RESSAM-I HAZRET-İ PADİŞAHÎ
ABDULLAH BİRADERLER
Fotoğrafın Osmanlı ülkesine gelişiyle beraber bu sanata başlayan Abdullah Biraderler, dünya meşhurlarının fotoğraflarını çekerek tarihî bir rol ifa ettiler.
Fotoğraf Osmanlı memleketine bulunduktan hemen sonra, 1842 senesinde geldi. İlk fotoğrafçılar İstanbul’da faaliyete başladı. Abdullah Biraderler bunların en meşhurlarındandır. O devir meşhurlarından, bunlara resim çektirmeyen yok gibidir. Üzerinde eski harflerle Abdullah Birâderler, Latin harfleri ile de Abdullah Frères yazan bu fotoğraflar, kalitesiyle bugün bile görenleri büyülemektedir.
Solmayan fotoğraflar
Abdullah Biraderler’in soyu 1610’da Samatya’ya yerleşen Kayserili Aleksan’a dayanır. Dedeleri Asadur Hürmüzyan, Sultan Abdülmecid’in vekilharcı idi. Mütevâzı ve zeki olarak tanındı. Müslüman olarak Abdullah adını almıştı. Asador’un manası takriben Abdullah (Allah’ın kulu) demektir. Bunun oğlu Abraham Abdullah 1875’de öldüğünde geride, Viçen, Hosep ve Kevork adında üç sanatkâr oğul bıraktı.
1854’te Kırım harbi esnasında Alman General Moltke, yanında getirdiği kimyager Rabach’a Bayezid’de bir fotoğraf atölyesi kurdurmuştu. Üç biraderden Viçen, burada rötuş ustası olarak çalıştı. Bu arada ihtidâ ederek, yani Müslüman olarak Abdullah adını aldı. Kardeşi Kevork, Venedik’te sanat tahsil etmişti.
1858’te diğer kardeş Hosep ile beraber bu stüdyoyu devraldılar. 1867’de bunu Nikola Andreomenos’a devredip Beyoğlu’nda bugünki Hachette Kitabevi karşısında Abdullah Birâderler veya Abdullah Frères adıyla meşhur dükkânlarını açtılar. Çektikleri fotoğraflar solmazlık ve dayanıklılıkları ile tanındı.
Sultan Aziz zamanında Ressam-ı Hazret-i Padişahî, yani padişahın hususi fotoğrafçısı tayin edildiler. Saray halkının ve bendegânın resimlerini çektiler. Fotoğraf arkalarına Osmanlıca, Fransızca, Rumca ve Ermenice yazıları çok süslü idi. Padişahın çektirdiği fotoğraflar altın yaldız ile süslenirdi. Stüdyolarına astıkları tuğra ve nişan sayesinde çok tutuldular. Şöhretleri Avrupa’yı sardı. Ecnebi misafirler, krallar, prensler, zenginler, sanatkârlar burada resim çektirmeyi ihmal etmediler.
Abdullah Kardeşler, sonraki nesillere yâdigâr kalmak üzere İstanbul ve çevresindeki tarihî eser ve manzaraların resimlerini çektiler. Halkın mahallî kıyafetlerini ihtiva eden albümler hazırladılar. 1867 Paris Sanat Sergisi’ne albümlerini gönderdiler. “İstanbul Manzaraları” ve “Tarihî Türk silahları” adlı albümler çok beğenildi. Times gazetesi bunlar övgüler yağdırdı. 1868’de İstanbul’a gelen istikbalin İngiltere Kralı Galler Prensi Edward bunların dükkânını ziyaret ettikten sonra kaldığı saraya çağırarak kendisi ve ailesi ile bendegânının fotoğraflarını çektirtti. Aynı tarihlerde İstanbul’a gelen Rus Prensi Grandük Nikola da atölyeyi ziyaret edip resim çektirmeyi ihmal etmedi.
