Ayakta duramayan hasta namazını nasıl kılar?

İbni Abidin hazretleri diyor ki: “Bir kimse ayakta durmaktan âciz ise veya hastalığının ziyadeleşmesinden yahut geç düzelmesinden veya başının dönmesinden korkarsa yahud şiddetli ağrı duyarsa veya ayakta kıldığı takdirde sidiğini tutamazsa oturarak dilediği şekilde namazını kılar. Velev ki bir yastığa veya insana dayansın. «Oturarak dilediği şekilde namazını kılar» ifadesinden murad; oturmak zarar vermeksizin nasıl kolayına gelirse öyle kılar. Bağdaş kurar veya başka şekilde oturur, demektir. İmam Züfer; «teşehhüd yapan gibi oturur» demiştir. Fetvâ da bununla verilmiştir. Teşehhüd için oturduğu gibi oturmak başka oturuşlardan daha kolay gelir veya onlara müsavi olursa o şekilde oturmak evlâdır. Aksi takdirde bütün hallerde kolayına geleni seçer” (Hastanın Namazı babı). “Ayakta durmaktan hakikaten âciz kalan kimseden kıyâm sâkıt olur. Hükmen âciz kalırsa meselâ şiddetli ağrılara mübtelâ olur yahud hastalığının ziyadeleşeceğinden korkarsa, kıyam yine sâkıt olur. Yarası akan vesaire özürlüler de hükmen kıyamdan âcizdirler Bazen ayakta durmak imkânı varken kıyam hükmen sâkıt olur. Secdeden âciz kalanın hükmü budur. Hareket halindeki gemide de ayakta durmak imkânı varken oturarak kılmak İmam A'zam'a göre câizdir. Bir kimse yalnız ayakta durmaya yahud onunla birlikte rükü’a imkân bulur da secde edemezse oturarak imâ ile kılması mendup olur. Çünkü oturmak secdeye yakındır. Maamafih ayakta imâ ile kılması da câizdir. İmam Züfer ile diğer üç mezhep imamı ayakta imâ ile kılmayı vâcip görmüşlerdir. Çünkü kıyam rükündür. İmkân bulunduğu takdirde terk edilemez” (Namazın Sıfatı babı).
Bütün bunlardan anlaşılan, ayakta durmaktan veya secde etmekten âciz olan teşehhüdde oturur gibi oturur. Metinde geçen Arapça ka’de kelimesi, teşehhüdde oturur gibi oturmayı ifade eder. Umumî olarak oturma manasına gelen cülus kelimesinin kullanılmaması boşuna değildir. Teşehhüde oturamıyorsa, bağdaş kurar veya dizlerini diker yahud ayaklarını yan tarafa uzatır (teverrük eder) yahud kıbleye karşı uzatır. Yere oturabildiği halde sandalyede namaz kılmak Hıristiyanlara benzemek olduğundan dolayı tahrimen mekruhtur. Yere oturamayanlar, sandalyede oturmamalı; hiç değilse ayakta imâ ile kılmalıdır. Hele kıyamları ayakta yapıp, rükü ve secdede sandalyeye oturarak imâ etmek hiç uygun değildir. Ayakta duramadığı için yere oturarak kılan öne doğru eğilerek rükü eder, sonra secde yapar. Beli veya başı ağrıdığı yahud yüzünde yara olduğu için secde edemeyen yere oturup ima eder; yani öne doğru hafifçe eğilerek rükü eder, biraz fazla eğilerek de secde yapar. Ayağını bükemeyen kıbleye karşı uzatır; ima ile kılar. Yere oturduktan sonra kalkamayan, kıbleye karşı bir kanepeye oturur; namazdan sonra ayaklarını sarkıtarak kalkar. Sandalyede namaz yalnızca kötürüm ve yardımcısız biri için mazur görülebilir.




21 Haziran 2010 Pazartesi
Alakalı Başlıklar