Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

Abdullah ibn Sebe gerçekten yaşadı mı?

Annesi Yemenli bir siyahi Yahudi kadın olan İbni Sebe, Hazret-i Osman zamanında müslüman olmuş; daha sonra Hicaz, Basra, Kûfe ve Şam’da aşırı sapkın fikirler yaymaya başlamıştı. Buralarda tutunamayınca Mısır’a geçti. Muhammed aleyhisselamın mesih gibi tekrar döneceğini söyledi. Bazı Şiîlerin kabul etmesiyle, ric’at denilen bozuk akide meydana geldi. Sonra Hazret-i Ali’nin, peygamberin vasisi olduğunu; bunu çiğneyenlerin (Ebu Bekr, Ömer ve Osman’ı kast ediyor) zulüm ve küfr ile itham etti. Halkı Osman’a karşı tahrike başladı. Cemel Vak’ası’ndan evvel, iki tarafın sulha yaklaştığını görünce, hemen iki tarafı yanlış bilgilerle kışkırtarak harbe sürükledi. İlah olarak gördüğü Hazret-i Ali kendisini Medain’e sürgün etti. Hazret-i Ali’nin ölümünden sonra, onun ölmediğini, kıyamete yakın yeryüzüne döneceğini iddia etti. Gulat-ı Şia’nın kurucusu, yani aşırı Şiîlerin lideri İbn Sebe’dir. Sebeiyye yolu, kendisine nispet edilir. Bazılarına göre Abdullah bin Sevda adındaki Hireli Yahudi dönmesi ile aynı kişidir. Ebu Halef el-Kummî’ye göre, İbn Sebe, Abdullah bin Vehb ile aynı kişidir.

Abdullah bin Sebe hakkında tek kaynak olarak Taberi, Harun er-Reşid zamanında öldürülen Seyf bin Ömer’i gösterir. Ama Makrizî, gibi Şiî asıllı tarihçiler de İbn Sebe’den bahsetmekte mahzur görmezler. İbn Sa’d ve Belazuri ile Şiî Yakubî ise kendisinden bahsetmez.


Irak’ta şeriat fakültesi hocalarından Şii asıllı Murtaza el-Askerî, kitabında Abdullah bin Sebe’nin, 170 senelerinde vefat etmiş olan Seyf bin Ömer tarafından uydurulan bir efsane olduğunu iddia ederek; Seyf’in rivayetlerindeki bazı tutarsızlıkları delil göstermiştir. Tâhâ Hüseyin, Ali Hüseyin el-Verdî, Kâmil Mustafa eş-Şeybî, Ali Sâmî en-Neşşâr gibi modern yazarlar, Israel Friedlaender, M. Hodgson ve W. M. Watt gibi müsteşrikler de bu tenakuzlara dikkat çekmiştir.
Gerçi Seyf, hadis ilminde makbul biri değildir. Ama hadis râvilerinin zaafı, dini ahkâm için ehemmiyet taşır; haberler için değil.

İbn Sebe’nin varlığı hakkında yüzde yüz bir katiyet olmadığı doğrudur. Yalnız yaşamadığı kabul edilirse, şu halde o zamanki siyasi hâdiseleri bu derece karıştıran; Hazret-i Ali taraftarları arasına İslâm dışı nice inanç ve amelleri sokan kimdir?  Sebeiyye adındaki aşırı fırkanın varlığı da bir realitedir.




5 Nisan 2018 Perşembe