HAZRET-İ İSA’YA HÂİNLİK EDEN KİM?
Havarilerden Yahuda, Hazret-i İsa’yı ele veren kişi olarak bilinir. Bütün bir Hristiyan inancı bunun üzerine kurulmuştur. Acaba gerçek böyle midir? Yahuda bir hain mi? Yoksa kendisini feda eden bir kahraman mı?
Hazret-i İsa, Filistin’de ilahî tebliğe başladığında, kendisine putperest Romalılardan ziyade, tek tanrılı bir dine sahip Yahudiler karşı çıktı. Gerçi Yahudiler, kurtarıcı bir peygamber bekliyorlardı. Ama lütufkâr ve merhametli İsa, onların beklediği sert kurtarıcıya benzemiyordu.
Son yemek
Hazret-i İsa, Davud aleyhisselâm soyundan bir hahamdı. Yahudilerin çoğunun, Musa şeriatından uzaklaşmalarına karşı çıktı. Haram kılınmış olmasına rağmen, Bet-Makdis’de (Mescid-i Aksâ’da) tefecilik yapanları dağıtması,, bardağı taşıran son damla oldu. Kendisini Filistin’deki Roma Vâlisi Pontius Platus’a şikâyet ettiler. Olgun ve entelektüel bir kişi olan vâli, Hazret-i İsa ile görüştü ve söylendiği gibi biri olmadığı gerekçesiyle şikâyeti ciddiye almadı. Bunun üzerine bir plan düşünen Yahudiler, vâliyi endişelendirmek için Hazret-i İsa’yı “Yahudilerin Kralı” iddiasında olmakla suçlayıp mahkûm ettiler. Bu siyasî bir suç demekti. Yahudilerin, mensuplarını muhakeme ettikleri mahkemeleri vardı; ama bunların cezalandırma salahiyeti yoktu. Vâli, halkın reaksiyonundan ve böylece Roma nezdinde menfi pozisyona düşmekten korkup Hazret-i İsa’nın cezalandırılmasına izin verdi. Hahambaşı Kifas’ın askerleri Hazret-i İsa’yı almaya geldiler. Buraya kadar bir tarihî hâdiselerde bir problem yoktur.
Hristiyan inancı, Hazret-i İsa’nın 12 havarisi ile yemek yerken, içlerinden birinin kendisine hıyanet edeceğini haber verdiğini söyler. Bu Son Yemek çok meşhurdur; ekmek ve şarab ile yapılan komünyon (mass, evharistiya) âyini bunun hatırasıdır. Yemekten sonra havarilerden, ayni Hazret-i Mesih’in 12 kişilik yakın çevresinden Yahuda İşkaryot, 30 dirhem gümüş karşılığında Hazret-i İsa’yı Yahudilere teslim etti. Hazret-i İsa, Zeytin Dağı eteklerinde, annesinin evinin yanında zeytin ağaçları bugün bile duran Gethsemane Bahçeleri’nde tevkif edildi. Bir gece, şehirde bugün bile mevcut olan bir mağarada mahpus tutuldu. Sonra Via Dolorosa (Elemler Yolu) denilen sokaklardan sırtında çarmıh ile geçirilerek Golgota Tepesi’ne getirildi. Mağaradan itibaren yol boyu tökezlediği, elini dayadığı, annesiyle göz göze geldiği 14 yer, bugün mukaddes birer durak kabul edilir ve Hristiyanlar, sırtında sembolik haçlarla bu yolda yürüyerek kendi dinlerine göre bir hac merasimi ifa ederler. Hazret-i İsa, bu tepede çarmıha gerildi. Burada öldü. Bu arada Yahuda pişman olup aldığı parayı iade etti ve kendisini bir ağaca astı. Hahamlar, “habis” gördükleri bu parayla mezarlık almayı uygun buldular. Müminlerden birkaç kadın, Hazret-i İsa’ya benzer birinin çarmıhta öldüğünü uzaktan gördü ve havarilere haber verdi. Havariler, üç gün sonra Hazret-i İsa’yı diri olarak gördüler ve sonra göklere yükseldi.
Hâdisenin Hristiyan versiyonu böyle. Peki sonra neler oldu? Muhtemelen bu sırada Yahudiler de yanıldıklarını anlayıp mezarı açtılar. Buradakinin İsa olmadığını anlayınca cesedi yaktılar. Havariler, kabre gelince, boş olduğunu gördüler. Şu halde “Hazret-i İsa çarmıhta öldü, sonra gömüldü, sonra dirilip göğe ağdı” zannettiler. Yahuda figürü ise, hâdiseye sonradan sokuldu. Hazret-i İsa’nın güya çarmıha gerildiği, gömüldüğü, göğe yükseldiği ve kıyamet günü tekrar ineceğine inanılan bu yere, Roma İmparatoru Constantinus’un annesi Azize Helena bir kilise yaptırdı. Bugün buraya Mukaddes Kabir Kilisesi veya Kıyamet Kilisesi denir ve çeşitli Hristiyan mezheplerinden ruhbanlarca idare edilir.
Kim feda eder?
Kur’an-ı kerim, Hazret-i İsa’nın çarmıha gerilmediğine ve ölmediğine, bu hususta insanların bir şüpheye düşürüldüğünü söyler. Rivayete göre onu çarmıha gerilmiş halde görmüşlerdir; ama aslında böyle bir şey olmamıştır. Veya onun yerine bir başkası çarmıha gerilmiştir. Bu kişi de belki çarmıha gerilmeyi hak etmiş bir suçludur. Vehb, İbni İshak gibi ilk devir âlimleri, Hazret-i İsa göğe çıkmadan evvel kısa bir zaman için vefat etti diyorsa da, sahih olan Hazret-i İsa’nın hiç ölmediğidir. İslâm tarihlerinde bu ihbarı yapanın kim olduğuna dair enteresan bilgiler vardır. Ekseri İslâm tarihçileri ve tefsircileri, umumiyetle sonraki Hristiyanların rivayetlerini alıp yazmak durumunda kalmışlardır.
