Osmanlı Devleti’nde, bilhassa 16. asır ve sonrasında müderris alımlarında adam kayırmacılık yaşanmış mıdır? 
Her zaman her yerde bu mümkündür. Ama müderrislik için belli vasıflar aranır. Bu vasıflara sahip bulunmayan kimsenin fiilen müderrisliğe tayini ve bu vazifeyi yapması padişahın oğlu bile olsa mümkün değildir. Beşik ulemalığı adıyla, talebeye burs ve pâyesiz tayin adıyla fahri profesörlük gibi vasıflandırılabilecek tatbikat vardır. Ama bunlar kaideyi bozmaz. İlmiye sınıfı Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar meslek haysiyetini ve kalitesini iyi-kötü muhafaza etmeye çalışmıştır. Bu bahis fıkıh kitaplarında da ele alınmıştır. Meselâ İbn Abidin'de müderrisliğe dair şunlar yazılmaktadır: "Devlet reisinin nâehil birini müderris tayin etmesi sahih değildir. Çünki devlet reisinin işleri amme menfaati ile kayıtlıdır." ve "Müderris olan kişi, tedrise ehil değilse, müderrisler için tahsis edilen maaştan birşey alması ve yemesi caiz olmaz."


6 Eylül 2015 Pazar