BÜYÜK TAARRUZ’A ÇEYREK KALA İNGİLİZ GENERAL ANKARA’DA
Ankara birliklerinin Yunan ordusuna karşı zaferiyle neticelenen Sakarya Meydan Muharebesi ile Büyük Taarruz arasında 1 sene vardır. Acaba neden bu kadar beklenilmiştir?
Görünen sebep askeri ve politik hazırlıklardır. Sakarya Muharebesi zor şartlar altında kazanılmış; ancak elde edilen maddi avantajlar, beklendiği kadar büyük olmamıştır. Düşman, Sakarya’nın batısında çakılı kalmıştır. Nihai darbe için hazırlıklar yapılması icap etmiştir.
Ama esas sebep politik bir zemin aramaktır. Ankara hükümeti, sadece askeri harekatlara değil; diplomatik faaliyetlere de büyük ehemmiyet vermiş; Sovyet Rusya, İtalya ve Fransa ile temasa geçerek menfaatli anlaşmalar yapmak suretiyle arkasını emniyete almıştı. Bu müttefiklerden biri olan İngiltere, bu konseptte açıktan olmasa da, Ankara ile ters düşmemeye, hatta zaman zaman desteklemeye çalışmıştır.
Delirmekten nasıl kurtulmuş?
Cihan Harbi’nde Irak ordusu kumandanı olup Irak’ın iç kısımlarına kadar ilerleyen General Sir Charles Townshend, 150 gün süren Kût kuşatması neticesinde erzakının tükenmesi üzerine 29 Nisan 1916’da Türklere teslim olmuştu. 57 yaşındaki esir general İstanbul’a gönderildi. Hükümet erkânı tarafından kendisine hüsnü kabul gösterildi.
Masrafları hükümetçe karşılanmak üzere Adalar’da köşk tahsis edildi. İstanbul’da serbestçe dolaşmasına izin verildi. Sık sık Amerikan sefaretini ziyaret ederek Londra gazetelerini takip etti; mektuplaşmalarını bu vasıtayla yürüttü.
Zaman zaman bedbinliğe düştüyse de, günde 8-10 saat çalışarak, daha evvel yazmayı düşünüp fırsat bulamadığı askeri taktik kitabını yazdı. Bu sayede -kendi tabiriyle- delirmekten kurtuldu. Esir mübadelesinden ümit keserek, 1918’de birkaç defa kaçma teşebbüsünde bulundu; ama muvaffak olamadı.
İstanbul’da Türkleri yakından tanıyarak Rauf Bey ile olduğu gibi bazı dostluklar kurdu. Harbin kaybı üzerine, mütareke için aracı olmayı teklif etti. Teklifi kabul gördü. Bu vesileyle Mondros Mütarekesi imzalandı. Ancak mütarekede, Townshend’in İngiliz hükümetine beyan ettiği ve Türklere avantaj temin eden bazı maddeler İngiliz hükümetince kabul edilmedi.
Türklerle dost olmalı
General mütarekenin ardından Roma ve Paris üzerinden İngiltere’ye döndü. Burada kendisine resmi bir karşılama yapılmadığı gibi, hükümet de alaka göstermedi. Ancak halk kendisine büyük tezahürat yaptı. Her uğradığı yerde gazetecilere röportaj vererek esareti esnasında kendisine nazik davranıldığını anlattı. Ayrıca erken teslim olmakla kayıpları azalttıklarını söyleyerek Türklere arka çıkmayı ihmal etmedi.
Savaş bakanlığı kendisine aktif vazife vermeyince, 1920’de askerlikten istifa ederek politikaya atıldı ve müstakil milletvekili oldu. Mecliste yaptığı konuşmalarda, İngiltere’nin Türkiye politikasını ağır şekilde tenkit etti. Derhal İstanbul’u boşaltmak gerektiğini; Türklerle dost olmanın, İngiltere’nin bilhassa sömürgelerdeki pozisyonunu güçlendireceğini tekrarladı.
Türkiye’ye gidip diplomatik temaslarda bulunmayı teklif etti. Hükümet buna sıcak bakmasa da, Beyrut yoluyla 22 Temmuz 1922’de Adana’ya geldi. Merasimle karşılandı ve ertesi günü Konya’ya giderek burada İstasyon Köşkü’nde Ankara hükümeti reisi Mustafa Kemal Paşa ile görüştü.
Hakiki bir Türk dostu
Kemal Paşa, mülakatın ana hatlarını Rauf Bey’e yolladığı telgrafta anlatmıştır. Buna göre Townshend, müttefiklerin daha evvel Paris’te Yunanlıların Anadolu’yu boşaltmasına zaten karar verdiklerini ve Boğazların milletlerarası bir statüye sokulacağını söylemiş; Ankara’nın Trakya hususunda fazla ısrarcı olmamasını tavsiye etmiştir.
Townshend ayrıca Ankara hareketini haklı bulduğunu, Türk-Yunan harbinden en çok İngiltere’nin zarar gördüğünü; Hindistan ve Mısır’da huzursuzluklarla karşı karşıya kalmaktan korkulduğunu; kapitülasyonlar hususunda Türklere esneklik gösterileceğini ve memleketine döndüğünde Türk menfaatleri için çalışacağını sözlerine ekledi.
Ümit verici sözleri üzerine Townshend Ankara’ya davet edildi. 25 Temmuz’da Çankaya Köşkü’nde kendisine yemek verildi. Burada yardım teklifinin fiyatını bildirdi. İtalyanlar ve Fransızlar, Anadolu’dan çekilme mukabilinde Ankara’dan ciddi mali imtiyazlar elde etmişti. İngiltere’nin geri kalması düşünülebilir miydi?
