Mevlana Şii miydi?
Dünyayı tutan şöhretine rağmen, Mevlânâ Muhammed Celaleddin Rumi, gerçekte en az tanınan şahsiyetlerdendir. Bilhassa Türkiye’de. İlmi ve dini altyapısı olmayan basit kişiler, Mevlana’nın yüksek seviyedeki eserlerini okuyup güya tenkit etmekte, onun temiz şahsiyetine dil uzatmaya kalkışmaktadır. Cahil cesur olur sözü meşhurdur. Mevlana ehl-i sünnet ulema ve evliyasının büyüklerindendir. Buhranlı bir zamanda onun kadar ehl-i sünnete ve müslümanlara faydalı olmuş insan azdır. Zor zamanda az bir hizmet bile çok kıymetlidir. Ailesinin Belh’i terkedip garba göçmesinin en mühim sebebi de buradaki Batınilerin tazyikidir. Hazret-i Ebu Bekr, Mesnevi'de 10, Divan-ı Kebir'de 8; Ömer, 18 ve 20; Osman, 4 ve 8 yerde geçer. Mesnevi'de 2. cilt 2604. beyitte Halife Muaviye övülür. Allah hepsinden razı olsun. İranlı şair Hidayet Han, Mevlânâ'nın Divan-ı Kebir'ine, ona ait olmayan nice Şiî sözlerini doldurmuş; bu kitap Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in emriyle Türkçeye tercüme edilip Divan-ı Kebir'den Seçmeler diye basılmıştır. Kitabı okuyanlar, Mevlânâ'yı yanlış tanımaktadır. Tahran Üniversitesi profesörlerinden Bediuzzaman Firuzanfer, Şia taassubuna kapılmadan, Mevlânâ'ya ait bütün Divan-ı Kebir nüshalarını tedkik ederek bu uydurmaları temizlemiş ve Divan'ı 7 cilt bastırmıştır. Mesnevi 6 cilt olduğu halde, Mevlânâ'nın itibarını gören bazı kötü niyetliler, 7.bir cilt uydurmuştur. Hatta bazı Mesnevî şarihleri farkına varmayıp bunu da şerhe kalkışmışlardır. Tahran Üniversitesi profesörlerinden Bediuzzaman Firuzanfer bunun sahteliğini ispatlamıştır.


16 Aralık 2023 Cumartesi
Alakalı Başlıklar