İslâm dinine inanmayanlar öldükten sonra, bunlar için, "Belki tevbe etmiştir, küfrden vaz geçmiştir" demek boştur deniyor. Buna göre İslâmiyete çok büyük düşmanlıklar eden ve tevbe alâmeti olmayan belli bir kâfir için "Allahü teâlâ biliyor ki bu kâfir olarak öldü, cehennemliktir" denilebilir mi? Yani zâhiren kâfir olarak ölmüştür ama, gerçekte can boğaza gelmeden tevbe etmiş olamaz mı

Şeriat zâhire bakar. Müslüman olduğuna dair bir bilgi olmayan kimseye gayrımüslim muamelesi yapılır. Şahitliği dinlenmez. Müslüman kızla evlenemez. Müslüman mezarlığına gömülmez. Müslümanla arasında miras olmaz. Ama Allah katındaki hâli bilinemez. Küfr üzere öldüğü açıkça bildirilen Ebu Leheb gibi şahıslar dışındakiler için kat’i olarak cehennemlik denilemeyeceği gibi, peygamberler ve Aşere-i Mübeşşere ve hadis-i şeriflerde bildirilen Meryem, Asiye, Hadice, Fatıma, Hasen, Hüseyn, Abdullah bin Selam dışındakiler için de kat’i olarak cennetliktir denilemez. Cennetlik veya cehennemlik denmesi, zâhirî hâle dayanan bir zannı bildirir.

Türpüştî hazretlerinin el-Mutekad risalesinde Ehl-i sünnet olmanın şartlarını Abdullah ibni Abbâs radıyallahü anhümâdan alarak yazarken diyor ki:  Şeriatin Cennetlik olduklarını bildirdiklerinden başka, hiç kimseye kat’î olarak Cennetlik dememek lâzımdır. Cennetle müjdelenenler ise şunlardır: Peygamberler, Aşere-i mübeşşere [Cennetle müjdelenen on büyük sahâbî], Bedrde, Uhudda ve Bîat-i Rıdvân’da bulunanlar, Fâtıma, Hasen ve Hüseyn radıyallahü anhüm. Ayrıca şeriatte, Cehennemlik oldukları bildirilenlerden başka hiç kimsenin, kat’î olarak Cehennemlik olduğuna hükm etmemek lâzımdır. Cehennemlik olduğu bildirilenlerden bazısı İblis ve Ebû Lehebdir.


16 Nisan 2012 Pazartesi
Alakalı Başlıklar