Belçikalı bir banker olan kayınpederi Louis Cahen’in, Rothschildler gibi dünya zenginleriyle münasebeti olduğunu; mali mevzularda Ankara’ya yardım edebileceğini; buna mukabil Anadolu demiryolu döşemek ve maden çıkarmak imtiyazının kendilerine verilebileceğini söyledi.
Ali Fuat Paşa’nın hatıratına “Hakiki bir Türk dostu idi” diye not düştüğü General, Ankara’da Refet Bey’in evinde kaldı. Başvekil Rauf Bey kendisine yemek verdi. Meclisi ziyaret ederek reis vekili Adnan Adıvar ile görüştü.
Şerefli bir barış için
General bu seyahati ve görüşmeleri, görünüşte İngiliz hükümetinin tasvibi olmaksızın yapmıştır. Hatta bu görüşmelerde konuşulanlarla bağlı görünmek istemeyen temkinli İngiliz hükümeti, bunu deklare eden bir rapor bile göndermiştir. Ama hakikatin böyle olmadığı bellidir. Nitekim Kemal Paşa, 27 Temmuz 1922’de Rauf Bey’e yolladığı telgrafta, General Townshend’in, İngiltere’nin tasvibi olmadan geldiği hakkındaki istihbaratın safsatadan ibaret oluğunu; kendisinin yarı resmi salahiyetle geldiğini söyler.
Her ne kadar Kâzım Karabekir, bu ziyareti, Yunanlıları müşkül vaziyetten kurtarmak için yapıldığını düşünürse de, bu ziyaret bilakis Ankara hareketinin İngiltere nezdindeki meşruluğunu gösterdiği için bir muvaffakiyet olarak görülmüştür. Townshend’in gelişi, Ankara’ya önünü görme imkânı vermiştir.
Sakarya Muharebesi kazanılmıştır ama, sonra ne olacaktır? Nihai bir taarruzla Yunanlılar mağlup olsa bile, İngiltere buna nasıl cevap verecektir? Ankara’yı ciddi manada endişelendiren bu muammanın cevabı Townshend ile görüşmede alınmıştır. Bu teminatın verdiği rahatlıkla kısa bir zaman sonra Yunan ordusu üzerine taarruza geçilmiş ve nihai zafer elde edilmiştir.
General, Ankara’da “Şerefli Bir Barış İçin Türklerin Kabul Edeceği Şartlar” başlıklı bir rapor hazırlayarak, İngiliz parlamentosuna gönderdi. İngiltere ve Fransa için en büyük tehlikenin İslâm ve Türk tehlikesi olduğunu; Kemal Paşa’nın, cihad kozunu kullanarak İngilizleri zor vaziyete düşürmediğini; bundan istifade etmek lazım geldiğini söylemiştir. Bilahare mütareke ve sulh, Townshend’in bu raporu istikametinde yapılmıştır.
Kaybolan pırıltı
Charles Vere Ferrers Townshend (1861-1924): Kraliyet Bahriye Koleji’nde okudu. Uzun yıllar Hindistan ve Asya’da vazife yaptı. 1896’da Mısır’a gelerek Lord Kitchener ile birlikte Sudan seferinde bulundu. 1899’da bu vazifesinden istifa edip İngiltere’ye döndü. 1905’te kısa bir zaman Paris’te askerî ataşelik yaptı. 1913’te Hindistan’a döndü.
Nisan 1915’te 6. Hindistan Birliği’nin başına getirildi ve Irak’a gönderildi. Bağdat üzerine yürürken çekilmek mecburiyetinde kaldı. 3 Aralık 1915’te Kût’a geldi. Türk ordusuna esir düşerek İstanbul’a götürüldü. Adalar’da yaşadı. Mütareke için Türkler ile İngilizler arasında tavassut etti.
30 Ekim 1918’de Mütareke imzalandıktan sonra İngiltere’ye döndü. 1920’de parlamentoya girdi. 1922’de Ankara’ya giderek Mustafa Kemal Paşa ile görüştü. 1923’te Ankara’yı bir kez daha ziyaret etti. 1924’te Paris’te bağırsak kanserinden öldü. Gerideki servetinin 120 pound olduğu görüldü.
İngiliz hükümeti kendisine pek alaka göstermese de, halkın gözünde bir harb kahramanı olarak popülerdi. Ancak teslim olan İngiliz askerlerinin kötü muamele gördüğü, yarıdan fazlasının esaret esnasında öldüğü ortaya çıkınca, bu popülaritesini kaybetti. Kût kuşatmasında pasif kaldığı; vaziyeti iyi tahlil edemeyen hatalı raporlar gönderdiği için tenkit edilmiştir. Harb hatıraları Türkçe’ye tercüme olunmuştur.
Önceki Yazılar
-
AVRUPA ÇEKİ VE HAVALEYİ MÜSLÜMANLARDAN ÖĞRENDİ18.11.2024
-
İYİ DÜELLO YAPANLAR, KÖTÜ ASKER OLURLAR!11.11.2024
-
Ankara ve İngiltere hattında HASSAS DENGELER4.11.2024
-
TERÖRÜN ALTIN ÇAĞI!28.10.2024
-
SULTAN HAMİD’İN TEK VÂRİSİ YAHUDİ DİŞÇİ!21.10.2024
-
CASUSLAR SAVAŞI14.10.2024
-
Türkiye ve İngiltere Hattında KAYIKÇI KAVGASI7.10.2024
-
ZAMAN SANA UYMAZSA SEN ZAMANA UY!30.09.2024
-
TÜRKLERİN BİNLERCE YILLIK HUKUK ve ADALET MACERASI23.09.2024
-
93 HARBİ FACİASINA BÜROKRASİ SEBEP OLDU16.09.2024