Gelişmiş Arama İçin Tıklayınız!

SARKOZY'NİN DEDELERİ OSMANLI VATANDAŞIYDI

Sarkozy, her gün yeni bir gündem oluşturmayı biliyor. Soyu da başka bir âlem. Dedelerinin izlerini, Osmanlı ülkesinde bulduk. İmparatorluklar dağılınca, enkaz taşlarının nereye sıçrayacağı belli olmuyor.
9 Nisan 2008 Çarşamba
9.04.2008

Sarkozy, her gün yeni bir gündem oluşturmayı biliyor. Soyu da başka bir âlem. Dedelerinin izlerini, Osmanlı ülkesinde bulduk. İmparatorluklar dağılınca, enkaz taşlarının nereye sıçrayacağı belli olmuyor.

    General Charles de Gaulle ekolünden Jacques Chirac tarafından yetiştirilen; fakat onu alt ederek Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı seçilen Nicolas Sarkozy, Türkiye’ye dair beyanatları ile ilk günlerde medyayı hayli meşgul etti. Daha sonra da Fransa’da yaklaşık yüz yıldır uygulanan laikliğin yeniden yorumlanarak esnetilmesi gerektiğini dile getirdi. Sarkozy’ye göre tarih boyunca insanlığa en büyük kötülükler dinden değil, dinsizlerden gelmiştir. Son günlerde ise kendisinden uzun boylu yeni karısı Bruni ile yaptığı skandallarla dolu İngiltere seyahati gündeme oturdu. Bunlar bir tarafa, Nicolas Sarkozy’nin dikkat çekici bir yanı var: Soyu!

MACAR ASİLZADESİ

Sarkozy’nin babası Nagybócsai Sárközy Pál, Macaristan’ın meşhur ve asil ailelerinden birine mensup. Budapeşte’nin 60 mil doğusundaki Allatyan şehrinden. Babası Protestan; annesi Katolik. Bu aileden tarihte rol oynayanlar var.

Dedeleri Macar aristokrasisinin önde gelenlerinden ve zamanında Osmanlı vatandaşı idi. (Macarlarda, eskiden bizde de olduğu gibi, soyadı isimden önce gelir.) Sárközy Pál, II. Cihan Harbi’nin ardından Kızıl Ordu’nun Macaristan’ı işgali üzerine, 17 yaşında iken bütün arazilerini ve şatosunu satıp, maceralı bir yolculukla Fransa’ya geliyor. Beş yıllığına Fransız yabancılar lejyonuna asker olarak giriyor. O zamanlar Fransızların işgalindeki Cezayir’e gönderiliyor. 1948’de Marsilya’ya dönüyor ve Fransız vatandaşlığına giriyor. İsmini de Paul Sarkozy de Nagy-Bócsa olarak Fransızlaştırıyor. Reklamcılık tahsil etmek üzere Paris’e geliyor ve burada evleneceği kadın ile tanışıyor.


1900’lü yılların başında Selanik.

SELANİKLİ ANNE

Bu kadın hukuk fakültesi öğrencisi Andrée Mallah adını taşımaktadır. Matmazel Mallah, zengin bir ürolog olan Dr. Benedict Mallah’ın kızıdır. Asıl ismi Benico Aaron Mallah olan Mösyö Mallah, o zamanlar Osmanlı vilâyeti olan Selânikli bir Yahudi ailesine mensuptur. Bu aile 1492 yılında İspanya’dan kovulan Yahudilerdendir.

1890 yılında dünyaya gelen Aaron Mallah, bir kuyumcunun oğludur. 14 yaşında lise tahsili görmek üzere Fransa’ya gelmiş ve bir daha memleketine dönememiştir. Çünkü Selânik artık Türklerin elinde değildir, Türklerde izine bile rastlanmayan antisemitizm, yani Yahudî alehytarlığı, Selânik’in yeni sahibi Yunanlılar arasında zirvededir.

1913 yılında babasını kaybeden Mösyö Mallah, 1917 yılında Fransız Adle Bouvier ile evlenir ve Musevî dinini bırakıp Katolikliğe girer. Böylece soykırımdan kurtulur. Fakat Mallah ailesinin Fransa ve Selânik’teki geri kalan 57 ferdi II. Cihan Harbi sırasında Naziler tarafından katledilir. Ateşli bir De Gaulle taraftarı olan Benoit Mallah, 1972 yılında Paris’te ölür.

MUSEVİ DEDE... Paul Sarkozy ile Andrée Mallah 1949 yılında evlenir ve üç çocuğunun ortancası olan Nicolas, 1955 yılında dünyaya gelir. 10 yıl sonra Paul Sarkozy karısından ayrılır; iki evlilik daha yapar ve varlıklı bir hayat yaşamasına rağmen önceki evliliğinden olan çocukları ile ilgilenmez. Çocuklar, annelerinin babası Benoit Mallah’ın evinde yaşamaya başlarlar. Macarca bilmeyen Nicolas ve kardeşleri üzerinde babalarından çok dedelerinin tesiri vardır. Bir başka deyişle Nicolas, Osmanlı ülkesinde doğup büyüyen dedesi tarafından yetiştirilmiştir. Sarkozy, bir Katolik lisesini bitirdikten sonra hukuk fakültesine devam ederek avukat olur.

İMPARATORLUKLARIN ENKAZI

Fransa cumhurbaşkanının gerek baba, gerekse anne cihetinden vaktiyle Osmanlı vatandaşlığını taşımış iki aileye mensup oluşu talihin bir cilvesi sayılabilir. Ayrıca Osmanlı ülkesinde doğup büyüyen bir büyükbaba tarafından yetiştirilmiş olması daha da enteresandır. Ne diyelim, imparatorluklar dağılınca, enkazı daha geniş bir sahaya yayılıyor.