İŞ BANKASI VE CHP
Gazi’nin CHP’ye vasiyet ettiği İş Bankası hisseleri öteden beri münakaşa mevzuu olmuştur. Bu hisselerin kaynağı daha da enteresandır.
Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti’nin mağlubiyeti; ardından da İngilizlerin ve müttefiklerinin Osmanlı vatanını istilası, Hind Müslümanları arasında infiale sebep oldu. Öteden beri İngiliz işgali altında yaşayan; hilâfete hürmet ve sempati besleyen bu halk, bu elim hareketin acılarını hafifletmek adına, kendi perişan hallerine bakmayarak yardıma teşebbüs ettiler.
20 Mart 1919’da Bombay’da Merkezî Hilâfet Komitesi kuruldu. Reisi milyoner Seyyid Can Muhammed Çotani; yardımcısı da Şevket Ali idi. Sonra Çotani’nin yerine, Muhammed Ali geçti. Komite, Eylül 1919’da tertiplenen konferansta, Anadolu’nun parçalanmasını önlemek ve halifeliği korumak adına lâzım gelen yardımları yapmayı kararlaştırdı.
Bu harekete, İsmailîlerin lideri Ağa Han ve adamı Seyyid Emir Ali, Şiî Muhammed Ali Cinnah ve Hindular adına Gandi de iştirak etti. İngiltere’nin Hindistan bakanı Montagu ve Bombay Vâlisi George Lloyd hareketi destekliyordu. “Hilâfetin hiç nüfuzu kalmamıştı” diyenler, buna bir cevap veremezler.
Hind altınları
Komite, İzmir’in işgali üzerine Londra’da muhteşem bir miting tertipledi. Bütün müttefik hükümetlere de telgraflar çekerek, işgali protesto etti. Bunun üzerine başbakan Lloyd George, komiteden bir heyeti kabul ederek görüştü. Komite, sulh müzakerelerinin yapıldığı Paris’e giderek müttefiklerle görüştü ve Türkiye’nin lehine şartlar için mücadele etti.
Komite, kurduğu Ankara Fonu, İzmir Yardımı ve Osmanlı Esirleri Fonu’nu idare ediyordu. Bu fonlar, Hind zenginlerinin yardımlarıyla, halktan toplanan paralardan müteşekkildi. 1923 Ekim’ine kadar Ankara’ya yekûn 329.774 altın sterlin gönderildi.
Bunun 122.000 sterlinlik meblağı, hilâfetin muhafazası için lâzım gelen harcamaları yapmak üzere doğrudan Mustafa Kemal’e ödenmişti. Ancak paranın gönderilme şartının hilafına halifelik kaldırılmış; Türk Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti, bundan sonra bile gelen yardımları kabule devam etmiştir. Bu arada Buhara Müslümanları da hilâfet dâvâsı için topladıkları altınları, Moskova vâsıtasıyla Ankara’ya ulaştırmıştır.
Ankara Bankası
Mustafa Kemal, Komite’ye yazdığı 9 Kasım 1922 tarihli cevabî teşekkür mektubunda, bu paranın gönderildiği maksatlara, yani “millî emellere” göre harcanacağı teminatını verdi. Ancak tahsisat-ı mesture (örtülü ödenek) gibi gördüğü bu parayı Osmanlı Bankası’na yatırdı; sonra bunun 250 bin lirasıyla İş Bankası’nı kurdu.
Sermayesinin geri kalanına, Ankara hareketinin ileri gelenlerinin hiçbir şey ödemeden sahip olduğu banka, 9 Eylül 1924’de resmen açıldı. İttihatçıların kurduğu İtibar-ı Milli Bankası’na da el konularak İş Bankası’na devredilmişti. (Bugün bu banka hissedarlarının vârisleri ile TİB mahkemeliktir.)
