Sual
Cin mektubu denilen ve cinlerin zararına karşı Hazret-i Peygamberden nakledilen rivayetin uydurma olduğunu İbnü’l-Cevzî söylüyor. Ne dersiniz?
Cevap
İbnü’l-Cevzî, el-Mevduat kitabında (III/169), “Bunun uydurma olduğunda hiç şüphe yoktur” diyerek değerlendirmiştir. Ancak, Hazînetü’l-Esrâr adlı kitapta, sar’a hastasının tedavisi bahsinde bu mektuptan bahsediliyor. İmâm Beyhekî Delâilü’n-Nübüvve ve İmâm Kurtubî Tezkire kitabında anlatıldığı üzere, eshab-ı kiramdan olup cin tasallutuna uğradığından endişelenen Ebû Dücâne’ye, Hazret-i Peygamber’in “Yâ Ebâ Dücâne! Allahü teâlâ, evine hayır ve bereket versin!” diye dua ediyor ve bir yazı yazdırtıyor. Ebu Dücâne, evine gittiğinde bu yazıyı başının altına koyup, uyuyor. Feryad eden bir ses, kendisini uyandırarak “Yâ Ebâ Dücâne! Bu mektupla, beni yaktın. Senin sahibin, bizden elbette çok yüksektir. Bu mektubu, karşımızdan kaldırmaktan başka, bizim için, kurtuluş yoktur. Artık, senin ve komşularının evine gelemeyeceğiz. Bu mektubun bulunduğu yerlere gelemeyiz” diyor. Sabahleyin bu hâdiseyi Hazret-i Peygamber’e anlatıyor. O da “Mektubu kaldır. Yoksa acısını kıyamete kadar çekerler!” buyuruyor. Kefevî’nin Mecmû’atü’l-Fevâid ve Demîrî’nin Hayâtü’l-Hayvan kitabında, “Bir kimse bu mektubu yanında taşısa veya evinde bulundursa, bu kimseye, eve ve etrafına cin gelmez ve dadanmış olup zarar veren cin de gider” diyor. Hakîkat Kitâbevi’nin bastırdığı arabi Teshîlü’l-Menâfi’ kitabının sonunda bu mektup vardır. İbnül-Cevzî, nice sahih rivayetlere mevzu diyen müteşeddid bir âlimdir. Bir hadis âliminin mevzu dediği rivayete, bir başka âlim mevzu demeyebilir. Bu bir ictihad meselesidir.