HİCAZ DEMİRYOLU 100 YAŞINDA
Osmanlı Devleti, demir yolunun ehemmiyetini daha ilk başlarda anladı. Telgraf, tramvay gibi bütün keşiflerin hemen benimsendiği gibi, ülke bir yandan da tren ağlarıyla örülmeye başlandı. Sultan II. Abdülhamid, İstanbul’u Hicaz’a bağlayan bir demir yolu hattının yapılmasını istiyordu. Bu hususta devlet ricâlinden çeşitli görüşler istedi.
HACCA GİTMEK KOLAYLAŞACAK
Bu hattın yapılması ile Yemen’e kadar Osmanlı topraklarının emniyeti sağlanacaktı. Asker sevkiyatı kolaylaşacaktı. Nitekim Rumeli’deki demir yolları çeşitli muharebelerde çok işe yaramıştı. Böylece Mısır’ı işgal eden İngilizlerin siyasetine karşı da tedbir alınmasına imkân hâsıl olacaktı. Demir yolunun geçtiği mahaller iktisadî bakımdan kalkınacaktı. En mühimi hacca gidenlerin işi kolaylaşacaktı. O zamana hacılar kervanlarla ve binbir zahmetle İstanbul’dan Medine’ye 2 ayda ulaşabiliyordu. Üstelik yolda bedevî eşkıyasının tecavüzüne uğramak işten bile değildi. İslâm birliğini ve halifelik nüfuzunu vurgulamayı gerekli gören padişah, zor ve masraflı da olsa, böyle bir hattın yapılmasına karar verdi. “Cenâb-ı Hakkın avn ü inâyeti ve Resûl-i Ekrem aleyhisselâm efendimiz hazretlerinin imdâd-ı ruhâniyetine müsteniden hatt-ı mezkûrun inşâsı içün” emir verdi. Bu karar İslâm âleminde coşkuyla karşılandı. Avrupalılar ise gerçekleşmesi imkânsız bir proje olarak gördüler.
TEVAZUYA BAKIN! Ürdün’de Osmanlılardan kalma tren rayları. Üzerinde şöyle yazıyor: Hâzâ min hayrâti emîri’l-mü’minîn Sultan Abdülhamîd Hân Gâzî azzehu ve nasarahu (Bu, müminlerin emiri Gâzi Sultan Abdülhamîd Hanın hayratındandır. Allah onu aziz ve ona yardım eylesin). Halife, kendi isminin hacıların bindiği trenin ayakları altında kalmasını arzu ederek, emsalsiz bir tevazu numunesi göstermiştir.
PARA NEREDEN BULUNACAK?
İyi de, devletin bu en zor zamanında, gerekli para nereden bulunacaktı? Demir yolunun maliyet yekûnu 4 milyon lira olarak tahmin ediliyordu. Bu ise Osmanlı bütçesinin neredeyse % 20’si idi. 93 Harbi mağlubiyetinin yaraları daha sarılmamıştı. Rusya’ya harb tazminatı ödeniyordu. Bütçe açık veriyor, memur maaşları zamanında verilemiyordu. Bir yandan da Almanlara ihale edilen Bağdad Demiryolu inşası devam ediyordu. Bu sebeplerle ülke çapında bir bağış kampanyası açıldı. Başta padişah olmak üzere hanedan, devlet ricali, zenginler, hatta halk kampanyaya yüklü bağış yapmaya başladı. Ancak bunların hattın inşasına yetmeyeceği aşikârdı.
İşte tam bu sırada İslâm dünyası imdada yetişti. Osmanlı ülkesi dışındaki Müslümanlar, konsolosluklar vasıtasıyla bağış yağdırıyorlardı. Avrupalıların işgal edip sömürge hâline getirdiği Fas’tan, Mısır’dan, Hindistan ve Cava’ya, Güney Afrika’dan, Kazan’a kadar bütün İslâm âlemi bu hayırlı işe katkıda bulunmakta yarıştılar. Mısır Hıdivi, İran Şahı, Haydarabad Nizamı külliyetli bağışta bulundu. Böylece İslâm birliği ve halifeye bağlılık hususunda emsalsiz bir manzara hâsıl oldu. Osmanlı ülkesinde yaşayan gayrimüslimler de bu bağışlarda Müslümanlardan geri kalmadılar. Avrupa’dan bile bağışlar geldi. Bağış yapanlara verilmek üzere Hicaz Demiryolu Madalyası çıkarıldı.
TAHMİN EDİLENDEN UCUZA ÇIKTI
Hattın inşası için padişah başkanlığında bir komisyon kuruldu. Avrupa ve Amerika’dan malzeme ithal edildi. Binlerce asker ve yerli işçi inşaatta çalıştı. Umumiyetle Osmanlı mühendis ve teknisyenlerinden istifade edildi. İstanbul’u Şam yoluyla Medine, Mekke ve Yemen’e bağlayacak Hicaz Demiryolu hattının inşasına 1900 yılında Şam’dan başlandı. 4 sene sonra hat 460 kilometreyi bularak Ürdün’ün Maan şehrine ulaştı. Hat Hayfa’ya uğrayarak Akdeniz’e bağlandı. Binlerce köprü, menfez, gölet, tünel, fabrika ve imalathane, iskele, ambar, dökümhane, boruhane, işçi yatakhanesi, hastahane, su deposu, ayrıca her şehirde istasyon binaları yapıldı.
Nihayet hat 1908 yılında Medine-i Münevvereye vardı ve merasimle açıldı. 1464 kilometreyi bulan hat, 3 milyon liraya mal oldu. Bu miktar, Avrupa şirketlerinin Osmanlı ülkesinde yaptığı diğer tren hatlarından daha düşüktü. Tahmin edilen meblağdan da aşağı idi. Çünkü sadece malzemeye para ödenmiş; işçi ve teknisyen ücretlerinden önemli tasarruf edilmişti...
Hicaz Demiryolu hatırasına çıkarılan posta pulu
Önceki Yazılar
-
ŞAM’IN VE ŞEKERİN HAYALİYLE…16.12.2024
-
MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR!9.12.2024
-
İNGİLTERE’Yİ İDARE EDEN GÜÇ ve ANKARA2.12.2024
-
TİCARET YAPACAKTINIZ DA KİM MÂNİ OLDU?25.11.2024
-
AVRUPA ÇEKİ VE HAVALEYİ MÜSLÜMANLARDAN ÖĞRENDİ18.11.2024
-
İYİ DÜELLO YAPANLAR, KÖTÜ ASKER OLURLAR!11.11.2024
-
Ankara ve İngiltere hattında HASSAS DENGELER4.11.2024
-
TERÖRÜN ALTIN ÇAĞI!28.10.2024
-
SULTAN HAMİD’İN TEK VÂRİSİ YAHUDİ DİŞÇİ!21.10.2024
-
CASUSLAR SAVAŞI14.10.2024