Eski düzeni ve İstanbul sermayesini temsil eden Osmanlı Bankası mukabilinde, iktisadî ve siyasî gücün Ankara’ya intikalini sembolize eden İş Bankası’nın kurulması, Kemalist inkılaplar için büyük bir adımdır. Falih Rıfkı, Çankaya kitabında, bankanın bir politikacılar bankası olduğunu söyler; böylece bankanın yeni rejimin mensuplarını desteklemek üzere kurulduğuna işaret eder.
Devletle iş yapacak kişilere bu bankada hesap açma ve hisse senedi alma mecburiyeti getirilmiştir. İsmail Cem, İş Bankası’nın devlet eliyle fertleri, yani Halk Partili mutlu azınlığı zengin etme projesinin parçası olduğu fikrindedir (Türkiyede Geri Kalmışlığın Tarihi).
Kimin parası?
İş Bankası’nın sermayesi, Hindistan’dan gelen paranın yarısını teşkil eder. Geri kalanı, Ankara, Yalova, Silifke, Tarsus, Dörtyol’daki çiftliklerin ve sair mülklerin alınmasında kullanılmıştır. O zaman arazi ucuz, para ise kıymetli idi. Paranın 10 bin lirası da CHP’nin o zaman neşr vasıtası olan Cumhuriyet gazetesi sahibi Yunus Nadi’ye verilmiştir.
Gazi’nin yaveri Hasan Rıza Soyak, hatıralarında bu paranın Hind Müslümanlarınca gönderildiğini doğrular; ancak bu paranın Gazi’nin şahsına gönderildiğini müdafaa eder. Zekeriya Sertel, Halide Edib’in bu sebeple Mustafa Kemal’e sert çıktığını ve yollarını ayırdığını anlatır.
Soyak, Gazi’nin üzerinde şarap ve bira fabrikaları, atölyeler, imalathaneler, makineler, otomobiller, kamyonlar, ahırlar, seralar, mandıralar, hayvan sürüleri, lokanta ve gazinolar, liman ve iskeleler bulunan 155 bin dönümlük çiftliklerini 1937’de hazineye satarak parasını CHP’ye vermek istediğini, fakat İnönü’nün dedikodudan çekindiği için karşı çıktığını yazar.
CHP, bugün İş Bankası’nın %28 hissesine sahiptir. Banka idare heyetine de 4 âzâ yollar. Kemal Kılıçdaroğlu da vaktiyle bunlardan biriydi. Ancak hisselerin kârı, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’na ödenecektir. CHP’ye ait bu hisseler, demokrasi devrinde partilerin eşit imkânlara sahip olması prensibi ışığında münakaşa mevzuu olmuş; kültür inkılabı sırasında ve sonrasındaki yıkıcı ve yanıltıcı icraatı sebebiyle münevver çevrelerin tenkitlerine hedef olan bu iki müesseseye para tahsisi de abes bulunmuştur.
Atatürk’ün servetini ve İş Bankası hisseleri sebebiyle münakaşa mevzuu olan vasiyetini başka bir yazıda nazara alalım inşallah.
Önceki Yazılar
-
AVRUPA ÇEKİ VE HAVALEYİ MÜSLÜMANLARDAN ÖĞRENDİ18.11.2024
-
İYİ DÜELLO YAPANLAR, KÖTÜ ASKER OLURLAR!11.11.2024
-
Ankara ve İngiltere hattında HASSAS DENGELER4.11.2024
-
TERÖRÜN ALTIN ÇAĞI!28.10.2024
-
SULTAN HAMİD’İN TEK VÂRİSİ YAHUDİ DİŞÇİ!21.10.2024
-
CASUSLAR SAVAŞI14.10.2024
-
Türkiye ve İngiltere Hattında KAYIKÇI KAVGASI7.10.2024
-
ZAMAN SANA UYMAZSA SEN ZAMANA UY!30.09.2024
-
TÜRKLERİN BİNLERCE YILLIK HUKUK ve ADALET MACERASI23.09.2024
-
93 HARBİ FACİASINA BÜROKRASİ SEBEP OLDU16.09.2024