Büyük İslâm tefsircisi ve tarihçi Taberî, İsrailiyat rivayetleriyle tanınan Tâbiîn âlimi Vehb bin Münebbih’den, bu ihbarcının bir havari olduğunu nakleder; ama isim zikretmez. Sahabe-i kiramdan Abdullah ibni Abbas der ki, Yahudi hâkiminin adamı Filtiyabus, Hazret-i İsa’yı yakalamak üzere bulunduğu yere girince, melekler İsa’yı göğe kaldırdı. Arkadan gelenler Filtiyabus’u Hazret-i İsa’ya benzetip çarmıha gerdiler. Müfessir Kurtubî ise, ihbarcı Yahuda’nın, havârilerden değil; oradaki âdi Yahudilerden biri olduğunu ve Hazret-i İsa’ya benzetilerek çarmıha gerildiğini söyler. Yahuda (Judas), o zaman yaygın bir isimdir.
Tâbiîn âlimlerinden tarihçi Dahhâk’ın enteresan bir rivayeti vardır. Buna göre, Hazret-i İsa, bulunduğu yer Yahudilerce basıldığı sırada, Rabbinin göğe yükseltme iradesi kendisine bildirilince, “Bu gece kim kendisini benim için feda eder de cennette yanımda olur?” diye sordu. Havarilerin en cesuru olduğu anlaşılan Yahuda “Ben” diye öne atıldı. Hazret-i İsa, kaftan, sarık ve asasını ona verdi. Yahuda’yı, İsa sanıp çarmıha gerdiler. Hazret-i İsa, göğe yükseltildi.
Katil mi? Arslan mı?
1970’lerde Mısır’da bulunup, nice maceralardan sonra 2006’da ortaya çıkarılan Yahuda İncili’nde hâdise klasik Hristiyan teolojisinden farklı şekilde anlatılır. Buna göre Yahuda’nın yardım istemeye gittiği bir dost, kendisini takip edip Hazret-i İsa’nın yerini öğrenmiş ve Yahudilere ihbar etmiştir. Buna mukabil Yahuda, hâdiseye sebep olduğunu düşünerek kendisini feda etmiş; çarmıha gerilerek idam olunmuştur.
Peki Hristiyanlıktaki Yahuda telakkisi nasıl ortaya çıkmıştır? Hristiyanlığı başka forma sokuşu ile tanınan Paulus, Yahuda’yı tanımış olsaydı, rahatça bu bilgiyi yayan odur denebilirdi. Yahuda, muhtemelen Hazret-i İsa’yı tanıyan ve yerini ihbar eden bir Yahudi idi. Sonradan bu kimse ile Havari Yahuda birbirine karıştırıldı. Bütün Hristiyanlık inancı, bu temelsiz bilgi üzerine kurulmuştur. Yahuda, hatta kendini astığı erguvan ağacı bile kötülüğün sembolü sayılmıştır. Yahuda, soylu bir Yahudi ailesinden geliyordu. Entelektüel olduğu, kendi adını taşıyan İncil’in üslûp ve ifadesinden anlaşılmaktadır. İşkaryot, Latince “kâtil” (sicario); İbranice “arslan” veya “Keryot’lu Adam”; Aramice, “kızıl renkli” veya “asılmış kimse” kökünden gelen bir kelimedir. Keryot, Filistin şehirlerindendir. İhtimal, kelimenin farklı menfi manaları, sonradan bu hikâyenin yakıştırılmasına sebep olmuştur.
Uğursuz 13
13 sayısının uğursuz olduğuna dair inanç, bir çeşit korku hastalığıdır (triskaidekaphobia). Nitekim bir yıl içinde ay 13 defa dolunay olarak gözükür. İskandinav ışık ve güzellik tanrısı Balder'in verdiği ziyafete 12 kişi davetli iken, yalan ve hile tanrısı Loki, davetli olmadığı halde, zorla 13. kişi olarak katılmak ister. Niza çıkar; Loki, Balder'i öldürür. Bu efsane, sonradan Hazret-i İsa'nın son yemeğine tatbik edilir. Burada Balder'in yerini İsa; Loki'nin yerini de Yahuda alır. Bu yemekten 24 saat sonra Hazret-i İsa’nın çarmıha gerilerek öldürüldüğüne inandıkları için Hıristiyanlarda, akşam yemeğinde 13 kişi bir araya gelirse bunlardan birinin başına bir felâket geleceği inancı yaygındır.
Önceki Yazılar
-
ŞAM’IN VE ŞEKERİN HAYALİYLE…16.12.2024
-
MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR!9.12.2024
-
İNGİLTERE’Yİ İDARE EDEN GÜÇ ve ANKARA2.12.2024
-
TİCARET YAPACAKTINIZ DA KİM MÂNİ OLDU?25.11.2024
-
AVRUPA ÇEKİ VE HAVALEYİ MÜSLÜMANLARDAN ÖĞRENDİ18.11.2024
-
İYİ DÜELLO YAPANLAR, KÖTÜ ASKER OLURLAR!11.11.2024
-
Ankara ve İngiltere hattında HASSAS DENGELER4.11.2024
-
TERÖRÜN ALTIN ÇAĞI!28.10.2024
-
SULTAN HAMİD’İN TEK VÂRİSİ YAHUDİ DİŞÇİ!21.10.2024
-
CASUSLAR SAVAŞI14.10.2024