Sual
İslâmiyetin adlî tıp ilmi hakkındaki hükümleri nelerdir? Hususiyetle otopsi, ölü muayenesi câiz midir? Bugünki doktorların, adlî tıpçıların veya savcıların bu işle iştigal ettiklerini düşünürsek, bu mesleği yapanların mesuliyeti olur mu?
Cevap
Ölü, bilinmeyen bir hayatla diridir. Hisseder, üzülür ve sevinir. Duyduğu elem de dünya değil, âhiret azabı cinsindendir. Bu bakımdan hadis-i şerifte "Ölünün kemiklerini kırmak, diriyken kırmak gibidir" buyurulmuştur. Otopsi, maddi hakikatin (ölüm sebebinin) ortaya çıkması için yapılır. Bu bakımdan ölü bundan dolayı üzülmez. Aksi takdirde bazıları töhmet altında kalabilir. Suç, cezasız kalabilir. Organ nakli de böyledir. Ancak tıp mekteplerindeki teşrih (anatomi) derslerinde insan kadavrası üzerine çalışma hususunda âlimler ihtilâf etmiştir. Bazıları bunda zaruret bulunmadığını, insana en çok benzeyen hayvan olduğundan bahisle at kadavrası veya mulaj (balmumu) insan heykelleri üzerinde çalışılmasını tavsiye etmiştir.