TÜRKLER VİYANA KAPILARINDA…

Osmanlılar ilk defa 1529’da Viyana önlerine geldi. Kanuni Sultan Süleyman, kışın bastırması üzerine kuşatmayı kaldırdı. 1683’de Osmanlı ordusu ikinci defa Viyana surları önüne geldi. Bu ikinci kuşatma daha zorluydu. Hatıraları bugün bile canlıdır.
14 Ağustos 2013 Çarşamba
14.08.2013

Viyana, iki asır boyunca Osmanlıların hayallerini süsledi. Burayı alarak Roma’yı inmeyi düşlediler. İki Kayser (imparator) şehri, yani İstanbul ve Roma, Hazret-i Peygamber tarafından Müslümanlara va’dedilmişti. İstanbul’un fethi ile birincisi gerçekleşmişti. Sıra şimdi ikincideydi. Ancak Roma ümidiyle yaşayan Osmanlıların talihi, Viyana surları önünde döndü. Buna rağmen Viyana’da, Osmanlıların hatırası bugüne kadar canlı bir şekilde devam etmiştir.
 
Viyana Kuşatması'nı tasvir eden eski bir gravür
 
Yağma yok!
Osmanlılar ilk defa 1529’da Viyana önlerine geldi. Kanuni Sultan Süleyman, kışın bastırması üzerine kuşatmayı kaldırdı. 1683’de Osmanlı ordusu ikinci defa Viyana surları önüne geldi. Slovakya’da yaşayan Macarlar, Alman zulmüne karşı Osmanlılardan yardım istedi. Bunu vesile bilen, Veziriazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Almanya etrafında birleşen Katolik ittifakını daha başında bertaraf etmek istiyordu. Ancak bu kendilerine karşı birleşmiş bir Avrupa’yı yenebilir miydi? Ortodoks Balkanların istilâsına ses çıkarmayan, kendileriyle aynı ırktan olmayan Macarlara arka çıkmakta isteksiz davranan Katolikler, o zaman Avrupa’nın merkezi sayılan Viyana’yı hiç Türklere kaptırır mıydı? 1648 tarihli Vestfalya Anlaşması ile mezhep savaşlarını bitiren Avrupa devletleri, Viyana önlerine gelen ve ikinci defa kıtanın kalbini tehdit eden Osmanlılara karşı birleştiler. Bu ittifak, tarihin dönüm noktalarından birini teşkil edecektir.
 
Viyana Müzesi'nde Kara Mustafa Paşa portresi
 
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, gururlu ve pek kendine güvenen bir vezirdi. İzin vermeyeceğini düşündüğünden dolayı, Sofya’da bulunan padişah Sultan IV. Mehmed’e haber vermeden sefere çıkmıştı. Şimdiki Avrupa hükümdarları gibi, hükûmete müdahaleden çekinen padişah, “Haberim olsa, izin vermezdim” demiştir.  Merzifonlu, şehrin hemen fethedileceğinden emin olduğu için, kuşatmaya tam hazırlıklı değildi. Meselâ yanında kuşatma topları yerine sahra topları vardı.
Viyana'yı müdafaa eden Kont von Starhemberg
 
Ordu Tuna kenarında Alamandağı da denen Kahlenberg tepesinde mevzilendi. O zaman Viyana, şimdiki 1. Bölgeden ibaretti. İmparator ve ailesinin terk ettiği şehri, ihtiyar, tecrübeli ve korkusuz Kont von Strahlemberg müdafaa ediyordu. Teslim teklifi reddedilince banliyöler ateşe verildi. Şehrin düşmesi an meselesiydi. Merzifonlu, şevklendirmek için askere yağma hakkı verilmesi teklifini reddetti. Şehri, bütün zenginlikleriyle ele geçirmek arzusundaydı. Kuşatma sırasında, gece çalıştığı için, şehre tünel kazan Osmanlı lağımcılarının seslerini duyan fırıncılar, bodrumları doldurarak teşebbüsü engellediler.
 
Vezir-i Azam çadırı (Arsenal Müzesi)
 
Anlasın Tatarın kıymetini!
Bu şartlar altında Viyana kuşatmasına karşı çıkan Kırım Hanı Murad Giray, Merzifonlu tarafından divandan hakaret edilerek kovulmuştu. Halbuki eski bir hanedandan geldiği için Osmanlı padişahı bile Kırım Hanı’na ayağa kalkardı. Buna içerleyen gururlu Han, Kral Jan Sobieski kumandasındaki Leh destek kuvvetlerinin, kollaması gereken Tuna’dan geçmesine “Osmanlı, anlasın Tatarın kıymetini!” diyerek seyirci kaldı. Kırım askerleri, Osmanlı akıncı kuvvetlerini teşkil ediyordu. Sobieski, yetişip ordunun sağ kanadını vurdu. Merzifonlu ile arası iyi olmayan kumandanlar, daha bozgun emaresi yokken geri çekildi. Ordugâh düşman eline düştü. Viyana bir kez daha kurtulmuştu. Yanıkkale’ye çekilen Merzifonlu, cepheden firar eden ihtiyar vezir Budin Vâlisi İbrahim Paşa’yı idam ettirdi. Kırım Hanı’nı da azletti. Jan Sobieski’nin popülerliğinden çekinen Avusturyalılar, ordusunu aç bırakarak minnetlerini gösterdi. Sobieski, kırgın bir şekilde yurduna döndü.
Jan Sobieski
Viyana Kuşatması, Türklerin yenilmez olduğu inancını yıktı. Avrupa’nın en güçlü askerlerinden Prens Eugene, Osmanlı ordusunu birbiri ardına bozguna uğrattı. 1071’den beri süregelen Osmanlı ilerlemesi böylece durmuş oldu. Merzifonlu Belgrad’da idam olundu; hasımları da ellerine mendil alıp oynadı. Ordu, Alman-Leh ve Venedikliler karşısında kâh yenerek kâh yenilerek geri çekildi. Muharebeler sürerken, padişah, tahtını kaybetti. Nihayet harb 1699 Karlofça Anlaşması ile bitti. Macaristan, Erdel, Dalmaçya ve Mora (356 bin km2 toprak) elden çıktı. Bu tarih, Osmanlı Devleti’nin gerileme devrinin başlangıcı sayılır. Asya’nın üstünlüğü, artık Avrupa’ya geçmişti.
Prens Eugene
Osmanlılardan kalma eşya ve silahlar ile veziriazama ait olduğu sanılan otağ Viyana’da müzeye kondu. 200 kadar top ve diğer metal silahlar eritilerek yapılan büyük bronz çan Stefan Katedrali’ne asıldı. Viyana, kahve ve hilâl şeklindeki kruvasan çöreği ile bu sayesinde tanıştı. Viyanalılar, her sene şehrin Türklerden kurtuluşunu kutlar.
Viyana Kuşatması'nın 300. yılında Merzifonlu'nun otağı şeklinde yapılan sanat evi
Osmanlı Silahları (Arsenal Müzesi)
Hofburg Kraliyet Sarayı'nda sarıklı Osmanlıları tasvir eden heykeller
Türklerden kurtuluşun 300. yılı (Leopold Kilisesi)
Türk Caddesi
Viyana Kuşatması ile alakalı kitaplardan Anno 1683
Viyana Kuşatması ile alakalı kitaplardan
Viyana Müzesi'nde Kara Mustafa Paşa'ya ait eyer, topuz ve sadak
Viyana'da çokca görülen hatıralardan Türk Kafası (Türkenkopf)