamayacak hale gelince, servetini yer. Serveti yoksa, nafakası üzerine farz olanlar (çocukları vs) bakar. Bu da yoksa beytülmalin dördüncü kaleminden buna örfe uygun bir maaş verilir. Osmanlılarda bu iş için kurulmuş para vakıfları vardır. Orta sandığı denir. Esnaf, yeniçeri, haremağası gibi meslek grupları, bu içlerinden bir kişinin, mensuplarının çalışamayacak olanlarına maaş, hastalarına bakım, kredi muhtaç olanlara kredi gibi şartlarla kurulan para vakfına teberruda bulunur. Bu orta sandığı, mevcut paranın bir kısmını tenmiye eder, muamele yoluyla nemalandırır. Nemasından, muhtaçlara emekli maaşı öder.