![](http://www.ekrembugraekinci.com/resimler/20250203-1.jpg)
TÜRKLER MEDENİYETİ NASIL ŞEKİLLENDİRDİ?
İnsanlık tarihi yüzbinlerce yıllıktır ve bir bütündür. Irkların milletlerin tarihi değildir. Medeniyet herkesin malıdır. Kültür aktarmasıyla inkişaf etmiştir. Bazı şeylerin ilk görüldüğü, doğduğu yerler olabilir. Bunlar o millete mal edilir. Demokrasi deyince eski Yunan akla gelir. Akdeniz, medeniyetlerin beşiğidir. Öğrenilen çok şey buradan çıkmıştır.
Medeniyet tarihi bir doğru takip etmemiştir. Yunan, Roma ve Avrupa şeklinde tekâmül ettiği telakkisi yanlıştır. Sinüs grafiği gibidir. Taş devri gibi tarih devirleri birer faraziyedir, ispatlanmış şeyler değildir. Başından beri insan medenidir. İnsanlığın dibe vurduğu zaman ve zeminler olabilir. Nitekim astronomiye damga vuran Azteklerin torunları bugün çok geridirler.
Her milletin medeniyete az veya çok katkısı olmuştur. Seneler evvel bir Alman profesör, “Türklerin insanlığa hiçbir katkısı olmasa, sadece yoğurdu bulmaları kafidir” demişti. Bu en kıymetli bağırsak antiseptiğinin ismi bile Türkçe yoğurmaktan gelir.
Şimdi Bulgar sütü diye satılmaktadır. Türkler, buna bile sahip çıkamamıştır. Sandal tutup Boğaz köylerine bülbül sesi dinlemeye gidenlerin torunları, bugün sokaklara tükürmektedir. O estetik zevki ve rafine kültürü kaybetmiştir.
![TÜRKLERİN DÜNYA MEDENİYETİNE KATKISI NEDİR?](/Resimler/20250203-3.jpg)
Türk mutfağı
Türklerin en mühim hususiyeti adaptasyon kabiliyetidir. Bulunduğu vasata en iyi intibak eden topluluklardandır. Çevresinden müspet tesir görme hassasına sahiptir. Bu sebeple Çinlilerden, Moğollardan, Farslardan, Hindlilerden, Araplardan, Ermenilerden, Rumlardan hiçbir kompleks duymadan öğrendiklerini kendi kültürüyle harmanlamış, dünya çapında bir Türk kültürü ve Türk medeniyeti meydana getirmiştir.
Orta Asya’da şartlar icabı belki esaslı bir mutfak kültürüne sahip olmadığı halde asırlar boyunca öğrendikleriyle bugün dünyanın sayılı mutfaklarından bir tanesini meydana getirmiştir. Etli pilavın yanına sayısız yemek, içmek ve tatlı çeşitleri eklemiştir. Pek çok ülke mutfağı aslında İstanbul mutfağıdır. Bir Bulgar mutfağı, Yunan mutfağı, Ermeni mutfağından söz edilemez. Her biri İstanbul mutfağının birer versiyonudur.
Mesela kahve, Türk yurdunda yetişen bir bitki değildir. Ama XVI. asırda öğrenip sevdiği kahveyi dünyaya tanıtan II. Viyana kuşatmasından sonra Türkler olmuştur. Kendilerine mahsus pişirme tarzı bile vardır. Bu kuşatma ile tanıdıkları mehter bandosuna kulak veren Avrupalıların musiki kültürü adeta değişmiş, öte yandan askeri bando telakkisi doğmuştur.
![TÜRKLERİN DÜNYA MEDENİYETİNE KATKISI NEDİR?](/Resimler/20250203-2.jpg)
Erimiş demir getirin!
Türk medeniyeti, belki Eski Çin veya İran gibi büyük değildi. Coğrafi şartlar ancak belli imkânlar tanımıyordu. Ama zannedildiği gibi sırf göçebe bir topluluk da değildi. Şehirler, kasabalar, köyler kurmuştur. Ziraatta inkılap yapmış, herkesin sathi sürebildiği toprağı, demir aletler vasıtasıyla derin sürmeye muvaffak olmuştur.
Türkler demircilikle öne çıkmıştır. Demirin medeniyete katkısı inkâr edilemez. Zengin demir yatakları Orta Asya’dadır. Ergenekon efsanesinde bile demirden dağın demirci vasıtasıyla eritilerek yol açıldığı anlatılır. Kur’an-ı kerimde Zülkarneyn’in sed yapmak üzere erimiş demir istediği kavmin Türkler olduğunu tefsirler anlatır. Türk mıntıkalarında demirden çok eşya bulunmuştur. Ayrıca Avarlar kuyumculukta da çok ileriydi.
