DİKKAT, DÜŞMAN DİNLİYOR!
Casus kime denir? 1907 Lahey Konferansı casusu şöyle tarif eder: “Muharip bir devletin harekât sahasında, düşman tarafına bildirmek maksadıyla malumat toplayan ve bunu gizli usullerle ulaştıran veya ulaştırmaya çalışan şahıs.”
Bu tarif daha ziyade harb zamanında yapılan askeri casusluğa aittir. Sulh zamanında yapılan askeri, siyasi, iktisadi, ilmi, sınai ve ticari casusluklar bu tarife girmemektedir.
Eski Türk Ceza Kanunu’ndaki (madde 133) casus tarifi daha şümullüdür: “Devletin emniyeti veya dahili veya beynelmilel siyasi menfaatleri icabından olarak gizli kalması lazım gelen malumatı, siyasi veya askeri casusluk maksadiyle istihsal eden kimse.”
Bu kişi, kendi milli menfaatlerine karşı çalışırsa vatan haini sayılır. Bu sebeple bitirilmek istenen kişi için en çarpıcı vasıta “casusluk” ithamıdır.
Casus olmayasınız?
Casusluk, insanlık tarihi kadar eskidir. ME VII. asırda yaşamış Çinli filozof Sun Çe'nin harb sanatı kitabında casusluk teknikleri anlatılır. Yusuf kıssasının Tevrat’taki versiyonunda, Yusuf Aleyhisselam kardeşlerine, “Siz buralılara benzemiyorsunuz, casus olmayasınız?” diyerek ağız yoklar.
Musa Aleyhisselam 12 kabileden birer nakip seçip, yurt edinecekleri Arz-ı Mevud hakkında istihbarat toplamalarını istedi.
ME II. bin yılda Firavun III. Thutmoses’in Thute adında bir casus yüzbaşısı vardı. ME 1320’de Mısır firavunu Tutankamon’un çocuğu yoktu. Dul eşi Ankesenamun Hitit kralından oğlunu damat olarak Mısır'a göndermesini istedi. Firavunun veziri mektubu buldu, prensi yolda öldürdü. Kendisi tahta geçerek dul kadınla evlendi.
Pers Kıralı I. Serhas da Termofil Harbi’nde (ME 430) casus olarak Ephialtes adlı bir Yunanlı’yı kullandı. Sparta hatlarının arkasına geçecek keçi yolunu gösterdi. Truva Atı, dünya tarihindeki en eski gizli operasyonlardan biridir.
Çoğu hükümdar ve kumandan, istihbarat için kahinlere müracaat ederdi. Büyük İskender’in kâhini Aristander, akli yollarla elde ettiği istihbaratı -mecburen- kehanet gibi anlatırdı. Kahinlere hiç inanmayan Kartacalı Hannibal’in ME 216’daki Cannae zaferinde casusluğun payı büyük olmuştur. Julius Sezar’dan itibaren orduda istihbarat birlikleri kuruldu.
Yüz aşçı - Yüz casus
Avrupa’da muntazam casusluk teşkilatının ilk defa XVI. asırda İngiltere Kraliçesi Elizabeth zamanında Walsingham tarafından başlatıldığı kabul edilir. Çok sayıda komplo bu sayede tesirsiz kılınmıştır. Meşhur yazar Daniel Defoe İngiltere’de istihbarat servisinin kurucularındandır. Başbakan Kardinal Richelieu de Fransa’da Cabinet Noir (Karanlık Oda) diye bilinen istihbarat teşkilatını kurdu. Şövalye d’Éon diye bilinen ekzantrik ajan hem erkek hem kadın kılığında faaliyet gösterirdi.
Vatikan ve Polonya istihbaratı, ölen çarın oğlu Dimitri olduğu iddiasıyla bir ajanlarını 1605’te boşalan Rus tahtına çıkartmaya muvaffak oldular. Ama enteresan komplo kısa zamanda açığa çıktı, Dimitri öldürüldü.
Prusya Kıralı Büyük Frederick, modern askeri casusluk teşkilatının babası sayılır. “[Fransız] Mareşal Soubise’in peşinden yüz aşçı gelir, benimse yüz casus!” derdi. Kurduğu geniş teşkilatı başlıca dört kısma ayırmıştı:
1-Köylü yahut fakir sınıfa dahil, az paraya çalışmaya razı olan alelade casuslar; 2-İki taraflı çalışan casuslar (en mühim vazifesi düşmana yanlış bilgi vermektir); 3-Yüksek dereceli casuslar (subaylar, elçiler, asilzadeler ve saray mensupları girer ve iyi para alırlar); 4-Zoraki casuslar (işgal altındaki şehirlerde ele geçen subay ve memurlar).
İkili ajanlar
Harb zamanlarında askeri casus daha fazla görülür. Sivil casus, karşı taraf casuslarını takiple vazifelidir. Hususi casusluk, yabancı bir memleketin ilmi, iktisadi veya diğer sırlarını öğrenmek için yapılır.
