BÜYÜK HARB BİTELİ 100 SENE OLDU

1914 sonbaharında harbe giden gençler, Noel’de evde olmayı umuyorlardı. Ne çare; harb 4 sene sürdü. Çoğu, evini bir daha göremedi.
12 Kasım 2018 Pazartesi
12.11.2018

1914 sonbaharında harbe giden gençler, Noel’de evde olmayı umuyorlardı. Ne çare; harb 4 sene sürdü. Çoğu, evini bir daha göremedi.
Avusturya veliahdinin Bosnasarayı’nda bir Sırb tedhişçi tarafından öldürülmesi, tarihin en büyük felâketlerinden birinin bahanesi oldu. Harbi esas itibariyle sömürge hayalleri kuran Almanya başlattı. Avusturyalıları, Osmanlıları ve Bulgarları da hırsına kurban etti. İngiltere, Fransa, Rusya, ABD, İtalya, Romanya, Sırbistan, Karadağ, Belçika, Yunanistan, Portekiz ve Japonya karşısında, 4 kara ülkesi…

Harb başında neşe içinde cepheye giden Alman askerleri
 
50 seneden beri savaş görmemiş 1914 nesli, harbi kahramanlık ve romantizm dolu bir masal zannediyordu. Bu sebeple Noel’de evde olacağı inancıyla cepheye gidiyordu. Mamafih bir sene içinde herkes, acı hakikatle karşı karşıya geldi. Harb, acı bir şeydi.

Siperlerde
 
Harb gibi sulh
Netice, 10 Eylül 1914’de Alman ilerleyişi durdurulmasıyla belli olmuştu. 6 Eylül 1917’de Amerikalıların harbe girmesiyle denge tamamen bozuldu. 18 Ağustos 1918’de “yenilmez” Alman ordusu çöktü. Ülke karıştı; Bavyera’da sosyalistler iktidara geldi. 9 Kasım’da tahtını terk eden Kayzer, tarafsız Hollanda’ya kaçtı. 11 Kasım’da mütareke yapıldı.
 
1871’de Fransızları yenen Prusya Kralı’nın Alman İmparatoru sıfatıyla taç giydiği Versay Sarayı’nda 28 Haziran 1919’da Versay Antlaşması imzalandı. Sömürgeler hayalindeki Almanya; Fransa, Belçika, Polonya ve İngiltere’ye çok toprak kaptırdı. Almanya’da yatırımlara girişen ABD, tazminat maddesini yumuşattı. Aşağılayıcı Versay Antlaşması, bir savaşın sonu; başka bir savaşın sebebi oldu.
 
Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan ile benzeri antlaşmalar imzalandı. Osmanlı hükümeti, Sevr’de bunlardan daha hafif şartlarda paraf edilen antlaşmayı kabul etmedi.

Propaganda kartpostalı
 
Bin yıllık Avusturya İmparatorluğu, en büyük kayıpları verdi. İtalya, Macaristan, Bohemya, Balkanlar, Ukrayna ve Polonya’daki topraklarını tamamen kaybedip; zor yaşamaya mahkûm kılınan küçücük, tarafsız ve denizle irtibatı kesik Avusturya Cumhuriyeti’ne dönüştürüldü. Ülkenin hemen bütün fabrikaları, sınırların dışında kaldı. Doğu topraklarında Çekoslovakya kuruldu.
 
Harbi başlatan şımarık oğlan Sırbistan, sonrasında büyük lokmaya kondu. Balkanlardaki Avusturya topraklarında Yugoslavya doğdu. Savaşa sonradan giren ve doğru ata oynayan Romanya ve Yunanistan da, Macaristan ve Bulgaristan’dan epey toprak kopardı.
 
Hazırlıksız giriştiği harbin ortasında Rusya’da çıkan komünist ihtilâl, Çarlığı çökertti. Ülke iç harbe sürüklendi. Galibi, yarım asır insanlara kan kusturacak Bolşevikler oldu.
 
Başta Almanya’nın müttefiki olan İtalya, 1915’te karşı safta savaşa girdi ve Avusturya’dan toprak aldı. Avrupa ve Orta Doğu’nun sınırları tamamen değişti.

Almanya ile ateşkesin imzalandığı vagon
 
Çöküş
50 ay süren harbde 65 milyon insan seferber edildi. Bunun 8,5 milyonu öldü; 21 milyonu yaralandı; 3 milyonu sakat kaldı. Esir ve kayıp, 7,7 milyon idi. Fransa, Almanya ve Avusturya aktif erkek nüfuslarının %10’unu; İngiltere, Rusya, Türkiye ve İtalya %5’ini kaybetti.  
 
Maddî tahribatın ise haddi yoktu. Alman ekonomisi çöktü; Fransa ve İngiltere, ABD’ye milyarlarca borçlandı. Ticaretteki payı küçülen Avrupa, dünya hâkimiyetini ABD’ye kaptırdı. Barışı korumak üzere Milletler Cemiyeti (BM) kuruldu.

Cepheden dönüp ailesini bulamayan bir asker
 
Tayyare, tank, denizaltı, bombardıman ve zehirli gazın ilk defa kullanıldığı bu topyekûn harb dünyayı değiştirdi. Ondan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Onun için bu harb öncesi yıllar, “Le Belle Epouqe” (Güzel Devir) diye hatırlanır.
 
İmparatorlukların yerini, ulus devletler aldı. Habsburg, Hohenzollern, Romanov ve Osmanlı gibi kaç asırlık hanedanlar yıkıldı; rejimler değişti. Eskiden “ayak takımının hâkimiyeti” olarak küçümsenen cumhuriyet, artık devrin gözde sistemidir.
 
Cemiyet düzeni altüst oldu. İnsanlar fakirleşti; çoğu manevî buhrana düştü. Daha evvel ayıplanan ırkçılık cereyanı güçlendi. Aristokrasi ağır bir darbe aldı; bu da o zamana kadar hep soyluların himayesinde yaşayan sanat ve estetik anlayışı değişti.
 
Hastanede yaralılar ve kör esirler
 
Faturanın büyüğü
En büyük felâket, savaşta bir milyon evladını kaybeden ve iflâs eden Türklerin başına patladı. Osmanlı ülkesi parçalandı. Petrol havzaları, Müslümanlarla meskûn topraklar işgal edildi. Üretici ve tahsilli genç nüfus, cephelerde harcandı. Savaş zenginleri ve yeni elitler türedi. Binlerce insan yerinden yurdundan oldu. İnsanlar can derdine düştü. Türklerin ödediği en büyük bedel, bin yıllık bir kültürün kaybıdır.
 
Osmanlı ordusu Kafkas, Çanakkale, Irak, Mısır, Galiçya, Yemen, İran, Libya ve Suriye cephelerinde savaştı. Geniş bir sahada, sıkıntılı tabiat şartları altında mevcudu, teçhizatı, erzağı noksandı. Zâyiat da fazla oldu. Silâh altına alınan 2,85 milyon kişidir. Cephede veya yaralanıp hastanede yahud sâri hastalıktan ölenlerin sayısı 325 bin, yaralılar 400 bin, esirler 200 bin; firarî ve kayıplar ise 1.300.000 olmak üzere, zâyiat 2 milyon kişidir.