Türklerin medeniyete en büyük katkısı şehircilik olmuştur. Yeni şehir ve kasabalar kurmuş, mevcut olanları imar etmiştir. Kendine has şehircilik telakkisi ve mimari doku, Türkistan’dan Orta Avrupa ve Adriyatik’e kadar yayılmıştır. Benzer evler, avlular, cumbalar, pencereler çok şirindir. Hele Türk çarşısı kendisine mahsus bambaşka bir dünya teşkil eder.
Şehir, devlet demektir. Böylece güçlü bir devlet ananesi teşekkül etmiştir. Memleket salahiyetleri töreyle mahdut hükümdarlar tarafından idare edilirdi. Kanunların sözlü ve gizli olduğu bir çağda, Türklerde yazılı kanun ananesi vardı. Hunlarda hükümdar ve devletin hazinesi ayrı idi.
![TÜRKLERİN DÜNYA MEDENİYETİNE KATKISI NEDİR?](/Resimler/20250203-1.jpg)
Turan taktiği
Türkler atlı bir millettir. Türk, atın üzerinden inmeden uzun zaman geçirir. Çiğ etin, eyer altında pişmesiyle teşekkül eden pastırma (bastırma) böyle doğmuştur. Atı evcilleştiren, hatta Oğuz destanına bakarsanız tekerlek ve arabayı bulan Türklerdir.
Eyer ve üzengiyi inkişaf ettiren Türklerdir. Ata binmeyi kolaylaştırdığı için pantolonu ve hafif kıyafetleri ilk bulup giyen ve Macarlar vasıtasıyla dünyaya tanıtan Türkler olmuştur.
Türklerin ordu sistemi ve harb taktikleri, dünya harb tarihine model olmuştur. Geri çekilir gibi yapıp sonra geri dönerek düşmanı kıskaç altına almasına turan taktiği adı verilir.
Avrupa Hunlarının ve Avarların önünden kaçan şarki Avrupa’daki Cermen ve Slav halkları, garba yayıldı. Kavimler göçü denilen bu dünyanın en mühim hadiselerinden biri, Avrupa’nın nüfus yapısını ve böylece kültür tarihini değiştirmiştir.
Nihayet Müslüman Türklerin, nice zahmetler çekerek tarihin en vahşi, yağmacı ve tahripkâr topluluğu olan Moğolları durdurması ve onları asimile etmesi, insanlığa büyük bir iyilik olmuştur.
Kağıt matbaa barut
12 hayvanlı Türk takvimi orijinal bir takvimdir. Her ay ve yıl bir hayvan ile ifade ediliyor. Bugün Çinlilere mal edilir ama, Türklerin astronomide çok ileri gittiği bilinen bir keyfiyettir. Biruni, Ömer Hayyam, Uluğ Bey Türkler arasından yetişmiştir.
Bugün Avrupa’nın kullandığı takvimden daha hassas Celali takvimini Selçuklular tertiplemiştir. Fetihler sebebiyle coğrafyada ileri gitmişlerdir. Piri Reis, Seydi Ali Reis gibi alimler yetiştirmişlerdir. Kâğıt, matbaa ve barutu Çinlilerden öğrenip dünyaya tanıtan Uygur Türkleridir.
Avrupa’da içine şeytan girdi diye yakılan akıl hastalarını ilk defa hasta kabul edip insanca muamele yapan, su, kuş ve melodi sesi, meşguliyet gibi vasıtalarla ilk tedaviye çalışan Türkler olmuştur. Anadolu ve etrafında Türklerin kurduğu bimarhaneler (akıl hastaneleri) günümüze kadar gelmiştir.(Bahattin Ögel’in Türk Kültür Tarihine Giriş kitabı okunabilir.)
Önceki Yazılar
-
İNGİLİZLER KİMİ SEVER?27.01.2025
-
“YA KÂTİP İSTERİM YA ZÂBİT!” Osmanlı memuru kimdir?20.01.2025
-
DÜŞMANIN YOKSA, KARDEŞİN DE Mİ YOK?13.01.2025
-
OSMANLI PADİŞAHLARI SADECE BİR HÜKÜMDAR DEĞİLDİ!6.01.2025
-
BİR İNGİLİZ POLİTİKASI: BEKLE ve GÖR!30.12.2024
-
İSLAM TARİHİNDE CASUSLUK23.12.2024
-
ŞAM’IN VE ŞEKERİN HAYALİYLE…16.12.2024
-
MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR!9.12.2024
-
İNGİLTERE’Yİ İDARE EDEN GÜÇ ve ANKARA2.12.2024
-
TİCARET YAPACAKTINIZ DA KİM MÂNİ OLDU?25.11.2024