Yıllar sonra 1877 Osmanlı-Rus Harbi’nin galibi olarak geldiği zaman yine Abdullah Efendi’yi aratıp 107 kişilik subay kadrosunun resimlerini çektirtti. Bunun ardından Abdullah Efendi Rus grandük ve generallerini Beyoğlu’ndaki konağına ziyafet verdi. Bunu fırsat bilen rakibi Rum fotoğrafçı Kargopulo Abdullah Efendi’yi padişaha şikâyet etti. Vaziyete içerleyen Sultan Hamid, fotoğrafhanedeki tuğrasını geri çekti. Sadrazam Ahmed Vefik Paşa’nın aracı olmasıyla 1890’da kendilerini affetti. Hatta bunlara çektirttiği fotoğraflarla, memleketi dünyanın dört bir yanında tanıtma ve propaganda yapma imkânı buldu.
Mısır Hıdivi Tevfik Paşa’nın daveti üzerine Kevork ve Hosep 1886’ta Kahire’ye giderek burada bir şube açtılar. Kevork 9 sene sonra döndüğünde İstanbul’daki şubenin zor duruma düştüğünü ve kardeşlerinin hisselerini Foto Sabah’a sattığını öğrendi. Bunun üzerine sefalete düştü ve 1918’de 79 yaşında üzüntüsünden öldü. 1899’da ihtidâ ederek, yani Müslüman olarak Abdullah adını alan Viçen, birkaç sene içinde öldü. Maçka’daki mezarı sonradan kaybolmuştur. Hosep de 1902’de vefat etti.
Kimler yok ki…
Sultan Abdülmecid, fotoğraf çektiren ilk Osmanlı padişahı olarak bilinir. Resmi Abdullah Biraderler çekmiştir. Buraya resim çektiren meşhurlar arasında Fransa İmparatoriçesi Eugenie, Hıdiv İsmail Paşa, İtalya Kralı Vittorio Emanuele, Avusturya İmparatoru Franz Joseph, İngiltere Kralı Edward, İran Şahı Nâsıreddin, Sırbistan Kralı Milan, Bulgar Prensi Ferdinand da vardır. Abdullah Biraderler, ecnebi hükümdarlardan 8 nişan ve 3 madalyadan başka çok sayıda tebrik ve takdir almışlardır.
Madalyadaki profil
Prusya İmparatoriçesi Augusta, 1863’te Sultan Aziz’den bir resmini istedi. Sarayda tavan müzehhibi olan Masson, bunun için Beyoğlu’nda Dèrain adlı bir Fransızı tavsiye etti. Fakat padişah bunun çektiği resmi zevksiz bularak beğenmedi. Onun üzerine Sadrazam Fuad Paşa padişaha Abdullah Biraderler’in ismini verdi. Padişah kendilerini İzmit’teki av köşküne çağırttı. Onlara çeşitli pozlar verdi ve Berlin Sefiri vasıtasıyla gönderdi. Bu pozlardan en beğendiği profil üzerinden İmparatoriçe Augusta bir madalya yaptırdı. Bu madalya bugün Viyana Müzesi’ndedir.
Sultan Abdülaziz
Önceki Yazılar
-
AVRUPA ÇEKİ VE HAVALEYİ MÜSLÜMANLARDAN ÖĞRENDİ18.11.2024
-
İYİ DÜELLO YAPANLAR, KÖTÜ ASKER OLURLAR!11.11.2024
-
Ankara ve İngiltere hattında HASSAS DENGELER4.11.2024
-
TERÖRÜN ALTIN ÇAĞI!28.10.2024
-
SULTAN HAMİD’İN TEK VÂRİSİ YAHUDİ DİŞÇİ!21.10.2024
-
CASUSLAR SAVAŞI14.10.2024
-
Türkiye ve İngiltere Hattında KAYIKÇI KAVGASI7.10.2024
-
ZAMAN SANA UYMAZSA SEN ZAMANA UY!30.09.2024
-
TÜRKLERİN BİNLERCE YILLIK HUKUK ve ADALET MACERASI23.09.2024
-
93 HARBİ FACİASINA BÜROKRASİ SEBEP OLDU16.09.2024