XVIII. asırdan beri İngiliz ticaret odasında sınai casusluk dairesi vardı. Plaka camı ve çelik endüstrisine dair nice buluşları casuslar vasıtasıyla elde ettiler. İspanyollar da gemi inşası, buhar motorları, bakır rafineri, kanallar, metalurji ve top imali ile alakalı sınai casusluğunda bulundular.
İki tarafa çalışan casuslar da vardır. Bazen her iki taraf da bunu bilir. Bazen de bir taraf, zararsız bazı sırlarını bu iki taraflı casuslara verir, mukabilinde mühim malumat edinir.
İki taraflı casusların en meşhuru Fransa’ya çalışan Alsaslı Karl Schulmeister idi. Avusturya başkumandanı Mack’in itimadını kazandı. Ona Napoléon’u çekiştirdi, Fransa’nın imparatorundan kurtulmaya can attığını, orduların cephane sıkıntısı çektiğini ve cesaretlerinin kırıldığını söylemişti. Mack buna inandı, Rus General Kutuzov’u beklemedi. Ulm Harbi’nin kaybı, Napoléon’a Viyana yolunu açtı.
I. Cihan Harbi’nin meşhur kadın casuslarından Hollandalı Mata-Hari hem Fransa hem Almanya’ya çalışırdı. Çünki her iki ordudan da sevgilisi vardı. İşini iyi yapamadı ki, Fransızlarca yakalanıp kurşuna dizildi.
Tacirler, papazlar, korsanlar
Her zaman en iyi casuslar, tacirler, papazlar ve korsanlar olmuştur. Rahatça gezebildikleri, dünyayı tanıdıkları, okuma yazma, hatta lisan bildikleri ve en mühimi akıllı oldukları için… Venedikli seyyah Marco Polo bunlardan biridir. Bir başka Venedikli, kumarbaz çapkın Casanova Fransız casusuydu. Cizvitler dünyada kurdukları istihbarat hakimiyetinin kurbanı olmuştur.
Bir ara Garp’ta Sovyetler hesabına casusluk yapmak moda olmuştu. Alman Dr. Klaus Fuchs atom bombasının sırlarını Kanada’dan çalıp Ruslara satmış; Ruslar hesabına casusluk yapan Julius ve Ethel Rosenberg yakalanıp idam edilmiştir.
XX. asrın en parlak ikili ajan vakası beş İngiliz aristokrat/sosyalist gencinin marifetidir. Cambridge Beşlisi diye anılan ve sınıflarına hıyanet eden gençlerin 1930’lardan 1950’lere kadar Sovyetlere hizmeti, romanlara ve filmlere mevzu olmuştur. Hâlâ İngilizlerin kuyruk acısıdır.
İki taraflı casusları devamlı kontrolde tutmak ve tek taraflı çalışan casusların da ileride böyle olmasını önlemek için, teşkilat içinde casusları birbirlerine kontrol ettirmek bir usuldür.
Casusluk suç mu?
Gizli istihbarat teşkilatı, her memleket hakkında askeri ve siyasi bilgi toplar. Bunu casuslar, diplomatlar, ecnebi ülkelere giden sporcu, sanatçı gibi şahıslar vasıtasıyla yapar.
Buna mukabil her memlekette karşı istihbarat teşkilatı vardır. Memleketten dışarı haber sızmasını önler. Birçok memleketlerde bu iki teşkilat birbirine bağlıdır.
Casuslar, mektep veya kurslarda hususi yetiştirilir. Sahte evrak tanzimi, fotoğrafçılık, her türlü spor, çeşitli lisanları şiveleriyle konuşabilmek, her türlü silahı kullanmak, makyaj, resim, yankesicilik, şifre çözme usulleri öğretilir. Teşkilattan olmayan kişiler, vatanseverlik veya başka maksatlarla casusluk yapabilirler.
Harbde veya fevkalade zamanlarda casusluğun cezası ölümdür. Sulh zamanında en ağır cezalar verilir. Casuslara yardım edenler de okkanın altına gider.
Mamafih casusluk milletlerarası hukuka aykırı değildir. Lahey Mukavelesi’ne göre, bir casus, ordusuna döner de sonra karşı tarafa esir düşerse, daha önce yaptığı casusluktan dolayı suçlu sayılamaz, harb esiri muamelesi görür.
Önceki Yazılar
-
Türkiye ve İngiltere Hattında KAYIKÇI KAVGASI7.10.2024
-
ZAMAN SANA UYMAZSA SEN ZAMANA UY!30.09.2024
-
TÜRKLERİN BİNLERCE YILLIK HUKUK ve ADALET MACERASI23.09.2024
-
93 HARBİ FACİASINA BÜROKRASİ SEBEP OLDU16.09.2024
-
HANEDANIN MALI POLİS NEZARETİNDE YAĞMALANDI!9.09.2024
-
HEYKEL ve İDEOLOJİNİN SESİ26.08.2024
-
TÜRK ALEMİNDE TARİHE GEÇEN RÜYALAR12.08.2024
-
MAĞRUR OLMA PADİŞAHIM SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR!5.08.2024
-
DERİN DEVLET yahut DEVLET İÇİNDE DEVLET29.07.2024
-
AVRUPA MÜSLÜMANLARININ KÖKÜ NASIL KAZINDI?22.07.2024